CHP'li Tezcan'dan 3 bakan hakkında Rıza Sarraf iddiası

31 Ocak 2014 15:26 tsi
CHP'li Tezcan, "Rıza Sarraf'ın uçağıyla gezen sadece bir bakan değil. Bildiğimiz bakanın dışında 3 Bakan'ın daha Sararf'ın uçağıyla yurtdışına çeşitli seyahatlerde bulunmuş. Başbakan'a soruyorum; bu bakanlar kimler?" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, "Rıza Sarraf'ın uçağıyla gezen sadece bir bakan değil. Bildiğimiz bakanın dışında 3 Bakan'ın daha Sarraf'ın uçağıyla yurtdışına çeşitli seyahatlerde bulunmuş" dedi.

Tezcan, düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'daki yolsuzluk soruşturması çerçevesinde tutuklananlar olduğunu belirterek, bu soruşturmada elde edilen deliller içerisinde ilginç bir delil daha olduğunu belirtti. Rıza Sarraf'ın uçağıyla daha önce bir Bakanı Umre'ye götürdüğünü kamuoyunun bildiğini anlatan Tezcan, şöyle konuştu:

"Ancak bu soruşturmada ortaya çıktı ki Sarraf'ın uçağıyla gezen sadece bir bakan değil. Bildiğimiz bakanın dışında uçağın tüm uçuş kayıtları tespit edilmiş durumda; nerelere, hangi saatlerde gittiği, kimleri nerelere taşıdığı ve ne miktar yakıt kullandığına dair kayıtlar incelenmiştir. Görüyoruz ki Sarraf bu uçağı sanki Bakanlar Kurulu'na tahsis etmiş. Bildiğimiz bakanın dışında 3 Bakan'ın daha Sarraf'ın uçağıyla yurtdışına çeşitli seyahatlerde bulunmuş. Soruşturmayı kapatmak isteyenlere çağrı yapıyorum; her delili karartmak için hr geçen gün yeni bir atım atılıyor. Bu bakanların hangi bakanlar olduğu bellidir. Bu bakanların ne zaman, nereye gittiği, Rıza Sarraf'ın uçağıyla nerelere gittikleri belidir. Bunu örtmeye kalkanlar, doğrudan doğruya bunun sorumlusu olacaklardır, suç işleyeceklerdir. Şimdilik bu bakanların isimlerini vermiyorum, önümüzdeki günlerde de kamuoyu öğrenecek. Başbakan'a soruyorum; bu bakanlar kimler? Açığa çıkmadan bu bakanları kendisi açıklasın. O bakanların kendilerine sesleniyorum; Sarraf'ın uçağıyla nereye gittiniz, ne yaptınız, o uçakta ne işiniz vardı? Bunlar ortaya çıkmadan siz açıklayın. Bunun gizli kalması mümkün değildir."

Tezcan, Rıza Sarraf'ın malvarlığı üzerinde tedbirin kaldırılmasını eleştiren Tezcan, "Rıza Sarraf, 'eğer beni korumazsanız konuşacağım' diye tehdit etti mi? Bu tehdit üzerine malvarlığı üzerindeki tedbir alelacele ve telaşla kaldırıldı mı? Önümüzdeki günlerde, Sarraf'ın muhtemel para trafiğini açıklamasını önlemek üzere, tehdidini de dikkate alarak hastalığı bahane edilerek tahliye edilecek mi? Böyle bir hazırlık var mıdır? Bunu da şimdiden kamuoyuyla paylaşıyorum. Önümüzdeki günlerde bunların cevabını tek tek göreceğiz" diye konuştu.

Bozdağ hakkındaki fezleke

Tezcan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkındaki fezleke olduğunu açıklarken TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e de çağrıda bulunarak, "Ola ki geri gönderme niyetin olabilir sakın ola bunu yapma" diye kendisini uyardığını ifade ederek, ancak söylediklerinin gerçekleştiğini, 32 klasörle ekiyle beraber fezlekeninTBMM'ye geldiğini ve Meclis Başkanlığı'nın iade ettiğini söyledi.

TBMM Başkanlığı'nın iade gerekçesinde usulün atlandığının ifade edilerek, "Adalet Bakanlığı'nın ilgili genelgeleri ve bugünkü uygulamalara uygun olarak Adalet Bakanlı üzerinden veya Başbakanlık üzerinden gönderilmesi gerekmektedir. Bu yol izlenmediği için fezlekenin ifade edildiğinin" belirtildiğini anlatan Tezcan, şöyle konuştu:

