Rusya, SSCB dağıldığından bu yana, sınırları dışında kalan 30 milyon soydaşının haklarını gerekçe göstererek birçok ülkeye karşı askeri tedbirlere başvurdu.
Sovyetler Birliğinin 1991de resmen dağılması sırasında yeni dış politika doktrinini ilan eden Rusya Federasyonu, eski Sovyet ülkelerinde kalan yaklaşık 30 milyon soydaşı ya da Rus vatandaşlığı olan topluluklar için 1993te kırmızı çizgiler belirledi. Dönemin Rusya Dışişleri Bakanı Andrey Kozirev bu durumu, Eski Sovyetler Birliği cumhuriyetleri topraklarında insan haklarını ve barışı korumak, Rusyanın birinci önceliklerinden biridir ifadesiyle özetledi. 2000, 2008 ve 2013te dış politika belgelerinde aynen korunan bu hassasiyetin gereği olarak Kremlin birçok ülkede Rus kökenli vatandaşların çıkarlarını korumanın peşine düştü.
Rusyanın soydaş ya da Rusya Federasyonu pasaportuna sahip toplulukları, Ukraynadan Tacikistana uzanan bir hatta dağılmış durumda. Bunun dörtte üçlük bölümü Ukrayna, Belarus ve Kazakistanda yoğunlaşıyor. Ukrayna yaklaşık 9 milyon, Kazakistan yaklaşık 4 milyon, Belarus ise 1,5 milyon Rus vatandaşı ve soydaşı barındırıyor.
Rusya, 1991den bu yana Kafkaslar'da, Doğu Avrupada ve Baltık ülkelerinde insan hakları gerekçesiyle askeri güç kullandı ya da bu gücünü caydırma amacıyla devreye soktu.
En fazla müdahale Gürcistan'a
Rusya-Gürcistan savaşı da aynı temeller üzerine oturuyor. Rus ordusu, 2008de ayrılıkçı Güney Osetya bölgesinde Gürcü ordusuyla karşı karşıya gelerek Gürcistanı Güney Osetyadan püskürtmüş ve sonrasında - ikisi de 1991den beri Gürcistanla sorunlu ilişkilere sahip ayrılıkçı bölgeler olan - Abhazya ve Güney Osetyanın bağımsızlığını tek taraflı olarak tanımıştı.
Önemli bir Rus nüfusun yaşadığı Abhazya ve Güney Osetya, Gürcistanla 1990lar boyunca kimi zaman savaş noktasına gelen problemler yaşamış ve siyasi, ekonomik ve askeri açıdan Rusyaya bağımlı topraklar olagelmişti, öyle ki bölgedeki tüm ticari işlemler Rus rublesi ile yapılıyordu. 2000li yıllardan itibaren Rusyanın pasaport dağıtarak vatandaşlık verdiği Abhazya ve Güney Osetya halkı, Ağustos 2008 müdahalesini Rusyanın kendi halkını savunması şeklindeki açıklamasının temelini oluşturdu.
Rusyanın şubat ayının sonunda parlamentoya sunduğu Kırım ve Ukrayna vatandaşlarına Rus pasaportu vermeyi kolaylaştırma tasarısından bahseden Odessa Milli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Yrd. Doç. Yevgeniya Gaber, 2008 Abhazya ve Güney Osetya krizinin bir benzerinin Ukraynada yaşanmak üzere olduğunu söylüyor.
AA muhabirine açıklama yapan Gaber, Rusya, topraklarımızı işgal ediyor ama bunu bir şekilde anlatabilmek için Rusça konuşan vatandaşlarımızın hakkını korumak istiyor gibi bir tavır izliyor. Gürcistanda yaptıkları gibi Rus pasaportu dağıtmaya başladılar diye konuştu.
Rus kökenli vatandaşlar Kırımda yüzde 58lik bir çoğunluğa sahip. Sivastopolde bulunan Rus askeri deniz üssü, Rusyanın Akdeniz ve ötesindeki deniz gücü için hayati önemde. Kırımdaki çok sayıda Ukrayna vatandaşı bu üste çalışıyor ya da onun sayesinde gelir elde ediyor.
