En Sıcak Konular

Gül'ün ceplerini niçin diktiler?

20 Ağustos 2007 13:27 tsi
Milliyet'ten Devrim Sevimay'ın, 19. Dönem RP Kayseri Milletvekili Şaban Bayrak ile yaptığı 'Abdullah Gül' konulu röportaj...

Gül ailesinden ilk kiminle tanıştınız?

Babası Sayın Ahmet Hamdi Gül'le 1973'te tanıştık. Kayseri'nin eşrafından, sanayide torna tesviye atölyeleri var. 1974 seçimlerinde MSP'den Kayseri milletvekili adayımız. Onlar o sırada bizim büyüklerimiz (Şimdi 86 yaşında), biz de genç; partide koşturuyoruz.

Ahmet Hamdi Bey nasıl bir MSP'li? Siyasi hırsları olan biri mi, radikal mi, tam bir Milli Görüşçü mü, nasıl?..

Muhafazakâr biri ama ideolojik bir yapısı yoktu. Hatta Milli Görüşçü bile denemezdi. Çoğumuz gibi o da Erbakan Hoca'nın "ağır sanayi hamlesi, her ile bir fabrika" söyleminden etkilenmiş sanayiciydi. Hiçbir siyasi hırsı da yoktu. Tamamen bizi kıramadığı için aday oldu. Çünkü o dönem parti herkesin koşup geldiği bir parti değildi ve kimse aday olmayınca mecburen aday oldu. Zaten bir başarı gösterememiştik de...

Baba Gül'den sonra tanışıklığınız galiba Macit Gül'le devam ediyor?

Tabii onunla tanışıyoruz.

O sırada Macit Gül, Akıncılar Derneği'nde?..

Akıncılar'da... Kızımı (Reyhan Gül) 1988'de istediler. 1989'da evlendiler.

Oraya gelmeden önce; galiba 1979'daki "1401 Hicri Yürüyüşü" nedeniyle birlikte gözaltına alındınız?..

1980'deki birinci girişimizde onlar yoktu. 1983'te vardı. Tabii o dönemde bir ay sorgulama yapıldı.

Akrabalık nasıl oldu?

Tabii bilirsiniz Kayserimizin âdetlerini... Çok isteyen gelir, ama bir kişi alır... Biz de çok kişiyi geri çevirmiştik. Ama Macit'i tanıyorduk. Üç gün içinde karar verince dedesi, anneannesi, babaannesi hayret ettiler, "Bu nasıl oldu" diye. Biz de "Sizden iyi aile, Macit'ten iyi damat mı bulacağız" dedik. Kızımız liseyi yeni bitirmişti. Kendisi de onay verince evlendiler, akraba olduk.

Sünnet düğününde tanıştık

O sıralarda Abdullah Gül'le hâlâ yakın değil misiniz?

Tanıştık, ama yakın değiliz. Kendisi İslam Kalkınma Bankası'nın Cidde'deki merkezinde teknokrat. Abdullah Bey'i ta 1991'in Haziran ayında büyük oğlu Ahmet'in (Şimdi Londra'da) sünnet düğünü için Kayseri'ye geldiğinde daha yakından tanıma fırsatım oldu.

Gül'ü tanıyınca ilk ne düşündünüz?

O yaz erken seçim kararı alınmıştı. Seçime üç ay vardı. O zaman ben de il başkanıyım (Aynı dönem Erdoğan da İstanbul İl Başkanı) ve hep bizi sürükleyecek aday arayışındayım. Ama öyle de bir aday çıkmıyor. "Başka isim getirin" diyorum, ama yok. Hep sen, ben, bizim oğlan... Sayın Gül'ü gördüğümde ise bizi sürükleyecek adayın o olduğunu hemen anladım.

Ne gördünüz Gül'de?

Ekonomi doçenti olmuş. İki yıl İngiltere'de kalmış. Yedi yıldır İKB'yi temsilen bütün dünyayı geziyor. Çok ağırbaşlı. Çok ketum. Ağzından laf almak mümkün değil. Aynı zamanda uzlaşmacı, güler yüzlü. Bunlar bir siyasetçi için hep aranılan özellikler.

İlk hamleniz nasıl oldu?

Ben hemen bizim il teşkilatına "1. sıra adayını buldum: Abdullah Gül" dedim. Ama arkadaşlar karşı çıktılar. "Kayseri'de kimse tanımaz, başarılı olamayız" dediler. Fakat ben "Gelsin bir dinleyin" deyince kabul ettiler. Tabii bu fikrimi Abdullah Bey'e hiç söylemedim. "Bize yurtdışı deneyimlerinizi anlatır mısınız?" dedim. O da "Hay hay" dedi ve geldi. İki saat kadar bizim bütün örgüte konferans verdi.

Konferanstan sonra?..

