CHP'den çok sert basın açıklaması!
7 Şubat 2014 14:21 tsi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, ortaya çıkan tapelerle ve medya özgürlüğü ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Umut Oran'ın basın açıklaması şöyle:
İnternette yer alan ve bazı talimatlar doğrultusunda seçim anketlerinin manipüle edildiğini gösteren yeni kayıtlar, Başbakan Erdoğan tarafından kurulmuş yeni basın düzeninin ne kadar vahim bir durumda olduğunu açıkça göstermektedir.
Kayıtlarda halkımıza sunulan anketlerdeki oy oranlarının değiştirilmeye çalışıldığı , bu konuda Başbakan Erdoğanın oğlu Bilal Erdoğanın bilgilendirildiği, konunun Başbakan Erdoğana iletildiği ve onun da bu yönde bir talimat verdiği görülmektedir.
Türkiyede basın özgürlüğü üzerinde tarihimizde eşi benzeri görülmemiş bir baskı vardır. Basın kuruluşları haksız vergi cezaları ile tehdit edilmekte, basın mensupları talimatla işten çıkartılmakta veya haksız davalarla hapse atılmaktadır.
Türkiye 2002 yılında basın özgürlüğü bakımından dünyada 99. sıradayken bugün 154. sırada yer almakta, uluslararası Gazetecileri Koruma Örgütü de Türkiyeyi dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olarak tanımlamaktadır. AB ilerleme raporu dahil birçok raporda hükümetin politikaları yüzünden basın özgürlüğünün kaybolduğu ve gazetecilerin otosansüre zorlandığı da ifade edilmektedir.
Gazetecileri meslek ahlakına aykırı bir şekilde davranmaya zorlayan, hakkını vererek gazetecilik yapmaya çalışanları da işsizlik veya hapis tehdidiyle karşı karşıya bırakan bu düzen artık iyice ortaya çıkmıştır.
Erdoğanın şu sorulara açıkça cevap vermesi gerekir:
1) Başbakan Erdoğan televizyon kanallarının altyazılarına, yayınlayacakları programlara hatta halka sunacakları anketlere neden karışmakta ve manipülasyon talimatı vermektedir? Dünyada gazetelere bu şekilde talimat veren bir başka Başbakan var mıdır? En tepeden gazetelere sansür girişiminde bulunmasının sebebi nedir?
2) AKPnin tek taraflı olarak yürüttüğü müzakere sürecinde kamuoyunun hassasiyetlerinin manipüle edilmesi, bu yolla halkın doğru bilgiye erişiminin engellenmesinin sebebi nedir? Neden MHPnin aldığı oy oranları BDPye aktarılmaya çalışılmaktadır? Erdoğan BDP için algı dezenformasyonu ve manipülasyon yapma ihtiyacını neden duymaktadır? Bu yolla seçmen kitlelerini neye ikna etmeye çalışmaktadır?
3) Başbakanın yakınlarının yöneticisi olduğu TÜRGEVe 100 milyon dolar bağış yaptığı ifade edilen, halen ABDnin küresel teröristler listesinde yer alan Yasin El Kadının eski ortağı olan, Başbakanın eski danışmanı Cüneyt Zapsu ile de bir dönem ortaklığı bulunan Ciner Yayın Holding yöneticisi Fatih Saraç, Habertürkü Başbakan Erdoğan adına mı kontrol etmektedir? Habertürkün görünmez patronu Erdoğanın kendisi midir ?
4) Başbakan Erdoğan tarafından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün toplum nezdindeki itibarını ölçen bir araştırmaya müdahale edilerek, bu konuda çıkan oranları da manipüle etme talimatı verilmiş midir?
5) Başbakanın başdanışmanı Yalçın Akdoğan her sabah bazı gazete patronlarını arayarak o günün ve bir sonraki günün manşetini tartışmakta mıdır? Her sabah bütün gazetelerin üst düzey yöneticileri Başbakanlıktan talimat mı almaktadır? Yalçın Akdoğana bu görevi veren Erdoğan mıdır? Yine basın mensuplarına televizyona çıkması sakıncalı siyasetçiler listesi gönderilmekte midir? Belirli siyasetçiler aktif olarak basından yasaklanmakta mıdır?
6) Bu talimatlara uymayan veya Başbakan Erdoğanın hoşuna gitmeyen bir yayın politikası belirleyen gazete patronlarının sahibi olduğu diğer şirketlere hiçbir kamu ihalesinin verilmemesinin sebebi nedir? Başbakan bazı basın organlarına açıkça maliye müfettişi göndererek vergi cezası kesilmesi talimatı vermekte midir?
