Türkiye su yüzünden savaşa, İsrail KKTC’ye!

21 Ağustos 2007 14:35 tsi
Su savaşları senaryosu yeni değil ama “bayat” da değil. Daha bugün Washington Times Gazetesi, Türkiye’nin Irak ve Suriye ile “su” yüzünden savaşın eşiğine gelebileceğini yazdı. Esasen “su” konusunda hassasiyet içi

Kısaca “su” artık kesinlikle hem stratejik hem de tehlikeli bir materyale dönüştü. Bunun için herkes elindeki su kaynaklarını mümkün olan en optimal seviyede kullanmaya ama daha önemlisi korumaya çalışıyor.

Düne kadar genel olarak su sorunu çekmeyen Türkiye de durum buysa, kuraklık ve su kaynakları açısından çok daha fakir İsrail’in durumu ne acaba?

İsrail su meselesini kurulduğu yıllardan beri çok önemsemiş bir ülke ve su politikalarını yıllık hatta 5 yıllık yapan bir ülke dahi değil. Çok uzun erimli su planları üreten Tel Aviv, su sorununu hep önceden çözmeye çalışıyor.

İyi ama nasıl. Elbette su teknolojileri, deniz suyundan temiz su eldeleme, barajlar ve tarımcılık konusunda dünyadaki sayılı ülkelerden biri İsrail. Ancak bu yüksek verim sağlayan su bilinci bile ülkenin su ihtiyacını eksiksiz ve geleceğe yönelik olarak karşılamıyor.

Doğal olarak bu ülke su ihtiyacını dışarıdan da temin ediyor. Herkesin anımsayacağı gibi Türkiye’den de örneğin Manavgat eliyle su satın almak istemişti. Şu sıralar Manavgat’ın “cılızlaşması”, İsrail ile bu konuda kapsamlı bir anlaşma imzalamamış olmamızın doğrulu gösteriyor.

“Ana”dan olmazsa “yavru”dan!

Ancak su vazgeçilmez ve tartışılmaz bir ihtiyaç ve İsrail’in her nereden bulursa, az ya da çok su temin etmesi gerekiyor. İşte bu önermeyi doğrulayan gelişmelerden, iddialardan biri de oldukça ilginç.

Bu iddiaya göre İsrail, Kuzey Kıbrıs’tan su eldelemenin yollarını arıyorlar ve bunun için toprak satın almak da dahil önemli adımlar atmaya başlamışlar.

Kuzey Kıbrıs’ın en stratejik alanlarından biri olan Karpaz’da İsrail’in toprak alımları yaptığı iddia ediliyor. Aslında iddia kelimesini aşan bir durum da söz konusu. Zira İsrail burayı “turistik tesisler kurmak” amacıyla satın almaya başlamış ve etrafını da dikenli tellerle çevirmiş.

Bu tesis tam 5000 konutluk olacak. Bunun yanı sıra deniz suyundan tatlı su elde etmek amacıyla da ayrı bir tesis inşa ettiği, bu tesisin 200 bin tonluk bir kapasiteye ulaşacağı dillendiriliyor.

Kaldı ki bu iddianın karşı iddiası daha da iddialı. “Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı” Ahmet Göksan’a göre, İsrailliler, “tüm Kıbrıs adasının” içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayacaklar.

Tabii cümle böyle kurulunca işin rengi biraz daha değişiyor, suyun stratejik önemi daha da artıyor. “Tüm Kıbrıs”ın su ihtiyacının bağlanması demek, zaten Ortadoğu’ya açılan ve Filistin topraklarını da gözeten bir konumda olan Karpaz’ın önemini farklılaştırıyor.

Ahmet Göksan’ın iyibilgi’ye aktardığına göre, toprak alımları meselesi de su meselesi de öyle küçümsenecek bir şey değil. Hem ciddi toprak alımları yapılıyor ki-Başkan Göksan açık adres bile veriyor Mehmetçik Köyü diye-hem de bu tesisleri kuran firma daha şimdiden, bölgedeki tüm otellere ve turistik tesislere de su verebileceğini vaad ediyor. 

İsrail böylece su eliyle bölgedeki yerini ve etkinliğini pekiştiriyor. Bu durumu “İsrail Kıbrıs’tan toprak alarak adeta ikinci bir Filistin yaratmak istiyor” biçiminde yorumlayanlar da var ama şurası kesin ki, su kadar Karpaz’ın seçilmiş olması da önemli.

Peki İsrail firması bu söylediklerini yapabilir mi? Ayrı bir tartışma konusu ama KKTC yönetimi bu sözlere inanmış olmalı ki, bizzat Başbakan’ı eliyle bu tesislerin açılışını yapıyor.

 

Bu haber 4,842 defa okundu.