Müslüman yoga yapar mı? Namaz varken yogaya ihtiyaç var mı?

24 Ağustos 2007 11:52 tsi
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Salih Akdemir dün Milliyet’te yayınlanan röportajında yogaya methiyeler düzmüştü. Belli çevrelerin İslam’la ve özellikle namazla yogayı sürekli bir araya getirme, yan yana koyma telaşına

Namaz kılan birinin sizce yogaya ihtiyacı var mı?

Kur'an'da, "Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin."^{Bakara 153}, "Onlar namazlarında huşu içindedirler"^{Müminun  2} ve "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur"^{Rad  28} gibi ayetler var. 

İbadetin en güzelini yapan, Allah’a dua eden biri yogaya neden ihtiyaç duysun ki.

Genel olarak yoga ve benzer akımlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bunlar moda düşünceler. İslamiyet’le örtüşmüyor. İlahiyatçılar bu gibi akımlarla ilgilenmemeli.

Prof. Salih Akdemir, İbn Arabi ve St. Pavlus’u referans göstererek ‘Şeriat öldürür, aşk diriltir’ diyor. Sizce de öyle mi?

İbn Arabi ve diğer tasavvuf büyükleri, netice itibariyle İslam’da referans alınacak kişiler değil. İslam’ın kaynakları insanlar değil. İslam’da üç temel kaynak var: Kur'an, sünnet ve rasyonel düşünceler... Bu kaynaklardan yararlanılarak İslam düşüncesi oluşturulabiliyor.

Neden son zamanlarda İslam ve namaz, meditasyon, yoga gibi öğretilerle bir araya getirilmeye çalışılıyor? Bunda bir art niyet, planlı bir İslam’ı deforme etme gayreti var mı?

İnsanların inançları üzerinde etkili olmak isteyen çevreler var. Dinle arası iyi olmayan insanlar üzerinde etkili olmak için doğu felsefesi kullanılıyor. Normal karşılamak lazım. Bu tür İslam karşıtı çalışmalar daha önce de vardı. Tüm bu sistemler sahih bir İslam anlayışını engellemek için var.
Hicri 2. asırdan beri insanları İslam’dan uzaklaştırmak için pek çok şey kullanıldı. Bunlar da onların devamı.
Mesela bir dönem İslami kaynakların reddettiği ‘reenkarnasyon’ gündeme getirilmişti. Hem de ünlü ilahiyatçılar tarafından... Maalesef ilahiyatçı arkadaşlar da bu oyunda kullanıldı.

Şu anda The Secret ve türevi kitaplar çok satanlar listesinde en üstlerde yer alıyor. Biliyorsunuz insana yarı-tanrı misyonu yükleyen, lafı “insan isterse her şeyi yapabilir”e getiren tehlikeli kitaplar bunlar. Sizce iki vaka arasında bir bağlantı var mı?

İnsanın yoğunlaşarak, istediklerini yoktan elde etme imkanı yok. İnsan yoğun olarak düşünürse bir istek hakkında, kafanızda ona ulaşmak için yollar tasarlar. Ona giden yollar konusunda daha açık olur. “İnsanlar hayal ettiklerine ulaşır” söyleminin dinle ve bilimle alakası yok. Öyle bir dünya düşünün. Herkesin istediğine ulaşması, hakları ve sorumlulukları da zedeler.
Bu, dini ve bilimsel açıdan tutarlı değil. İnsanların dinden ve bilimden uzaklaşması için kullanılan propagandalar.
Mesela Budizm’in yayılması üzerinde ısrarla durur çeşitli çevreler. Budizm, yoga ya da ayurvedanın insanın dini ihtiyaçlarını karşılayacağı söylenir. Namaz kılmayan insanlara bu telkinlerde bulunarak İslamiyet’ten uzaklaştırma amacı güdülüyor olabilir.
Yoga ve ayurveda öğretileri ışığında insanların ruhani isteklerinin karşılanabileceği söylemiyle ABD’de bir arkadaşım karşılaşmıştı. Bir dönem ilgilenmiş, sonra namazın insan ruhu üstündeki etkilerinin kendinde galip geldiğini söyledi. Ama o arkadaş namazı ve İslam’ı biliyordu. Hiç bilmeyenler üzerinde korkunç etkileri olabilir.

Yogacı ilahiyat profesörü Salih Akdemir’in röportajı için tıklayınız.

Kaan Kıymaç / www.iyibilgi.com

Bu haber 7,287 defa okundu.