"Adalet Bakanlığı, bu fezlekeyi hangi gerekçeyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade etmiş. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı burada. Adalet Bakanlığı'nın fezlekeyi İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade ederken diyor ki 'Adalet Bakanı, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın işlediği iddia edilen suçun Bakanlar Kurulu genel siyaseti veya bakanlıkların görevleriyle ilgili işlendiğine ilişkin değerlendirmede bulunulmasında nedeniyle hakkındaki soruşturma dosyasının bakanlığımız aracı kılınmaksızın TBMM Başkanlığı'na gönderilmesi gerekmektedir. Yani Cumhuriyet Başsavcılığı 32 klasörle birlikte fezlekeyi Adalet Bakanlığı'na gönderiyor. Muhatabı Adalet Bakanı olan bir suça ilişkin fezlekeyi. Adalet Bakanlığı da İzmir Başsavcılığı'na dönük diyor ki 'Bunu sen bize göndermeyeceksin, doğrudan doğruya TBMM Başkanlığı'na göndereceksin.' Bunun üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı aynı evrakı Adalet Bakanlığı'nın yönlendirmesiyle TBMM Başkanlığı'na gönderiyor. TBMM Başkanı ne yapıyor. TBMM Başkanı da diyor ki 'Bana göndermeyeceksin Adalet Bakanlığı'na göndereceksin' diyor. Arkadaşlar mizah mı, komedi mi? Doğrudan doğruya danışıklı, muvazalı bir işlem...TBMM Başkanı ile Adalet Bakanı el ele vermiş, dosyalar ve suç ortada kalmış. Kim, kime, neyi gönderecek? Birisi diyor ki 'Adalet Bakanlğı ile gönder', öbürü diyor ki 'Meclis Başkanlığı ile gönder.' Niyet belli. Niyet şu, zamana ihtiyaçları vardı. İzmir, İstanbul ve diğer yerlerdeki adliyelerde yapacakları operasyonlar için zamana ihtiyaçları vardı. İzmir Başsavcısı'nı değiştirip, kendi talimatlarına göre hareket edecek bir savcı getiren kadar zamana ihtiyaçları vardı. O fezlekeyi düzenleyen ve bu çalışmayı yapan savcıları dağıttılar, Hüseyin Baş'ı Samsun'a gönderdiler, yeni başsavcıyı getirdiler, bu arada dosyaların işlem görmeden askıda olması gerekiyordu. Muhtemelen şu anda şunu planlıyorlar; dosya Meclis'ten de geri gitti. Şu anda Adalet Bakanlığı geri gönderdi, Artık yeni başsavcı ve yeni heyet, 'suçu gerektirir bir şey yoktur' diye fezleke düzenlemeyecektir. Yapmaya çalıştıkları şey budur. Hileyi şerriye ile suç isnadı olan bir şeyin üstü, kamuoyu önünde ayan beyan kapatılmaya çalışılıyor."

"Polis devletini meşru hale getirme çabası"

Tezcan, İstanbul'daki soruşturmanın "paralel devlet' soruşturmasına dönüştürülüp yolsuluk dosyasının üstünün örtülmeye çalışıldığını ileri sürerek, "İstanbul'da yeni savcılığın İstanbul Emniyeti bilgisayarlarında araştırma yaptığını biliyoruz. Gönderdikleri talimatla, 17 Aralık ve 25 Aralık soruşturmaları nedeniyle hangi polis, hangi bilgisayara, hangi veri girişine yapmış diye savcılık araştırma yapıyor. Böyle bir araştırma yapma hakkı ve yetkisi yoktur" dedi.

CHP olarak bunun peşini bırakmayacaklarını ifade eden Tezcan, yolsuzluğun üstünün örtülmesine müsaade etmeyeceklerini, yolsuzluğu soruşturan kamu görevlilerin hırpalanmasına müsaade etmeyeceklerini vurguladı.

İktidar partisi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son atağının, valilere birinci derece adli kolluk yetkisi vermeyi planladıklarını savunan Tezcan, bu durumda savcı arama yapacağı zaman validen izin alarak bunu yapacağını söyledi.

Sayın Çiçek, bu görüntüden kendisini kurtarmak zorundadır"

Tezcan, "7 bakanla ilgili fezleke olduğu ortaya çıkmıştı, o bakanları mı kastediyorsunuz. Bakanlar hala görevde mi?" sorusuna, "O ayrı bir şey. Görevde olan var, olmayan var. Onlar biliyor kendilerini. Biz bir süre verelim açıklasınlar kendilerini" karşılığını verdi.

Bozdağ ile ilgili fezlekeyi unutturmayı başaramayacaklarını, konunun üzerine gideceklerini ifade eden Tezcan, Meclis soruşturması verecek sayıda milletvekilleri olduğunu söyledi. Tezcan, "Ama önce TBMM Başkanlık makamı ile Sayın Başkan Çiçek ile Adalet Bakanlığı'nın dosyayı birbirinin kucağına top atarak askıda bırakma çabasını önce kamuoyu görsün. Bu önce teşhir olsun. Tabii ki yapmamız gerekeni yapacağız" dedi.

Tezcan, "TBMM Başkanı, soruşturmanın üstünü kapatma girişiminde taraf mı oldu size göre?" sorusuna, "Görüntü budur. Yapmıştır Sayın Çiçek demiyorum ama görüntü budur. Sayın Cemil Çiçek, bu görüntüden kendisini kurtarmak zorundadır. Bu tablo böyle okunuyor ne yazık ki..."" karşılığını verdi.

AA

Bu haber 773 defa okundu.