En Sıcak Konular

Bizi kriz sarmalına sokmak isteyenler...

26 Ocak 2014 18:31 tsi
Bizi kriz sarmalına sokmak isteyenler... Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Bizi kriz sarmalına sokmak isteyenler, bu gerçeği örtmeye çalışıyor" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MÜSİAD'ın düzenlediği "Küresel ve Bölgesel Yeniden Yapılanma Sürecinde Güçlü Dış Politika" toplantısında yaptığı konuşmada, ülkelerin tarih içindeki yürüyüşlerinde zor dönemlerle karşılaşabileceğini, istikametin sabit kalmasının önem taşdığını söyledi.

Bardağın boş tarafını görmek isteyenlerin, 2013 değerlendirmelerinde Gezi Parkı odaklı gelişmeler ile 17 Aralık olaylarından bahsedeceğini ancak 20 yıl sonra söz konusu olayların hatırlanmayacağını dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Ben şundan eminim, istikametimiz değişmez, özgüvenimiz sarsılmaz ve yolumuza ilk çıktığımız andaki ilkelerimiz, yine yolumuzu yenilenerek aydınlatmaya devam ederse, 40-50 yıl sonra bütün bu Gezi olayları, 17 Aralık hatırlanmayacak. En fazla iki şey hatırlanacak. Çözüm süreciyle bu topraklardaki ebedi kardeşliğin ihya edilmesi olarak hatırlanacak. İkinci hatırlanacak şey de 14 Mayıs 2013'tür. 14 Mayıs 2013'te IMF'ye olan borçlar sıfırlandı. Ülkeler, eğer her taksit dönemi geldiğinde 'Acaba bunu nereden alıp da nereye vereceğim?' diye düşünüyorsa, bu ülkelerin dış politikalarının, siyasetçilerin başının dik olması mümkün değil. Ülkelerin liderlerinin uluslararası alanda seslerinin güçlü çıkması mümkün değildir. Bu defter kapandı. Bu dönemden itibaren inşallah Türkler'in dünyada başı daha dik olacak."

"Böyle bir 10 yılın örneği yok"

Davutoğlu, Türkiye'de uluslararası kriz dönemlerinde hissedilen restorasyon ihtiyacı doğru cevaplandığında devlet ile milletin geleceğe yeni bir ufukla bakmaya başladığını ifade etti.

Söz konusu restorasyonun yapılmaması halinde 90'lı yıllarda yaşanan siyasi istikrarsızlık, ekonomik kriz, terör ve iç bunalımla uğraşmak zorunda kalınacağına işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"2000'li yıllarda Avrupa kıtasının bile sarsıntı geçirdiği dönemlerde, biz güç biriktirdik. Sürekli iç bunalımlarla, gücümüzden kayıplar yaşarken, 2002'den itibaren büyük bir güç birikmesine yöneldik. Modern dönemde, Tanzimat'tan bu yana, 19 ve 20. yüzyılda hiç bir on yıl yoktur ki, ülkemiz bu son on yılda geliştiğinden daha fazla gelişmiş olsun, uluslararası etkinliği daha artmış olsun, ekonomisi daha fazla güçlenmiş olsun. Bugün bizi bir kriz sarmalına sokmak isteyenler, bu gerçeği örtmeye çalışıyor. Öylesine bencilce yapıyorlar ki bunu, gerekirse ülke batsın, gerekirse hepimiz tekrar zarar görelim ama yeter ki Sayın Başbakan, ekibi, hükümet, AK Parti itibar kaybetsin. Biz, Elhamdülillah günlük siyasette itibar kaybı hiç yaşamadık ancak itibar kaybının esas ölçüsü Allah, millet ve tarih indindedir. Yüzyıl sonra bile bu tarihi yazacak olanlar, milletimizin yükseliş, toparlanma dönemi olarak yazacaklar."

