Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Habertürk TV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaçın sorularını yanıtladı. İnternette yayınlanan ses kayıtlarıyla ülkenin dizayn edilmeye çalışıldığını söyleyen Bozdağ, Burada açıkça bir ahlaksızlık, hukuksuzluk, suç var. Bunların üzerine değerlendirme yapmak bu ahlaksızlığa meşruiyet kazandırmaktır dedi. Paralel yapı ile ilgili birtakım çalışmaların olduğunu kaydeden Bozdağ, cemaatin de bir üst akıl tarafından yönetildiğini söyledi. Bozdağ, yeniden gündeme gelen 3 dönem kuralına ilişkin olarak da Ben kendi adıma çok doğru bir kural olduğunu düşünüyorum dedi.
İşte Bozdağın açıklamaları:
YARGIYA GÜVEN SARSILIRSA HERKES ZARARLI ÇIKAR
Yargı verdiği kararlarla gündeme gelmeli ve günlük tartışmaların dışında olmalı işini öyle götürmeli. Ama maalesef Türkiyede geçmişe dönül baktığımızda da yargı üzerinde tartışmalar var. Ergenekon ve Balyoz davalarında da Türkiye ikiye bölünmüştü. Daha önceki davalarda da ikiye ayrılma var. Şimdiki soruşturmalar sebebiyle de aynı şeyi görüyoruz. Medyanın, siyasetin bakışından da kaynaklanıyor. Hep beraber yanlışın karşısında ortak bir dil, geliştirmeliyiz. Yargı görevini yapan hakim ve savcılara yapmadığı hakaretleri bırakmadılar. Doğru olan, yanlış yapılan bir iş varsa bu yanlış kime karşı yapılırsa yapılsın ortak bir tavır takınmaktır. Bu tartışmaları bitirmenin yolu herkesin hukuka uyması, hukukun karşısına kim çıkıyorsa ortak ses olmaktır. Siyaseti siyasetçiler yapmalı. Bu denklemin içinden hepimizin yargıyı çıkarması lazım. Yargıya olan güven sarsıldığı zaman herkes bu işten zararlı çıkar.
SABAHIN KÖRÜNDEKİ ARAMALARDAN HERKES RAHATSIZ
HSYK, bu güveni öncelikle tesis edecek uygulamaları yapmalı. Yargıya gelen her olayda insanlar taraflara bölünüyor, bundan da Türkiye kaybediyor. Yargı hem tarafsız hem bağımsız olması lazım. Herkes sabahın köründe yapılan aramalardan rahatsız. Makul olanı yapmak varken zorunlu bir neden yokken malum olanın dışına çıkmak herkesi rahatsız ediyor.
DEĞERLENDİRME YAPMAK AHLAKSIZLIĞA MEŞRUİYET KAZANDIRIR
Ortada bir ahlaksızlık var. Türkiyede Başbakan, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Adalet Bakanı herkes dinleniyor. Montajlı üretilmiş kasetler piyasaya çıkıyor. Medya olarak bu ahlaksızlığı, hukuksuzluğu yapanlar üzerinden ülke dizayn edilirse bu hukuksuzluğa güç kazandırmış oluruz. İnsanlar kendi aralarında konuşamayacak mı? Burada açıkça bir ahlaksızlık, hukuksuzluk, suç var. Pek çok montaj kasetler çıkıyor. Pek çok dublajlı kasetler çıkıyor. Bunların üzerine değerlendirme yapmak bu ahlaksızlığa meşruiyet kazandırmaktır. Ben adalet bakanı olarak bu ahlaksızlık üzerine konuşmak istemem.
FEZLEKELERİ İADE ETTİK, ÇÜNKÜ
Fezlekeler Adalet Bakanlığına geldiğinde biz bunu iade ettik. Biz 45 gün bekletmedik 26 gün Bakanlıkta kaldı. Bizim fezlekeleri incelediğimiz yönünde iftiralar atıldı. Bize gelen fezlekeler ağzı açılmadan iade edildi. Bizim yayımladığımız bir genelge nedeniyle. Bakanlığın görevleri nedeniyle ilgili bir isnat varsa bu doğrudan Meclise gönderilmeli. Ben işin üzerini örtmüyorum. Bizim yaptığımı şey işin hukuka uygun ilerlemesidir. Geldiği gün iade etseydik bu sefer Niye geldiği gün iade ettin denirdi. Yaptığımız hukuka uygun mu ona bakmalıyız. Cumhuriyet savcıları değerlendirme yapmışlar, dosyaları TBMMye göndermişlerdir. Bu dosyalar TBMMdedir, tasarruf yetkisi orasıdır. Savcılığın Meclise gönderdiği dosya sayısında neden azalma olduğu konusunda bilgim yok ama buna dair açıklama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır.
