Bir yabancının gözünden: Ordu kışladan çıkar mı?

17 Ağustos 2007 09:15 tsi
"Gül'ün yine cumhurbaşkanı adayı olmasıyla gözler orduya çevrildi. Askerin tepki verip vermeyeceği sorusu kısa sürede yanıtlanacak." Böyle diyor Muhammed Harrub ve ekliyor: Bu sorunun yanıtının bulunması kesinlikle uzun sürmeyecek

Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün 22 Temmuz seçimlerinde elde ettiği ezici zaferin yankıları henüz dinmedi. AKP Türkiye meclisi üzerindeki 'hegemonya'sını tekrar kazanıp, tek başına tek renkli bir hükümet kurma imkânını bulduktan sonra, Gül'ün yeniden cumhurbaşkanı adayı olacağına dair gürültülü açıklama geldi. Bu açıklama Türkiye'yi uluslararası olayların zirvesine taşıyacak, AKP deneyimine dikkat çeken siyasi yorumların merceği altına koyacak. Zira, AKP ılımlı İslamcı bir akım olarak tanımlanıyor ve Batı'da pek çok çevre bu başarılı deneyimin Arap ve İslam dünyasında genelleşmesi çağrıları yapıyor.

Erdoğan gücünü teyit etti
Gül'ün seçilme şansı bu kez, laikler ve orduyla AKP yandaşları arasında tartışmalara yol açan, siyasi ve anayasal krizleri hızlandıran önceki adaylığına göre daha fazla. Erken seçim çağrısı tarafların, ülkeyi karanlık bir tünele götürecek darbeyi engellemek için 'ileriye doğru ortak kaçış'ından başka bir şey değildi. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk oturumunda üçte ikilik çoğunluğun sağlanmasını engelleyen laikler ve ulusalcılar bu nedenle, Ankara, İstanbul ve bazı diğer büyük kentlerde, laikliğin ve özellikle de 'Atatürkçülerin sembolü cumhuriyet sarayı'nda başörtüsü giyen birinin bulunmasına karşı gösteri yaptı. Diğer yandan, askeri darbeye de hayır dediler. Laiklerin yanı sıra ordunun da cumhurbaşkanlığı köşkünde bulunmasını reddettiği başörtülü bayan Gül'ün eşi. Gül, dün yeniden cumhurbaşkanı adayı olduğunu resmen teyit etti. Her an bir kriz patlayabilir; AKP hükümetiyle ordu arasındaki ilişkinin geleceği hakkında birçok soru yöneltilmeye başlandı bile.
Bütün bu sorular ve cevapları, seçim öncesi yaşanan krizi ve buna eşlik eden karışıklıkları iyi incelemeyi gerektiriyor. Seçim sonuçları, karizmasını ve AKP tek başına iktidar olmazsa siyaseti bırakacağı yönündeki açıklamasıyla siyasi geleceğini tehlikeye atması sonrası Erdoğan'ın partideki eksen rolünü teyit etti.
Bu yaklaşım, Erdoğan'ın sokaktaki gibi parti içinde de Gül'ünkini aşan saygın bir konumdan beslendiğini ifade ediyor. Aslında Gül de zayıf değil ve Erdoğan'ınkinden aşağı kalmayacak bir ağırlığı var. Gül'ün yeniden aday olması tabloyu altüst edecek ve Erdoğan'ın öngördüğü çatışmayı hızlandıracak. Bu noktada askerin yanıtı önemli. Zira Gül'ün seçim öncesindeki adaylığını protesto etmek için epey kalabalık gösterilere önderlik eden laikler seçimlerde ağır bir yenilgi aldı; seçim maratonunda elde ettikleri başarıyı programlarını hayata geçirmek için yatırıma dönüştürmek AKP ve taraftarlarının hakkı. Cumhurbaşkanlığı için üçte ikilik çoğunluğu sağlama meselesi artık Erdoğan'ın önünde bir engel değil.
Orduysa, yeni cumhurbaşkanının laikliğe 'sözde ve özde' inanmasını istediğine yönelik tutumunu teyit etti. Tepkiler çok gecikmeyecek ve zaman herkese baskı yapıyor. Özellikle de, cumhurbaşkanlığı savaşı önümüzdeki hafta yeniden başlayacakken, tutumların ortaya konulması ve Türkiye'nin içinden geçmeye hazırlandığı yeni dönemin işaretlerini bilmek gerekiyor. Acaba asker harekete geçecek mi yoksa kışlasında mı kalacak? Bu sorunun yanıtının bulunması kesinlikle uzun sürmeyecek. (Ürdün gazetesi Rey, 15 Ağustos 2007)

Radikal

Bu haber 444 defa okundu.