Türkiye'nin uluslararası ekonomipolitik, uluslararası diplomasi ile bölgesindeki siyasete güçlü bir aktör olarak geri döndüğünü vurgulayan Davutoğlu, "Bunun arkasındaki temel faktör de milletimize olan inançtır, insanımıza duyduğu saygıdır" dedi.

"Mesele iktidarı yıpratmak"

Davutoğlu, 2013'te karşılaştıkları durumlarla daha önce de yüzleştiklerini, 2004 yerel seçimleri öncesinde Kıbrıs sorunun çözümü konusundaki tutumlarına ilişkin eleştirilere maruz kaldıklarını bildirdi.

Ortaya koydukları irade sayesinde Kıbrıs'ta parametrelerin değiştiğine işaret eden Davutoğlu, "Onurlu bir Kıbrıs politikasının takibi açısından söylüyorum, Kıbrıs'ta da milli gelir 4 misli attı ve Kıbrıs Rum kesiminin karşısında başı daha dik durabilen bir Kıbrıs Türk toplumu ortaya çıktı" diye konuştu.

Yıpratma çabalarının seçimler öncesinde yaşandığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Herkes biliyor ki bu seçimler yine siyasi iktidarın gücünü artıracak, milli iradeyi güçlendirecek şekilde sonuçlanırsa, önümüzdeki 10-20 yıl bu istikrar sürer ve Türkiye'nin yükselen trendi sürer. Fakat bir zaaf olursa, emin olun bu zaafa sebebiyet verenler dahi büyük bir çarkın içinde ezilirler. Türkiye öyle bir coğrafyada yaşıyor ki, bu coğrafya zayıf insanları, devletleri kaldırmaz. İradesi çökmüş milletleri tarihe gömer. Bu coğrafyada yaşayanlar için zaaf demek yok olmak, tereddüt demek kaybolmak demektir. İrade zaafı ortaya koyarlarsa yaşayamazlar. Ayakta dursalar bile başkalarından 70 cent isteyerek dururlar. Ondan sonra da iradeli duramazlar. Başları dik dolaşamazlar. Tercih bu kadar net ve açık."

"Yardımlarımız 2.5 milyar doları aştı"

Davutoğlu, Suriye'deki savaş suçlarını belgeleyen fotoğrafların yayınlanmasının ardından dünya vicdanının ayağa kalktığını belirterek, "Anamuhalefet partisinden 3 gün ses çıkmadı. O resimleri görüp de bir insanın susması mümkün mü? Uyuması, rahat yemek yiyebilmesi mümkün mü?" dedi.

Harran'da Suriyeli sığınmacıların kaldığı kampı ziyaretinde yeni doğan Nur isimli bebeği sevdiğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Nereye doğduğunu bilmiyor. Kampın çocuğu. Onun için o ahlaksızca bizi suçlamaya kalkan rejimin dışişleri bakanına, 'Bizde 8 bin 500 terörist bebek doğdu' dedim. Eğer muhalefetin dediğini yapmış olsaydık, mültecileri almamış olsaydık, o Nur ya hiç doğmayacaktı ya da doğduktan bir müddet sonra ölmüş olacaktı. Bunu göremiyorlar. Tarihe kara bir lekeyle geçecektik. Onlara yardım götüren bir tırı durdurmayı siyasi mücadelenin bir parçası haline getirenler, nasıl bunu hesabını manen verebilirler? Oraya giden her ekmek Yermuk’ta ölmekte olan birine ulaşabilecekse ulaşacak. Ulaşamayacaksa kuşatmalar sebebiyle Humus'a gidecek. Oraya ulaşamazsa Halep’e gidecek. Bu millet öylesine güç ve kudrete kavuştu ki, 2.5 milyar doları aştı yardımlarımız. Bizden memnun olmayanlar demokrasi dışı yöntemleri tercih ediyor. Çünkü muhalefetten ümitleri yok."

AA



Bu haber 853 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,844 µs