Rusya yanlısı milislerin işgali altındaki Kırım parlamentosu 27 Şubatta Rus Birliği Partisi lideri Sergey Aksenovu başbakan seçti. Aksenovun ilk faaliyeti bölgede asayişin sağlanması için Rusyadan yardım istemek oldu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 4 Martta yaptığı basın toplantısında, Rus vatandaşlarının ve Rusça konuşan nüfusun haklarını korumak üzere Rusyanın Ukraynaya askeri müdahalede bulunabileceğini ve bunun meşru olduğunu söylemişti. Öncesinde ise Rusya parlamentosu oybirliğiyle Putinin sunduğu Rus askerini Ukraynada görevlendirme yetkisini onaylamıştı.
AAya konuşan Rus akademisyen Stanislav Prytchin, Ukraynada, özellikle doğu ve güneyinde, daha çok Rus nüfusun bulunduğu yerlerdeki durumun Rusya için aşırı önem taşıdığını belirtti.
Prytchin, Ukraynada merkezi hükümetin milliyetçilerin kontrolüne geçmesi ve bu yönetimin Ukrayna kültürünü diğer kültürler üzerinde baskın hale getirmeye çalışması, Kırımlılar için çok sıkıntı verici bir durumdur. Rusya burada istikrarın sağlanması için gerekli tedbirleri alacaktır ifadesini kullandı.
Sovyetler Birliğinin 1991de dağılmasıyla merkezi Sivastopolde olan Karadeniz Filosunun Ukrayna ve Rusya arasında nasıl dağılacağı iki ülke arasında problem haline geldi. Ukraynanın bağımsızlığını hemen takiben Rusyaya bağlanma veya Rus ve Kırım çifte vatandaşlığı ve kendi bağımsız ordusunu kurmak gibi taleplerde bulunan Kırım bölgesi, Rusya'nın elinde, Karadeniz Filosunu yeniden elde edebilmek için Ukraynaya karşı açabileceği bir kart olarak kaldı. Öyle ki Rusya Parlamentosu 1992de Kırımı Ukraynaya veren 1954 anlaşmasının meşru olup olmadığını incelemek üzere bir karar bile aldı.
Moldova
Moldova ve ayrılıkçı Transdinyester bölgesi arasında yaşanan 1992 tarihli çatışmada, Rusya 14. Ordusuyla Transdinyesterin yanında yer almıştı. Savaşın dengesini otonomi isteyen bölge lehine değiştiren Rusya, bu müdahalesini burada yaşayan etnik Rusların varlığına dayandırmıştı.
Bölgedeki Rus nüfusu, Moldova hükümetinin Romanyaya bağlanması planlarına tamamen karşıydı. Yakın çevre politikasını benimseyen Rusya, soydaşlarının haklarını korumak üzere orada varlık gösterdi ve 1995 yılının sonuna kadar 14. Ordu oradaki varlığını sürdürdü.
Moldova ve Ukrayna arasında sınır durumunda olan Transdinyester, şu an kendi hükümeti, parlamentosu, askeri, polisi ve posta sistemine sahip fakat az sayıda ülke bölgeyi resmen tanıdı.
Baltık ülkeleri
Rus soydaşlar, Kremlinin Estonya ve Letonya ile olan ilişkilerinde de çoğu zaman gerilim unsuru oldu. Her iki ülkede de toplam nüfusun yüzde 25i kadar Rus yaşıyor.
2007de başkent Tallinnde Rus soydaşlar, 1950de ülkeyi Nazi işgalinden kurtaran Sovyet varlığının temsili Bronz Asker anıtının kaldırılmasına yönelik karara milliyetçi bir tepkiyle karşı çıktı. Ülkedeki Rus nüfusun katıldığı protestolarda bir Estonyalı Rus ölürken, 50den fazla kişi yaralandı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya'nın "çok ciddi önlemler alacağını" söylese de askeri önlem alınmadı. Fakat olayları takiben Estonyada cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar, siyasi partiler, gazeteler, bankalar ve şirketlere ait internet siteleri siber saldırıların hedefi olmuştu ve Estonya hükümeti Kremlin idaresini çıkan bu krizin arkasında olmakla suçladı.