Hepsi hayran kaldı, ama bazıları dediler ki, "Milli Görüşçü değil. Bizim aradığımız kişi değil, çünkü bizim gibi değil. Dışarıdan gelen bir adam." Çünkü aynı tezgâhtan geçmiş görmediler. Çekirdekten olmadığı için.

Gül'ün mazisinde de Büyük Doğu Cemiyeti var, aradaki fark bu kadar büyük mü?

Erbakan zamanında herkesi Milli Görüş çatısı altına almak istedi. O ilişkileri birlikte götürdüğümüz için gayet iyi biliyorum. Mesela MÜSİAD'ı çok istedi ama Erol Yarar başkaldırdı. "Biz bir partiyle özdeşleşmeyiz" dedi. Aynı şeyi Büyük Doğu Cemiyeti için de yapmak istedi ama yanaşamadı bile. Baştan reddettiler. Çünkü biri siyasi parti diğeri Necip Fazıl'ın çevresinde toplanmış bir fikir kulübü...

'İthal Milli Görüşçü'

Bu yüzden de RP Teşkilatı Gül'ü ilk görüşte kabul etmiyor?..

Etmiyor, çünkü Sayın Gül Erbakan Hoca'nın tarif ettiği çizgide değil. Onu daha liberal gördü arkadaşlar. Daha dışa açık. İlişkileri daha farklı. Yani aslında Milli Görüş'e ithaldi, yerlisi değildi. Fakat sonunda "Kabul ederse başımızın üzerinde yer var" dediler.

Gül hemen ikna oldu mu?

Sayın Gül'ü ikna etmek daha da zor oldu. Siyaseti asla düşünmüyordu. Ayrıca bir milletvekilinin aldığı maaşın beş katını alıyor. Çoluk çocuğu orada okuyor. Çok rahat. Böyle bir sıkıntıya girmeye ihtiyacı yok. Ama ben peşini bırakmadım ve sonunda ikna ettim.

O gün ikna ettiğinize bugün de hâlâ memnun musunuz?

Sayın Gül'ün bütün başarısı kendisine ait, biz hiçbir şey yapmadık. Ama kişisel olarak elbette çok memnunum. Cumhurbaşkanı olduğunda kendisini herkes takdir edecek ve Gül'e teşekkür edecek. Ben buna eminim ve teminatını da veriyorum.

Özeleştiri olmasa yollar ayrılmazdı

Sizin ilk keşfettiğiniz Gül'le şimdiki Gül arasında fark var mı?

Çok büyük farklar var. Bir kere Sayın Gül geçen 16 yılda Türkiye'nin şartlarını analiz etti. Ne Türkiye 16 yıl önceki Türkiye ne de Gül...

28 Şubat'ı da iyi analiz etti mi sizce?

O konuyla ilgili Sayın Gül'ün fikri yapısında büyük değişiklikler olduğunu görüyoruz. Devleti öğrendi. Bürokrasiyi öğrendi. Bunlar Sayın Gül'e bir değişiklik getirmiş oldu.

Mış gibi mi yoksa gerçekten mi değişti?

Mış gibi olan şey belli olur. Yüz ifadesinden, hareketlerinden anlarsınız. Burada öyle mış gibi bir durum yok.

Ancak yine de kaygılı olan kesimin bir beklentisi var: "Değiştim diyenler sadece bununla yetinmesin, neyi yanlış yaptıklarına dair özeleştirilerini de kamuoyuyla paylaşsınlar?.."

Sayın Gül'ün Erbakan'ın yanında büyük değeri vardı. Erbakan hiç yanından ayırmadı. Ancak Başkanlık Divanı'ndaki bütün üyeler Hoca'ya "Haklısınız, doğru söylüyorsunuz" derken bir tek Sayın Gül çıkıp eleştirirdi. Doğru bildiğini anlatır, "Şurada yanlış yapıyorsunuz" diye ikaz ederdi. Ben buna defalarca şahidim. Dolayısıyla FP'deki başkaldırış ve yeni bir aday arayışı da zaten buradan çıktı.
Eğer böyle bir özeleştiri olmasa zaten yenilikçi hareket oluşmazdı. Yollar orada ayrıldı. Yeni bir düşünce, yeni bir zihniyet kabul edildi. 28 Şubat'tan sonra ayrılması... Yenilikçi olması... Bunlar zaten bir özeleştiriden sonra yapılır.

Ahbap ilişkisi biter

"Cumhurbaşkanı Gül", AKP'yle arasına mesafe koyabilir mi?

Koyar. Cumhurbaşkanlığı makamı ne yapmasını istiyorsa o şekilde davranır.

AKP'den gelen yasaları ya da atamaları reddedebilir mi?

Kafasına göre, danışmanlarının önerisine, kanunlara göre analiz yapacaktır. Türkiye menfaatine uymuyorsa reddeder.

En azından, gönül borcum var, demez mi?

