Çankaya’daki sır kitap!

19 Ağustos 2007 10:10 tsi
Diyebilirsiniz ki Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı sıfatlarıyla son yılları kriptolar ve ‘ Çok Gizli’ damgalı raporlar yığını arasında geçen bir insanın istese ulaşamayacağı bir ‘ Devlet sırrı’ olabilir mi? Hem de nasıl!.. Mur

Murat BİRSEL'in köşe yazısı: 
  
 Gül ve Çankaya’daki sır kitap!

Abdullah Gül gazeteci arkadaşlara demiş ki ‘ Çankaya’yı ben de sizin kadar biliyorum’.

Bunun böyle kalmamasını umut ediyoruz.

Yani bizden iyi bileceğinden şüphe yok, lakin ne kadarını paylaşacak?

Çünkü Çankaya’nın kendine göre devlet sırları var.

Çok özel!

Diyebilirsiniz ki Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı sıfatlarıyla son yılları kriptolar ve ‘ Çok Gizli’ damgalı raporlar yığını arasında geçen bir insanın istese ulaşamayacağı bir ‘ Devlet sırrı’ olabilir mi?

Hem de nasıl!

Güzel Türkiyemizde bir kütüphane var, Cumhurbaşkanı değilseniz kapağını dahi aralıyamıyorsunuz.

Sırların sırrı orada!

HHH

Sırlar dünyasının kendine has mekanizması kütüphaneyi koruyor. İsterseniz ‘ Çok Gizli’, ‘ Gizlinin Gizlisi’ derecesinden üst düzey erişim yetkiniz olsun oradaki kitaba el süremiyorsunuz.

Çünkü bilgiye ulaşmada sadece yetki yetmiyor o bilgiye ulaşmanızın ülkeye faydası olması gerekiyor.

Örnekle daha rahat ifade edeceğim...

Doktora gidersin, bronşlar dolu öksürük felaket; ‘ bir dinleyelim bakalım’ der, üstü soyunursun.

Aynı doktora ayağını burkup gittiğinde, ‘ üstünü soyun da bir ciğerleri dinleyelim hele’ diyecek olsa...

‘ Hayra yorulmaz’ diyelim, en hafifinden! Gerçek sırların iki anahtarı var:

Hak anahtarı. (yetki)

Gereklilik anahtarı. (fayda)

Ancak bu ikisi yanyana geldiğinde devletin sırlar kapısı aralanıyor.

HHH

Çankaya’daki özel kütüphanede neler olduğunu sokaktaki vatandaşların bilmesinde hiçbir fayda mütalaa edilmediği ortada.

Sadece sır perdesinin kalınlığından değil, erişim hakkının tek kişiye tanınmasından.

Öyle bir doküman ki;

1. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmadıkça el süremiyorsun.

2. Cumhurbaşkanı bile olsan gördükten sonra imha edilsin emri veremiyorsun.

3. Belge koruma altında, hatta kendi kendini koruyor; dokunulmazlığı var!

Tüm kütüphane ‘ Sırlar Odası’ şeklinde ama asıl sır, sırrın sırrı bir kitap.

Tek bir kitap!

Kütüphanenin Atatürk’ün kütüphanesi olduğu yazmaya dahi lüzum yok.

Atatürk’ün çalışma alışkanlıklarını, okuduğu kitaplarda önemli bulduğu yerlerin altını kırmızı, mavi kurşun kalemle çizdiğini, kenar notları çıkmalarını bilmeyen az.

Sırrı bilmiyoruz ama belki bildiklerimizle ne aradığımızı bir nebze netleştirebiliriz...

Atatürk hangi belgede, hangi kitapta nerelerin altını çizdi, kenarına ne not aldı, ne tür yorumlar yaptı ki; belge ‘ Mahrem-i Muazzam’ örtüsüyle kılıflandı.

Bilmiyoruz!

Ama bazı bildiklerimiz var...

HHH

Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e ben bu kitabı sordum, ATV Ana Haber’de canlı yayında... Kütüphane doğru!

Atatürk’ün özel kütüphanesinden tek bir kitabı alıp başka bir yere nakletmeyi düşünmek dahi mümkün değil, sürekli korunduğu doğru!

Kütüphaneye Cumhurbaşkanları dışında kimsenin el süremediği doğru.

Bütün kütüphenede özelin özeli en mahrem bir kitap olduğu da doğru.

Buraya kadar hepsi canlı yayında söylendi.

Açık söylenmese de yalanlanmayan bilgiler de var...

En mahrem özelliğin Cumhurbaşkanı Atatürk’ün bu kitabı tetkik ederken düştüğü notlardan kaynaklandığı yalanlanmadı.

Hatta Evren Paşa bu mantık silsilesini beğendi, ‘ kitapta sır olmaz kitabı sır yapan bir özellik olmalı’ denkleminden ‘ kurmay’lığı verdi ama sırrı vermedi.

Hangi kitaba düşülen notlar sır olur, gizlenmesi şart olur ama kitabı yok etme şıkkı sözkonusu bile olamaz.

Yoksa...

Tahminler belli noktalarda yoğunlaşsa bile hepimiz yanılıyor olabiliriz, belki de asla halka açıklanmayacak.

Gerçi Cumhurbaşkanı seçilen bir insanın bu kitabı merak etmeyeceğini tahmin edemiyorum.

Asıl, Gül Çankaya’ya çıktıktan kaç gün sonra kütüphanenin anahtarlarını isteyecek, onu merak ediyorum.
 
star gazetesi

Bu haber 626 defa okundu.