En Sıcak Konular

İyibilgi durum raporu: Ne oluyor?

23 Ağustos 2007 16:24 tsi
İyibilgi durum raporu: Ne oluyor? İç siyaset Türkiye’yi yordu ama işin sonuna da gelindi gibi. Şimdi biraz dışarıya bakmak gerekiyor. Gerekiyor ama son iki-üç ay konsantrasyonumuzu bozdu. Şimdi temiz bir sayfa açıp ‘nerede kalmıştık’ demek lazım. Bunun için de bir ‘

Amerika Birleşik Devletleri: Beyaz Saray en zayıf dönemlerinden birine girdi. Tabii bir “süper güç” “siyaseten” ne kadar zayıflarsa o kadar. Beyaz Saray en kritik adamlarını kaybediyor ve üst üste pozisyonlarını terk eden “Başkan’ın adamları” yeni bir dönemin sinyallerini veriyor. Temsilciler Meclisi ve Senato’da zaten Cumhuriyetçilere karşı olan tutum Irak sorununun bir an önce aşılması isteği ile hükümeti yıpratıyor. Bunlar yetmezmiş gibi seçimler de yaklaşıyor ve ABD’nin iç gündemi yeni başkan adayları ile “sarsıntı” sinyalleri veren ekonomiye kayıyor. Bununla birlikte ABD, gırtlağına kadar battığı Ortadoğu sorununu nasıl sağ-salim aşacağının yollarını arıyor. Keza Rusya fenomenin geri dönüşü de Washington’u zorluyor. Bu entegre sorunlar konuların ele alınıp çözülmesini zorlaştırıyor. ABD bir “yenilenme”ye ihtiyaç duyduğunun farkında ve seçimlere kadar bu düşük tansiyon azalarak devam edeceğe benziyor. Tabii Bush bir seçim çılgınlığı yapmazsa.

İsrail: Saddam’ın devrilmesi ve Irak’ın yeniden yapılanması sürecini mükemmelen izledi ve katıldı. Ve hiçbir şekilde işin içinde olmamaya özen gösterdi. Ancak bu aşamada İran ile bir yüzleşmeye doğru gidiyor. Tel Aviv bunu yapmak istemiyor. Daha doğrusu kendi yapmak istemiyor. Her zamanki maşayla, yani ABD ile Tahran’ı yakalamak niyetinde. Esasında bu hayati amacına çok yaklaşmıştı ama ABD’nin gücü kesilmeye başladı. Şimdi bir yandan kaçan fırsata hayıflanırken öte yandan “olası bir faturanın” muhatabı olmak istemiyor. Bu yüzden yine ABD desteği ile Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, üçe bölünmüş Irak ve bazı körfez ülkeleriyle etrafını sağlamlamaya uğraşıyor. Şu sıralar en büyük sorunu ise Türkiye. Ankara ve Tahran’ın birbirine doğru attığı adımlar İsrail için tolere edilebilir bir şey değil. Bunun halledilmesi gerekiyor ama nasıl?

İran: Oyunu hala bildiği gibi oynuyor ve doğrusunu söylemek gerekirse iyi oynuyor. Irak Savaşı’nın başından beri yürüttüğü her politika şu an kendisine başarı ve güç olarak dönmüş durumda. Arap ülkelerinin bir çoğu ki bunların içinde ağır Batı yanlısı olanlar da dahil, İran’a saygı duyuyor. Ama bunu açıkça söylemeleri zor. Yine de okunabilecek şekilde ima ediyorlar. İran bir yandan da ABD ile düşük düzeyli görüşmelerini sürdürüyor. Ama buradan ne çıkacağı henüz belli değil ve belli olsa da kısa vadede kesin sonuç beklemek zor. Sıkıştırılmışlığını da aşıyor İran. Evet ambargo hala sürüyor ama Orta Asya Cumhuriyetleri, Rusya ve Türkiye’den açılan işbirliği kapıları yöneticileri memnun ediyor. Önündeki en ciddi konulardan biri Irak’ın durumu. İran aslında Irak’tan beklentilerini-savaş dönemi-için maksimize etmiş durumda. Özellikle güney ve orta kesimlerde neredeyse ABD kadar hakimiyeti var. Kuzey ise İran’ın ne kadar zeki olduğunu gösterecek son sınav. Kendisine yönelik PJAK eylemlerine sert karşılık veriyor ama “girecek mi girmeyecek mi” sorusu çok önemli. Girerse bölgedeki tüm dengeler değişecek. Bu kesin. Ama lehine mi aleyhine mi? ABD ve İsrail, İran böyle bir şey yaparsa Türkiye’nin ve hatta Suriye’nin de buna katılabileceğinden endişe ettiğini söylüyor. Oysa tersi de mümkün! Acaba ABD, İran’ın bu hamlesini zaten bekliyor olabilir mi?