HSYK İLE İLGİLİ EKSİK BİLGİ İLE DEĞERLENDİRME YAPTILAR
Brükseldeki görüşmelerde hem HSYK hem internet yasası ile ilgili konuşma imkanı oldu. Doğru bilgilendirmenin ve zamanında bilgilendirmenin çok önemli olduğunu gördük. Yanlış bilgiler üzerinden değerlendirmeler yapıldığını da ben gördüm. Komisyondaki değişiklik daha sonra da Genel Kurulda yapılan değişiklikler ilk değerlendirmeleri değiştirmemiş. Eksik bilgilendirmenin etkisi olduğunu görmüş olduk. Kuvvetler ayrılığı, yürütmenin yargıya müdahalesi ile ilgili konularda da ABdeki örnekleri verdik. 27 ülke var neredeyse 27 ayrı HSYK uygulaması var. Tek bir standart var da Türkiye bu standarda uymuyorsa biz de bunu değiştirelim. AB son açıklamaları içinde Adalet Bakanının kurulda olmasını kuvvetler ayrılığına ters düştüğü şeklinde değerlendirmeler var. Avrupada bunun örnekler var. İsveçte, Almanyada başka ülkelerde yürütmeden biri bulunuyor, bunlar kuvvetler ayrılığına aykırı diye değerlendirilmiyor. Türkiyede Adalet Bakanının kurulun başında olması öyle değerlendiriliyorsa burada bir çifte standart var.
FETHULLAH GÜLEN İSTEDİĞİ ZAMAN TÜRKİYEYE GELEBİLİR
Gülen istediği zaman Türkiyeye gelebilir. Buna bir mani yok. Daha önce de Başbakanımızın çağrıları oldu. Başka kesimlerden de davetler oldu. Şu anda yasalar açısından Sayın Gülenin Türkiyeye gelmesine bir mani yok. Herhangi bir yasak yok, aleyhinde bir durum yok. Gülenin kırımızı bültenle aranması konusunda bir değerlendirme var. Bizim bildiğimiz arama ya da getirme kararı söz konusu değil. ABDden de iade için benim bildiğim bir talep yok.
CEMAAT ÜST AKIL DEĞİL, TAŞERONLUK VAZİFESİ VAR
Cemaat burada bir üst akıl değil. Birinci akıl hiç değil. Böylesi bir organizasyonu yapacak bir şey görmüyorum. Devlet içinde bazı imkanlardan söz edilebilir. Ama ben de bunu bir üst akıl tarafından yapıldığını düşünüyorum. Burada bir taşeronluk vazifesi var. İsim vermek istemiyorum ama bu hadisenin bir üst akıl tarafından düzenlendiğini düşünüyorum.
DEVLET İÇİNDE DEVLETLEŞMEK İSTEYEN KİM VARSA
Birtakım çalışmalar yapılıyor. Ortaya çıktığında bu paylaşılacaktır. Kamuda çalışan herkeste insanlara eşit davranılması lazım. Bakanına, müsteşarına karşı birtakım işlemler yapılıyorsa vatandaşa karşı nasıl davranılacağını ben düşünemiyorum bile. Bu büyük bir pervasızlıktır. Ulusal güvenlik açısından da bu değerlendirilmeli. Devletin içinde devletleşmek isteyen kim varsa buna karşı uyanık olunmalıdır. TIRlarla ilgili Türkiyenin istihbarat teşkilatı kendi ülkesi içinde aciz konuma düşürüldü. Bir ihbar var doğru ama sonunda bir de kanun var. Siz o kanunu tanımazsanız, MİT olduğunu öğrendikten sonra da siz onu daha ileri taşırsanız ben size sormak durumundayım, hangi kanuna uyuyorsunuz? Benim hem vatandaş olarak hem bakan olarak bu kanunu çiğneme yetkisini nerede görüyorsunuz diye sormam lazım.
17 ARALIK İLE İLGİLİ ADLİ SÜREÇ BİTMEDİ
Daha önce de söyledim. Bu bir adli süreçtir. Tutuklama da tahliye de tamamen hakimin kararıyla olan bir iştir. Tahliyeler, soruşturmaların durduğu, dava açılmayacağı anlamına gelmez. Fezlekeler geldiği zaman da aynı şeyi söyledim. Şu anda adli bir süreç devam ediyor. Yargı kararını verdikten sonra değerlendirme yapmayı daha uygun görüyorum. Kesin hükümle Adalet Bakanı olarak konuşursam yanlış olur.
3 DÖNEM KURALINI DOĞRU BULUYORUM
Herkes ne olacak diye merak ediyor. Siyasetin yenilenmesi lazım. Yeni insanlara fırsat verilmesi lazım. Ben bizden daha başarılı olacak nice insanın olduğuna inanıyorum. Ben kendi adıma çok doğru bir kural olduğunu, diğer partilere de örnek olacağını düşünüyorum. İleride farklı bir karar alınabilir mi? Benim kendi görüşüm, değişimden yana değilim.
Habertürk
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle