Korku spreyi: "Şeriat geliyor!"

17 Ağustos 2007 21:47 tsi
"Ülkenin sancılı geçiş dönemlerinde güç sahipleri kendi oluşturdukları önyargıları referans alıp ona göre davrandılar. Eskiden topluma korku spreyi “komünizm geliyor” şiarıyla sıkılıyordu. Şimdi eksen kaymasıyla saf değiştirildi: -Dikkat şeri

AK Parti, 22 Temmuz 2007 Seçimlerinde halkın yarısını ikna etti. Ancak ülke elitini ikna etmekte zorlanıyor.

Çankaya"ya eşi türbanlı bir Cumhurbaşkanı çıkarsa laik rejim tehlikeye girecek!

Gerek Tayyip Erdoğan gerekse Abdullah Gül nefeslerinin elverdiği ölçüde “korkmayın” diyorlar:

-Anayasa"nın temel ilkelerine sadık kalacağız! Bize oy vermeyenlerin de iktidarı olacağız.

Laik kesim bu açıklamalara değil her iki liderin 15 yıl önce “tıfıl” siyasetçiyken söylediklerine inanmak istiyorlar:

-Bunlar şeriat getirecekler!

***

Ülkenin sancılı geçiş dönemlerinde güç sahipleri kendi oluşturdukları önyargıları referans alıp ona göre davrandılar.

1945"te biten İkinci Dünya Savaşı"ndan sonra Türkiye"de çok partili rejime geçme çabaları hüküm sürüyordu.

Sağcı aydınlar solcuların gerçek demokrasi istemlerini “yıkıcılık” ve “komünizm arzusu” olarak anlıyorlar, karşı koymak için de her yolun mübah olduğunu düşünüyorlardı.

Tan gazetesi böyle bir iklimde yağmalandı.

Hıfzı Topuz ağabeyimizin titiz tarih çalışmalarını kitaplaştırdığı çalışmalarından “Başın Öne Eğilmesin- Sabahattin Ali"nin Romanı”nda o günleri şöyle anlatıyor:

“Türk basını İngiltere, Fransa ve Amerika"nın asla emperyalist amaçlar gütmediği kanısındaydı. Ulus, Vatan ve Akşam gazeteleri “İngiltere ve Fransa"nın sömürgelerinde zulüm yapmadıklarını, bu ülkeleri kalkındırmak için sermaye döktüklerini ve kalkındırdıklarını yazıyordu. Ahmet Emin Yalman da Amerika"nın hiçbir zaman emperyalist olmadığını öne sürüyordu. Yani sömürgecilik gibi bir sistem asla var olmamış ve bunu solcular uyduruyorlardı!”

Bugün okuyunca komik geliyor. Ama o yıllarda sağcı entelektüeller, görüşlerinde samimiydiler ve gerçekten yazdıklarına inanıyorlardı.

Dünyayı tanıyamıyorlar, okuyamıyorlardı.

Bilmiyorlardı, daha vahim olanıysa bilmediklerini de bilmiyorlardı!

***

Solcu kanadın ön saflarında yer alan Zekeriya Sertel ise 27 Ağustos 1945"te Tan gazetesinde şunları yazıyordu:

“Bu Meclis demokratik yollarla seçilmemiştir. Bu hükümet demokratik hükümet değildir. Bu parti de (CHP) demokratik bir parti değildir. Demokratik rejimi bu yapı getiremez!”

Sonrası biliniyor… 1946"da yapılan ilk çok partili seçimler demokrasi tarihimizin başlangıç noktasında kocaman bir kara leke olarak geçti. Seçimler açık oy-kapalı sayım usulüyle yapıldı, CHP iktidarda kaldı.

Solcu aydınlar haklı çıktılar:

-Ülkeye demokrasi gelemedi!..

Şimdi tutuculuk saf değiştirdi.

Eskiden topluma korku spreyi “komünizm geliyor” şiarıyla sıkılıyordu. Şimdi eksen kaymasıyla saf değiştirildi:

-Dikkat şeriat geliyor!

Gerçek solcular 1945"te komünizmin gelmeyeceğini biliyorlardı. Sabiha Sertel şöyle yazıyordu:

“Burjuva demokratik devrimini tamamlamamış bir ülkede sosyalizmin tutacağına inanmıyorum. Ben sadece demokrasi istiyorum.”

Solcular bu gün de aynı geniş ufuklu yerdeler:

-Şeriat geliyor diye demokrasiyi boğazlamayın!

 

 

Bu haber 558 defa okundu.