Irak: Bağdak hala Allah’a emanet. Hemen hiçbir şey düzelmiş değil. Direnişçilerin eylemleri azalmadan sürüyor. Siyasi boşluk var. ABD’den “çekilme” sözleri geliyor. İç politik dengelerin hepsi bozuk. Siyasal, yasal, ekonomik taşlar yerine oturmuş değil. Kuzey ise ayrı bir sorun. Irak hayata tutunmaya çalışıyor ama tek başına hala zor.

Rusya: Putin kabus gibi sadece ABD’nin değil bölgenin tepesine binmiş durumda. Türkiye, İran, Suriye ve İsrail’le ilişkilerini belli bir düzeyde ama iyiye yakın tutmayı sürdürüyor. Fakat Kremlin’in küresel oyuncu olarak yeniden dirilmesi bu bölgedeki dengeleri de etkiliyor. Örneğin İran’a Türkiye ile girdiği enerji anlaşmalarına kızıyor görünüyor ama İran-ABD arasında kime yakın duracağı konusunda sorunu yok!

Türkiye: 22 Temmuz seçim sonuçları siyasi iktidarın bir çok alanda elini rahatlatmış olabilir ama bu konuda değil. Zira AKP’nin aldığı yüzde 46.7’nin çok büyük çoğunluğu, geri kalan yüzde 53’ün ekseriyeti gibi ABD, İsrail ve AB konularına çok sıcak bakmıyor. Hele ABD ve İsrail’le ilişkilerde hükümetin atacağı yanlış bir adım, bu ülkerin dümen suyunda gidiliyor görüntüsü vermesi bu tabanı kızdırabilir. Bunun en çarpıcı ve taze örneği, İran ile yapılan enerji anlaşmalarının genel olarak beğeni kazanması. Ankara’nın Kuzey Irak konusundaki tavrında da radikal bir değişiklik yok. Türk Dışişleri Irak’ın hala soğumasını bekliyor. Bu diplomatik bir kelime. Bekleme ABD ve müttefiklerini gittikçe zora sokuyor. Ankara bölgeden çekilen Batılıların ardından “pozisyonun çok değişeceğine” oynuyor. Ve bu bakış çok yanlış da değil. İkinci konu ise İsrail. İsrail’le ilişkilerde bir kırılma yok. Bu kırılmanın yaşanmaması için de “asgari” fedakarlık yapılıyor. Ama görünen o ki yetmiyor. İsrail Türkiye’nin Filistin ve İran’a bakışından memnun değil. Bu dolaylı olarak ve Kuzey Irak meselesi ile de birleşerek ABD’yi masaya dahil ediyor. ABD, Türkiye’deki siyasi gelişmelerden memnun ama ayın şeyi sosyal gelişmeler için söylemek zor. Washington, Ankara’nın ilişkileri iyi tutma politikasının farkında. Ancak terörist PKK, Kuzey Irak, İran ve elbette yükselen anti-Amerikan dalgadan huzursuz. Yapacağı en küçük bir yanlışın Türkiye ile ilişkilerinde pahalıya patlayacağının farkında. Bunun yanı sıra Türkiye’nin yapacağı bir eylem de ABD’yi köşeye sıkıştırabilir. Kısaca Ankara “denge”ye konsantre olmuş halde.
www.iyibilgi.com



Bu haber 922 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,770 µs