7) Maden sektöründe de faaliyet gösteren Koza İpek Holdingin madencilik faaliyetleri, grubun sahibi olduğu medya organlarının yayınları nedeniyle mi engellenmektedir? Erdoğan Ciner Holdingi de madencilik faaliyetlerini engellemekle tehdit etmiş midir? Erdoğan basın patronlarının maden sektörüne girişini teşvik edip, daha sonra da buradaki yatırımlarını ayrımcı şekilde engelleme tehdidiyle medya gruplarını kontrol altına almaya mı çalışmaktadır? 16 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan Başbakanlık genelgesi ile maden ruhsatları ve maden alanlarındaki izinlerin Başbakanlık iznine tabi tutulmasının nedeni bu alanda yatırımı olan medya holdinglerini baskı altında tutmak mıdır?
8) Ciner Holdingin sahibi olduğu Sabah ve ATVye 2007 yılında TMSF tarafından el konulmuş, daha sonra Başbakan Erdoğanın yakını olan Çalık Holdinge satışı gerçekleştirilmiş arkasından da yine Erdoğanın talimatları doğrultusunda yine Erdoğanın belirlediği isimlere devri sağlanmıştır. Ciner Grubu gibi Sabah ATVnin bağlı bulunduğu medya grupları da Erdoğan tarafından mı yönetilmektedir?
9) Sabah ATVnin dahil olduğu medya grubunun kendi yakınlarına devri için Erdoğan bir havuz oluşturulması talimatı vermiş midir? İnşaat sektöründe faaliyet göstermekte olan şirketlerden bu havuza katılmaları için para talep edilmiş midir? Erdoğan bu işin koordinasyonu için Binali Yıldırıma, takibi için de Bilal Erdoğana talimat vermiş midir? Bu havuza para yatıracak olan iş adamlarına kamu bankalarından kredi ve kamu ihalelerinde ayrıcalık vaadinde bulunulmuş mudur?
10) Rekabet Kurulunun bir ara karar ile onay verdiği Sabah ATVnin bağlı bulunduğu Turkuvaz Holdinge ait hisse satışının Zirve Holdinge devri gerçekleş midir? 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu sonrasında paniğe kapılan iş adamları toplanan 630 milyon dolar parayı Kalyoncu Holdinge mi teslim etmiştir? Eğer devir gerçekleşmişse neden hala RTÜKe ortaklık yapısını gösteren bildirimde bulunulmamıştır? ATVnin künyesinde neden hala Turkuvaz Aktif Televizyon Prodüksiyon A.Ş ticari unvanı yer almaktadır? 20 Aralıktaki Rekabet Kurulu duyurusuna göre Sabah ve ATVnin sahibi olarak şirketin yeni sahibi olan Zirve Holding ve Cemal Kalyoncunun künyede yer alması gerekirken gereken idari başvurular neden hala yapılmamıştır?
SON GELİŞMELER BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ADETA YOK OLDUĞUNU, BASIN GRUPLARININ ERDOĞAN TARAFINDAN KENDİ YAKINLARI TARAFINDAN YÖNETİLDİĞİNİ VEYA BASKIYA MARUZ BIRAKILDIĞINI GÖSTERMEKTEDİR.
Elindeki kamu yetkisiyle kendi siyasi çıkarları için basına baskı kuran, tehdit eden, vergi cezası gibi araçları basını baskı altına almak için kullanan, gazetelerin manşetlerine, televizyonların alt yazılarına ve yayın akışlarına karışarak Erdoğan toplumda bir algı mühendisliği yapmaya çalışmaktadır.
Toplumu yanlış yönlendirmeye bu yolla siyasal bir algı kurarak oy devşirmeye çalışan bir zihniyetin milli iradeye de, demokrasiye de, sandığa da saygısının olmayacağı ortadadır.
Her zaman özgür basın için mücadele eden, düşünce ve ifade özgürlüğünü korumak için çalışan ve daha demokratik bir Türkiye isteyen CHP olarak biz bu mücadeleyi sonuna kadar yapacak, otoriter, totaliter bir parti devleti kurmak isteyen Erdoğan zihniyetine sokakta, meydanda, mecliste ve sandıkta dik duracak ve mutlaka kazanacağız.
Bu haber 625 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle