Dikkat çeken zamanlama!

12 Ocak 2014 10:12 tsi
HSYK'nın yapısı, Meclis'e sunulan kanun teklifi ve 17 Aralık operasyonunun masaya yatırıldığı programda Kurtuluş Tayiz 17 Aralık operasyonuyla ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu.

24 TV'de yayınlanan moderatörlüğünü Halime Kökçe'nin yaptığı Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert'in yorumlarıyla katıldığı Esas Mesele'ye bu hafta konuk olarak Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz katıldı.

HSYK'nın yapısı, Meclis'e sunulan kanun teklifi ve 17 Aralık operasyonunun masaya yatırıldığı programda Kurtuluş Tayiz 17 Aralık operasyonuyla ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu. Tayiz operasyonun 14-15 aylık bir süreye dayandırıldığında dikkat çekerek bu zaman 2012 yılına denk geliyor. Yani Hakan Fidan'la Öcalan görüşmesinin yapıldığı tarihi işaret ediyor. Birileri çözüm sürecinden rahatsız olmuş dedi.

AK PARTİ İLK DEFA BUNU BOZDU

Yusuz Ziya ÇÖmert HSYK'nın yapısında öngörülen değişiklik teklifi ve HSYK'nın yayınladığı bildirilerle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: Sivil siyasete dönük bir saldırıyla karşı karşıyayız. HSYK karaları başka bir kurum tarafından tartışılamaz duruma getirilmiş. Hukuğun üstünlüğü ile hakim ve savcıların üstünlüğünü birbirine karıştırmamalıyız. İsterdik ki bu insanlar siyasi kararlarını hukuki kararlara karıştırmasınlar. Hükümet Adli Kolluk Yönetmeliğine bir değişiklik yaptı. Ardından HSYK'dan bir açıklama geldi. Bir kaç saat sonra Danıştay'dan bir açıklama geldi ve bu karar durduruldu. Diyelim ki bir hukuka aykırılık vardı böyle bir karar alındı. Buna rağmen HSYK'nın yaptığı bir hukuksuzluktur. Dünde 66 sayfalık bir bildiri yayınladılar. Sivil siyaset bir saldırıya maruz kaldı. Bu saldırılar karşısında ya hükümet aciz kalır, eli kolu bağlanır teslim olur. Eğer böyle yaparsa ben o hükümete derim ki sen nasıl hükümetsin, millet sana bir hak, hukuk yetki verdi. Sen onu kullanamadın. Sen şapkanı aldın kaçtın derdim. Daha önce askerlerin önünde siyaset hep bunu yaptı.İlk defa AK Parti bunu bozdu. Yargı herkese eşit mesafede olmalıdır. Türkiye'deki siyasi kavgalar ekonomiye de yansıyor. Cumhurbaşkanı'na seslenenler çağrı yapanlar darbe yapmak isteyenler. CHP gerçekten bir siyaset yapamayınca başka odaklar devreye giriyor. Cumhuriyet Halk Partisi asker darbe yapsın, polis darbe yapsın yargı darbe yapsın bana bir alan açılsın diye bekliyorlar. Cumhurbaşkanı ile Başkanın arası bozulsun, oradan bir kriz doğsun bana da bir ekmek çıksın diye bekliyor. Tayyip Erdoğan'a diktatörler diyenler diktatör görmemişler.

HÜKÜMET YARGIDA KADROLAŞMIŞ OLSA BUNLAR OLABİLİR MİYDİ?

Kurtuluş Tayiz ise HSYK'nın yapısıyla ilgili şu açıklamayı yaptı: 70 80 yıllık cumhuriyet tarihinde 3 darbe yaşadık, post modern darbelerle karşı karşıya kaldık. Bu zamanda kurulmuş katı bir sistem var. Bu güne kadar yargı aslında yasama yürütüme gibi askere bağlıydı. 10 yıl öncesine kadar yasama da, Yürütme de, Yargı da askeri yönetime bağlıydı. Yargıda askeri vesayet sisteminin uzantısıydı. 11 yıl önce başlayan dönüşümden yargıda nasibini aldı. Bugün gelinen noktada bunun tam başarılamadığı görüldü. Hükümet yargıyı kendine bağlamakla suçlanıyordu. Böyle bir şey olsa HSYK'yı çoktan kendisine bağlardı. Hükümet ben yargıda kadrolaşacağım deseydi bunlar olabilir miydi? Korsan soruşturmalar açılabilir miydi? Yargı millet egemenliğinin üstüne bir kurum değildi. Bunlar atanmış memurlar sonuçta. Hükümetin almış olduğu kararları bize nasıl gayri meşru gösterebilirler. Belli bir kesimin yargıda etkin olmaması için değişiklik yapılmak isteniyor. Yargı darbesi bütün toplumun önünde gerçekleşiyor. HSYK bugün ana muhalefet partisinden daha fazla politik bir kuruma dönüşmüştür. HSYK aynı kalırsa darbe girişimi başarıya ulaşabilir. Yargı karargahın uzantısıydı. İdari bir kurum olan HSYK nasıl siyasete müdahale eder? 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla büyük bir hikaye çöktü. Operasyonlarla MİT birileri tarafından ele geçirilmek istendi.

OPERASYONUN TARİHİ ÖCALAN - HAKAN FİDAN GÖRÜŞMESİNE DENK GELİYOR

25 Aralık engellenmesiydi büyük bir kriz çıkarılacaktı. İnsanlar darbeyi destekler kıvama getirmek istiyorlar. Ülkedeki hem krizi çıkarıp hem de bunu iktidarın üstüne yıkmak istiyorlar. Sözde liberaller ve demokratlar bu operasyonu destekliyor. Bu operasyonda benim dikkatimi çeken bir nokta var. 17 Aralık operasyonun başlangıç tarihi 14-15 ay öncesine uzanıyor. Esas ana soruşturmanın başlangıç tarihi yani Hakan Fidan'ın Öcalan'la görüştüğü tarihe denk geliyor. Yani 2012 Ekim yılında denk geliyor. Çözüm süreci döneminde ilk adımların atıldığı tarih bu. Bu çözüm sürecinin Birileri çözüm sürecinden rahatsız olmuş. Soruşturmanın başlatılmasının arkasında İmralı'da başlatılan çözüm görüşmeleri olduğunu düşünüyorum Aşağı yukarı herkes bu kanıda.

stargazete.com

Bu haber 977 defa okundu.