Üç hafta boyunca süren saldırılar sonucu NATO olağanüstü toplandı ve siber saldırılara karşı savunma kapasitesini geliştirme kararı aldı. Ardından Tallinnde bir siber savunma araştırma merkezi kurdu. Olay, Rusya'yı suçlayan kesimlerce bilinen ilk siber savaş örneği kabul ediliyor.
1990lı yıllarda Estonyanın Rus soydaşlara yönelik ayrımcı politikası gerekçesiyle Rusya, yeni bağımsızlığını kazanan ülkeden askeri varlığını çekmeyeceğini açıklamıştı. Estonya, Rusyanın insan hakları suçlamalarını reddederken, uluslararası kuruluşlar Rusyanın 1992de Estonya ve diğer Baltık ülkelerindeki askeri varlığını acilen sonlandırması gerektiği şeklinde karar aldı. Buna rağmen Rus askerleri, 1994ün sonuna dek Estonyadaki üslerini terk etmedi.
Rusya, Letonyadaki askerlerini de Rus soydaşların insan hakları ihlal edildiği gerekçesiyle 1994e kadar geri çekmedi.
Rusya, 1998 yılında Letonyadaki stratejik Skrunda radar istasyonunun kullanım süresini ısrarla uzatmak istese de Riga bunu reddetti ve aynı yıl istasyon Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının gözetimi altında kapatıldı. 1999da Rusya, istasyon çevresindeki askerlerini geri çekerek, Letonya topraklarını tamamen terk etmiş oldu.
Orta Asya
Eski Sovyet Orta Asya cumhuriyetlerinde en fazla Rus soydaş nüfusu Kazakistan barındırıyor. 2007 sayımına göre ülkedeki toplam nüfusun yüzde 24ünü oluşturan Rusların oranı, Kazakistan 1991 yılında bağımsızlığını kazandığında yüzde 38 dolaylarındaydı. Anavatan Rusyaya göçenlerle Kazakistandaki Rus nüfusu da tıpkı diğer Orta Asya ülkelerinde olduğu gibi azaldı.
Kazakistandan sonra toplam nüfusa göre en fazla Rus etnik nüfusu barındıran ülkeler, yüzde 12 ile Kırgızistan, yüzde 3 ile Özbekistan ve yüzde 1 ile Tacikistan. Kırgızistanda yaklaşık olarak 500.000, Özbekistanda 800.000 ve Tacikistanda ise 50.000 kişilik Rus nüfus yaşıyor.
Rusya, Orta Asyada Rus soydaşlar üzerine askeri gerilime varacak herhangi bir problem yaşamadı. Bu durum kısmen Orta Asya cumhuriyetlerinin Rus soydaşlara çifte vatandaşlık ve kültürel haklar verilmesi konusunda Baltık ülkelerinden daha uzlaşmacı bir tutum takınmasından kaynaklanıyor.
Yine de özellikle Rusyaya sınır kuzey bölgelerinde Rusların yoğunluğu, Kazakistan yönetimini bölgede oluşabilecek herhangi bir ayrılıkçı harekete karşı temkinli bir politika izlemek zorunda bıraktı.
USAK analisti Doç. Dr. Turgut Demirtepe, Orta Asya ülkeleriyle şimdiye dek Rusyanın Orta Avrupada ve Baltık ülkelerindeki gibi sıcak bir kriz içine girmemiş olması bundan sonra da yaşanmayacağı anlamına gelmiyor, şeklinde konuştu.
Demirtepe, Rusya şimdiye dek bu ülkelerde Rus soydaşlara pasaport dağıtmasıyla ileride gerekebilecek bir müdahalenin temelini oluşturdu bile. Gürcistanda da aynı politikayı uygulamıştı ve daha sonrasında askeri bir yaptırım uyguladığını gördük. Yumuşak güç politikalarıyla istediğini almaya devam ettiği sürece sert güç unsurlarına başvurmayacaktır. Ancak hegemonyacı ilişki biçiminin bozulduğunu ve bölgede başka aktörlerin (ABD ve Çin gibi) hakimiyetinin arttığını gördüğünde sert önlemlere başvuracaktır ifadesini kullandı.
AA
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle