Cengiz Çandar bu yazısını unuttu mu?
24 Ocak 2014 15:15 tsi
Cengiz Çandar AK Parti-Cemaat savaşında Bugün televizyonunda 'paralel devlet saftasa' dedi. Peki 2 yıl önce ne diyordu? Buyrun bakın;
Arşivler yalan söylemez... Cengiz Çandar'ın bugün yaşanan AK Parti-Cemaat savaşı için yaptığı yorumların doğruluk payını ölçmek için dün ne söylediğine de bakmak gerekiyor.
AK Parti - Cemaat savaşının başlangıç tarihi olarak bilindiği gibi hep 7 Şubat gösterilir. Peki ne olmuştu 7 Şubat'ta? Hükümet kanadının iddiasına göre o tarihte Cemaat yargı ayağı yoluyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan gözaltına alınmak istenmişti. Operasyonun nihai hedefi de Erdoğan'ı devirmekti.
SİVİL DARBE YAKIŞTIRMASI İLK ONDAN GELMİŞTİ
Dün Bugün TV'de "Paralel yapı safsatadır" deyince Cengiz Çandar'ın 7 Şubat üzerine yazdığı arşivdeki çok önemli bir yazısı gündeme geldi.
Peki bugün 'safsata' diyen Çandar o gün ne demişti? 7 Şubat'tan 4 gün sonra 11 Şubat 2012'de "SİVİL DARBE GİRİŞİMİ" başlıklı yazısında Çandar, açıkça diyordu ki "Bu Başbakan Erdoğan'a yönelik sivil darbe girişimidir".
İŞTE O YAZIDAN BÖLÜMLER;
SİVİL DARBE GİRİŞİMİ
Önce olanın adını doğru koyalım: Bu, esas olarak, Başbakan Tayyip Erdoğan'a yönelik bir 'yargı darbesi' girişimidir.
Benzerlerini daha önce de gördük. Anayasa Mahkemesi'nin 2007'de Cumhurbaşkanlığı krizi sırasındaki o ünlü '367 kararı' da öyleydi, 2008 yılında yarım yıl önceki genel seçimden yüzde 47 oy almış iktidar partisi için Anayasa Mahkemesi'nde açılmış olan 'kapatma davası' da öyleydi.
Bu bir "sivil darbe girişimi"dir.
Tıpkı, Ergenekon davasının konusu olan "askeri darbe girişimleri" gibi siyasal iktidarı hedef almıştır. 'Sivil darbe'den dem vuranların kastettikleri bu değildi ama alın size 'sivil darbe girişimi'. O, bu işte.
DARBE GİRİŞİMİ
'Darbe girişimi'nin devam ettiğini dünkü dramatik gelişmeden anlıyoruz; 4 MİT yetkilisi hakkında 'yakalama' kararı çıkartılmasından. Bir önceki gün, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, 'özel yetkili savcı'ya ifade vermesi için beklendiği sırada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ile uzun uzun görüşmüştü.
Bu, devletin en üst kademesinin, siyasi iktidarın devletin gizli istihbarat kuruluşu yetkililerini 'yargıya teslim etmeyecekleri'ne dair bir 'irade beyanı'ydı.
Ortada bir 'devlet krizi' olduğu besbelli iken, 'hamle' dün geldi: Hakan Fidan'm ifadesinin alınması için Ankara Savcılığı'na yazı yazılması ve 4 MİT yetkilisinin yakalanması. Bu yazı yazıldığı sırada, o 4 kişinin evlerinde arama yapılıyordu. Televizyon ekranlarına polisin, İstanbul MİT Bölge Başkanlığı'na geldiği haberi yerleşmişti.
İKTİDAR MÜCADELESİ
Ortada bir 'iktidar mücadelesi' olduğu besbelli de bunu 'Cemaat-Ak Parti çatışması' diyerek toptancı ve yanıltıcı bir yaklaşımla ele almak mümkün değil. Birkaç halkanın iç içe girdiği, birbirinin içine geçtiği karmaşık bir durum söz konusu. Bununla birlikte, bu krizin 'esas halkası'nı gözden kaçırmamak gerekiyor.
Nedir o?
Şu: 'Özel yetkili' yargı mensupları aracılığıyla 'yargı'nın bu son 'kriz'de aldığı rolün doğru teşhisi geleneksel 'bürokratik devletçi yapı'nın siyasal iktidara başkaldırısı ve meydan okumasıdır. CHP'nin nadiren söylediği bir doğru var: Bu 'celp' Başbakan'a çıkartılmıştır.
Bildik 'devlet içi iktidar mücadelesi', Kürt sorunu ve PKK üzerinden hareket ediyor. PKK'nın konuyla ilgisi, söz konusu 'iktidar mücadelesi'nde 'yargı darbesi' düzenleyenlere ve o zihniyete 'meşruiyet' oluşturması ve üretmesinden ibarettir.
Bu haber 663 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle