En Sıcak Konular

Aygün ile Gül arasında geçen diyalog

17 Ağustos 2007 12:41 tsi
Aygün ile Gül arasında geçen diyalog Hakan Aygün, "beni hiç kimse Gül'ün özüyle sözünün bir olmadığına inandıramaz" dedi. "Asıl sorun türban" diyen Aygün, Gül'le geçmişte aralarında geçen diyalogları yazdı.

Bugün yazarı Hakan Aygün'ün Abdullah Gül ile ilgili düşünceleri...

Gül'ün özü de bir, sözü de bir!

Cumhurbaşkanlığı seçimi, "özü sözü" tartışmasına kilitlendi. Bir kesim, Gül'ün "özüyle sözünün bir olmadığı" görüşünde. Başta Başbakan Erdoğan, büyük bir kesim de Gül'ün "özüyle sözünün bir olduğuna" kefil.

Olsa da olmasa da, Erdoğan tabii ki öyle diyecek, ana muhalefet de tabii ki tersini savunacak. Gelin "meselenin tarafı olmayan biri" olarak "ne hissettiğimi" değil "ne bildiğimi" sizinle paylaşayım. Biraz geçmişe gidelim!

Erbakan Başbakan. Gül, Refahyol hükümetinde Devlet Bakanı. Ama "fiiliyatta" Erbakan'ın en önemli kurmayı, adeta sağ kolu, adeta "görünmez" bir Başbakan yardımcısıÖ Erbakan'ın söylemleri malum. Hoca'yı sevmeyenimiz yok, çünkü güldürüyor. Ama aynı zamanda Hoca'nın Siyonizmden adil düzene, faizsiz düzene kadar saplantılı görüşleri de açıkçası pek gerçekçi değil. Dünyadan kopuk! İşte o günlerde yakından tanıdığım Devlet Bakanı Abdullah Gül'e gelince... Son derece aklı başında... Sık sık sohbet ediyoruz. Şaşkınlıkla gözlemliyorum ki, Gül'ün dünyası ile Erbakan'ın dünyası çok farklı. Gül, Erbakan gibi "hayal dünyası"nda yaşamıyor. Faizden, Siyonizme, din-devlet ilişkilerini algılamasından, laikliğe kadar tamamen farklı düşünüyor.

O sırada Erbakan'ın sağ kolu olan, Devlet Bakanlığı koltuğunda oturan Gül, yazıp çizmeyeceğimi bildiği aslında "sürmanşet değeri" ndeki samimi sohbetlerimizde asla "takiyye" yapmıyor. O zaman için beni şaşırtan şeyler söylüyor: "Uzun yıllar Suudi Arabistan'da kaldım. Eşim Hayrünnisa Hanım, tek başına araba bile kullanamazdı. Bence burada türban yasağı vesaire de olsa İslam'ın her şeye rağmen en iyi ve en rahat yaşanabildiği ülke Türkiye'dir. Bunun değerini ben uzun yıllar Suudi Arabistan'da yaşayan biri olarak çok ama çok iyi biliyorum..." Düşünsenize, İslami kuralların geçerli olduğu Suudi Arabistan'da "özgürlüğünü yaşayamadığı" için Türkiye hasretiyle yanan Hayrünnisa Hanım, şimdi türbanından ötürü yaşanan tartışmalar yüzünden dinini en rahat yaşayabildiği kendi ülkesinde üzüntü yaşıyor.

Gül, o günlerde aynı bugün olduğu "faizin bir realite olduğunu" tam tersine "faizsiz düzenin bir haksızlık olduğuna", pek çok Müslümanın bu yüzden tasarruflarının sömürüldüğüne inanıyordu. Sonuna kadar serbest piyasayı, özgürlükleri savunurken, dinin siyasallaştırılmasına karşı çıkıyordu. Geçmişteki dünyaya ve İslam'a bakışının nasıl bir evrime uğradığını da samimiyetle anlatıyordu. Sadece bunları kamuoyuna "konumundan ötürü" rahatlıkla söyleyemiyordu! Ama "doğru günü" beklediği de aşikârdı!

"Peki o zaman neden Erbakan'ın yanındasınız? Refah Partisi ile bu görüşleriniz çelişiyor" dediğimde ise, "Erbakan Hoca işte. Seviyoruz. Geçmişten bağımız var. Burayı da ağır ağır değiştirmeye çalışıyoruz. Bütün derdimiz ve bugün burada olmamın nedeni bu partiyi değiştirerek geliştireceğimizi düşünmemizdir" diyerek özel sohbet bile olsa kendi başbakanını eleştirme pahasına "özü sözü bir" tavır sergiliyordu. Gerçekten daha sonra beraber gittiğimiz bir ABD gezisindeki "çok özel anlarda" Gül'ün Erbakan Hoca'yı farklı düşünmeye itmek için çok uğraştığını, Hoca'nın da Gül'den etkilendiğini gözlemlemiştim. Ama tabii bir yere kadar! Ve 28 Şubat geldi! Gül, beklediğim gibi Refah'tan sonra kurulan Fazilet'te Erbakan Hoca'ya rağmen "yenilikçi-genç" ekibin adayı olarak genel başkanlık yarışına girdi. Erbakan'ın başbakanlığında devlet bakanıyken bana söylediklerini, açık açık söylemeye başlayarak, ne kadar "özüyle sözünün bir olduğunu" gösterdi. "Takiyyeci" olmadığını, o dönem benim gibi gazetecileri "idare etmek" için öyle konuşmadığını, yaşayarak gördüm! Sonunda, Erdoğan'la beraber aynı "özü sözü bir çizgide" AKP'yi kurdular! Geçmişteki sohbetleri niye şimdi açıklıyorum? Bakın, "Köşk'e türban olur mu, olmaz mı" konusunu bir yana bırakıyorum. Ama beni hiç kimse Gül'ün özüyle sözünün bir olmadığına inandıramaz!

Zaten karşı çıkanlar da gayet iyi biliyor ki, "asıl sorunları" ne kadar düzgün bir insan olduğunu gayet iyi bildikleri Gül'ün "özüyle sözü" değil! Asıl sorun "türban"!!! Maalesef, cumhurbaşkanlığı meselesinde mecburiyetten "takiyye" yapan taraf, karşı cephe! Yani "özü sözü bir değil" in adresi tam karşı sokakta!

Bugün 



Bu haber 437 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,659 µs