Abdullah Bey, hatır gönül işiyle ilgili biri değildir. Bu tip ilişkilerde devletin yapısıyla ilgili gereken neyse o yapılır. Devlet, iki kişinin ilişkisi meselesi olmaz. Ahbap ilişkisi bir yerde biter.

Zaten zamanında Erbakan'ı bile bıraktıklarını düşününce?..

Hah, işte değil mi? (Gülüyor)

Diyelim ki Putin ya da Bush bir mesele olduğunda Erdoğan yerine artık Gül'ü ararsa, bu aralarında bir gerilime neden olur mu?

Bunları zaman gösterir ama her ikisi de kibar insanlar. Ben uyumlu olacaklarına inanıyorum.

Bir anı

Abdullah Gül'ün ceplerini diktirdik

1991 seçim çalışmaları nedeniyle kahveleri ziyaret ederken bir şey fark ettik: Gül vatandaşa hitap ederken eli hep cebinde. Kürsüden konuşan hoca alışkanlığını hâlâ sürdürüyor. Bunun üzerine Ahmet Büyükakkaşlar (şu anda AKP Konya Milletvekili) uyardı, "Konferanslarda çok normal ama buradaki vatandaşlar bunu kompleks yapar. Lütfen elinizi cebinize atmayın."

Önce "Olur" dedi, ama yine devam ediyor. Baktık ki olmayacak, Büyükakkaşlar bana "Abi eve söyle de pantolonların ceplerini diktirelim" dedi.

O zamanlar Hayrünnisa Hanım henüz Suudi Arabistan'da. Cepleri benim kızım dikti. Sonra Gül yine bir kahvede konuşacakken tabii elini cebine attı ama cep yok. Öbürüne attı. Öbürü de yok. Bize baktı, biz "Devam et" diye işaret ettik.

Konuşması bitince hemen geldi "Ne yaptınız?" diye sordu. Biz de "Ee biz sizi ikaz ettik ama baktık ki olmuyor cebinizi diktik" dedik.

Basit şeyler için cesurluk yapmaz

Açık açık soralım: İçinde türban yasağını kaldıran bir YÖK taslağı geldiğinde Gül ne yapar?

Tabii Gül'ün ne yapmak istediğini burada göreceğiz. Nasıl Sezer 200 kişiyi affetti, kimse bir şey demedi. Nasıl en az oyu alan kişiyi rektör yaptı, kimse bir şey demedi. Bunda da Gül'ün kendi takdirine kalmış bir şey olur.

Tabii aldığı bir karar yüzünden Türkiye şöyle bir hoplayabilir de?

Nasıl bugüne kadar yapılanlarda Türkiye hoplamadıysa, bunda da saygı göstermeleri lazım...

Sizce Köşk'teki Gül ne kadar cesur davranacaktır?

Cahil cesur olur; Abdullah Gül cahil değil. Aklı başında bir devlet adamı. Cesur olacağı zamanlar var ama öyle basit şeyler için cesur olacak bir adam değil Sayın Gül.

Devleti çok iyi bilen bir insan. "Benim şu görüşüm var, şu şekilde olsun" demez. Halkın ekseriyetini, milletin ve devletin menfaatini, ekonomik ve siyasi dengeleri aynı anda gözetir.

Hayrünnisa Hanım'ın öne çıkma egosu yok

Hayrünnisa Gül'ü kamuoyunun anımsadığı tek bir yer var, o da türban meselesi yüzünden Türkiye'yi AİHM'ye şikâyete giderken...

Hayrünnisa Hanım asla gerilimin bir tarafı olmaz. Kendisi sadece eviyle ilgili bir insan. Öne çıkmak, basının önünde olmak gibi bir egosu yok. Aile yapısı da buna münasip değil. Şimdiye kadar hiç kimse kendisini bir demeç verirken ya da bir resepsiyonda görmedi. Hanımefendinin en büyük ilgi alanı evi. O yüzden de Gül'ün başarısında çok büyük payı var. Çünkü Sayın Gül evle ilgili hiçbir şeye karışmaz, kafası hep çok rahattır. Her şeyi hanımefendi yapar ve onları da çok iyi yapar.

Yargılansa bile ceza almaz

Sizin geçen yıl beş ay hapis yattığınız "Kayıp Trilyon" davası yüzünden Gül'ün de bir fezlekesi var? Sizce bu dava Köşk'e engel değil mi?

Birincisi o dava siyasi bir karar. İkincisi bu davada kimler yargılanıp ceza aldı? Erbakan, il başkanları ve defter tutanaklarını yapanlar... Ama Başkanlık Divanı'ndaki kimse almadı. Gül de Başkanlık Divanı'ndaydı ve bugün bir mahkeme olsa bile Gül ceza almayacaktır. Sadece mahkemeye çıkmadığı için fezlekesi devam ediyor. İstediği halde dokunulmazlığı kaldırılmadığı için...
 
Samanyolu haber



Bu haber 462 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,802 µs