Rahşan başaramadı, görev Yılmaz'ın!

0 0 0000 00:00 tsi
Mesut Yılmaz siyasete dönüyor. Başlıca amacı ise merkez sağı toparlamak. Merak edilen, Yılmaz'ın akıbetinin, solda birlik arayıp bir netice alamayan Rahşan Hanım gibi olup olmayacağı.  iyibilgi yorum

"Mesut Yılmaz siyasete dönüyor." Bugünlerde sık sık duyduğumuz bu haber basında heyecan yaratsa da bu heyecanın toplumda ne kadar karşılık bulduğu soru işareti. Zira Yılmaz, iktidar ortağı olan partisini 3 Kasım seçimlerinde %2'lere kadar düşürmüştü. Yılmaz'ın toplum nezdinde düşen itibarı yenilendi mi, bunu söylemek için henüz erken.

Kapıdan kovulanlar bacadan girmesin!

Henüz erken çünkü Yılmaz gibi siyasilerin ismi ne zaman "geriye dönüş" haberlerinde geçse, "kapıdan kovulanlar bacadan girecek" endişesine yol açıyor. Benzer bir endişe Rahşan Hanım'ın "solda birlik arayışı" adı altında başlattığı toplantılar zincirinde de ortaya çıkmıştı. Rahşan Hanım CHP, SHP, DSP başta olmak üzere, siyasi birçok parti/örgüt ile görüşmüş, solda birlik ihtimalini aramıştı. Süleyman Demirel'in de samimi olarak desteklediği bu girişim, DSP lideri Zeki Sezer tarafından bile kabul görmedi.

Sebep "hasta yatağında eşi" değil

Başarısızlığın altında yatan temel sebep, Rahşan Hanım'ın eşi Bülent Ecevit hasta yatağında yatarken siyasi polemiklere girip, kapı kapı dolaşması değildi elbet. Daha temel bir problem, Rahşan Hanım'ın siyasi yüzüydü. Belki DSP lideri Zeki Sezer ittifak çalışmalarını başlatmış olsaydı bu pek tepki çekmezdi. Hatta SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın ortaya attığı zeytin dalı projesi, başarısız olsa da, bir hayli dikkat çekti denebilir. Fakat Rahşan Hanım'ın girişimleri taraftar bulmadı. Zira Rahşan Hanım, hafızalardan henüz çıkmayan derin ekonomik krizlerin ve 28 Şubat süreci ile ortaya çıkan bunaltıcı ortamın mimarlarından birisi olarak kabul ediliyordu.

Mesut Yılmaz farklı mı?

Rahşan Hanım'ın solda başaramadığını, Yılmaz sağda deneyecek. Peki, Yılmaz gerekli beğeniyi toplayabilir mi? Yoksa Yılmaz, Alman üniversitelerine siyaset bilimi dersleri vermeye geri mi dönmeli?

Bu soruların yanıtlarını elbette Sayın Yılmaz verecek. Fakat toplumun kendisine bakışının bu yanıtları şekillendirmesi her hangi bir politikacının şiarı olsa gerek.

Bir yandan Mumcu, diğer yandan Yılmaz

Hürriyet Gazetesi'nden Fatih Çekirge'ye göre, Yılmaz, sağda güç birliğini eylül sonuna kadar zorlayacak; ancak umudu çok az. Ekimden sonra Mumcu ile birlikte ANAVATAN çatısı altında meydanlarda bayrak açacak. Yani Yılmaz, Karadeniz'de konuşurken; Mumcu, Antalya'dan ANAVATAN'ın sesini yükseltecek. Bir başka deyişle, AKP'ye karşı ikili saldırı hazırlanıyor.

Haberin detaylarında Yılmaz'ın Ağar ile görüşeceği belirtiliyor. Daha sonra da MHP'nin kapısı çalınıp sağda birlik arayışına girilecekmiş. Fakat habere göre, Yılmaz'ın da kabul ettiği gibi bu zorlama bir birliktelik olur. Ne DYP ne de MHP, henüz buna hazır değil. Son çıkışları ile topladığı beğeni kendisine güven veren Mehmet Ağar, Demirel'in baskısına rağmen, "bizim ittifakımız milletle" demiş ve ittifak arayışlarına katılmayacağını söylemişti. Ağar'ın bu arayışlara da sırt çevireceği muhtemel. Zira Ağar, toplumda bölünme yaratılarak, hükümete karşı oluşturulan ve toplumdan tepki çeken her tür ittifak arayışına kapılarını kapamış durumda. "İttifakımız milletle" sloganının şifresi de bu zaten.

Mumcu neyi anladı?

Yılmaz'ın başarısı, kendisinin de ön gördüğü gibi, pek olası değil. Fakat bunun dışında bir noktaya da dikkat çekmek gerekiyor. Daha önce ANAVATAN partisinde Yılmaz'a bayrak açarak partiden istifa eden ve daha sonra AKP'ye geçen Erkan Mumcu, ne değişti de tekrar Yılmaz ile bir araya gelmeyi kabul edebildi. Bunun altında yatan sebep, Mumcu'nun ANAVATAN partisini bir türlü toparlayamaması olmasın? Bir soru daha: Mumcu, partisini, ANAVATAN'ı bu haller sokan Yılmaz ile mi kurtarmayı planlıyor? Yanlış bir tercih…

Bu haber 202 defa okundu.