En Sıcak Konular

Uzmanlar ‘moral desteği’ tartışıyor

15 Ağustos 2007 20:36 tsi
Uzmanlar ‘moral desteği’ tartışıyor
Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklayan Abdullah Gül’ün Meclis dışında, toplumun çeşitli kesimlerinden ‘moral destek’ arama girişimi, halka sözler vermesi, siyaset bilimci ve hukukçular tarafından nasıl yorumlandı?

Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklayan Abdullah Gül önce TBMM’deki siyasi partiler ve bağımsız milletvekillerinden kendilerine oy vermelerini istedi, ardından “seçilirse nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını” anlatıp, sivil toplum örgütleri, işçi ve işveren kuruluşlarına ‘moral destek’ turlarına çıktı. Bir cumhurbaşkanı adayının ilk kez denediği girişimi, uzmanlar NTVMSNBC için değerlendirdi.

Prof. Mithat Sancar: Asıl sıkıntı ordunun tavrı. Gül’ün yaptığı olumlu ama geç kalmış bir girişim.

Prof. İbrahim Kaboğlu: Erdoğan da balıkçılarla görüşmüştü. Zorlama bir meşruiyet arayışı.

Prof. Ersin Kalaycıoğlu: Seçilirse problem olmayacak, seçilmezse çeşitli problemlerimiz çıkacaktır.

Prof. Ahmet İnsel:Yetkileri kısılacaksa, Türkiye’yi kucaklaması çok da önemli değil. 


Prof. Mithat Sancar (Ankara Üniversitesi)
ZAMANINDA YAPILSA ÇOK DAHA DEĞERLİ OLACAKTI
Asıl sıkıntı Gül’ün adaylığı konusunda insanların, kendisinin ve onu destekleyenlerin ya da sivil toplum kuruluşlarının kafasındaki sıkıntı değil. Asıl sıkıntı ordunun tavrıdır. Bu destek arayışları kuşkusuz ordunun çıkışlarına karşı önceden bir mesuliyet hattını genişletme isteği olarak görülüyor. 

Olumludur, ama zamanında yapılsa çok daha değerli olacak, geç kalmış bir girişimdir. İlk adaylık zamanında yapılması gerekirdi, pek çok çevre için de çok samimi bir etki bırakacağını sanmıyorum. Abdullah Gül’ün Anayasal süreç içinde cumhurbaşkanlığı adaylığına herhangi bir itirazın meşru bir tarafı yok. Anayasal sistem zaten Gül’ün adaylığının bloke edilmesi nedeniyle tıkanmıştı, seçimlerle açıldı. Seçim sonuçlarına bakarak Gül’ün yeniden aday olması son derece meşrudur ve bunu kriz nedeni haline getirmek doğru değildir.

ŞARTLARIN DAYATMASI VE SIKIŞMIŞLIK
Gül’ün adaylığı, işte bu yoğun tartışmalar ve yıpranmadan dolayı gelecek için sıkıntılar doğuracak gibi görünüyor. Gül bu sıkıntıları aşmak amacıyla bu tür görüşmeler yapıyor. Esas amacının bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü ilk adaylığının gündeme geldiği zamanda böyle bir şeye yönelmemişti ve sivil toplum örgütleri ya da sendikalardan destek isteme gibi bir tercihi de olmamıştı. O nedenle bu görüşmeler, değerli olmakla birlikte biraz da şartların dayatması ve sıkışmışlıkla açıklanabilir.

Prof. İbrahim Kaboğlu (Marmara Üniversitesi)
ERDOĞAN DA BALIKÇILARLA GÖRÜŞMÜŞTÜ
Malum Sayın Recep Tayyip Erdoğan da henüz Abdullah Gül’ün adaylığı söz konusu değilken, yani kendini adaylığa hazırladığı dönemde balıkçılarla, Türk-İş gibi sivil toplum örgütleri ile görüşmüştü. Şimdi Gül seçimde halktan destek aldığını söyledi ama yeniden farklı kesimlerle görüşme gereği duyuyor. 

Yürürlükte olan Anayasal sistemimize göre bunlara gerek yok. Çünkü oy verecek olan kişiler TBMM üyeleridir, dernekler ya da sendikalar değil. Böyle görüşmeler yapılamaz diye bir kural kuşkusuz yok ama, cumhurbaşkanı adayının oralarda bir tür seçim propagandası yapması bizim anayasal sistemimizde yeri olmayan bir durumdur.

BU ZORLAMA BİR MEŞRUİYET ARAYIŞIDIR
Bizde tarafsız ve politika üstü cumhurbaşkanlığı öngörülmüş bulunuyor. Gül, AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı konusunda kattettiği güvensizlik ve rejimi bunalıma sokma endişesinin önüne geçebilmek için bir tür parlamento dışı meşruiyet arayışı içindedir. Ama bu zorlama bir meşruiyet arayışıdır. Buradaki bir çelişki de bu şekilde usulleri zorlayan AK Parti, aynı zamanda Anayasa değişiklik sürecini de yürürlüğe koydu. O sırada o hükmün de yürürlüğe girmesi varsayımında, o zaman tam da bir cumhurbaşkanı adayının yapması gereken davranışlar farklı kesimlerle konuşmak, kucaklayıcı olduğunu göstermekti. Ama şu andaki sistemde buna gerek yok.

Prof. Ersin Kalaycıoğlu (Işık Üniversitesi)
GÜL’ÜN ÇOK ÖZEL KİŞİLİĞİ GEREĞİ
Cumhurbaşkanı Meclis’te seçilir ama Abdullah Gül’ün Meclis dışındaki önemli grupların temsilcileriyle görüşmesinde herhangi bir sakınca yok. Bu durum sürecin bir parçası değil, ama bunu yasaklayan herhangi bir temel özellik de yok. Ancak bu yaklaşım süreci daha demokratik bir boyuta getirir mi ondan da çok emin değilim. Bu girişimler çok da gerekli değil ama Abdullah Gül’ün çok özel kişiliği nedeniyle ortada bir problem varmış ve birtakım girişimlerde bulunması gerekiyormuş gibi bir görünüm ortaya çıkıyor.

GÜL BAZI KESİMLERDEN KABUL GÖRMÜYOR
Cumhuriyet mitingleri ile ortaya çıkan duyarlılık, CHP’nin o zamanki reaksiyonu, aynı zamanda ordunun gösterdiği reaksiyon Abdullah Gül’ün birtakım özellikleri bulunduğunu ve bunların Türkiye’nin bazı kesimleri tarafından kabul görmediğini gösteriyor. 

Dolayısıyla Abdullah Gül de bunu aşmak için birtakım girişimlerde bulunma ihtiyacını duymuş olmalı ki bu girişimlere yöneliyor. Daha geniş bir kitlede güven tesis etmeye çalışıyor ama görüştüğü kişiler kendisine reaksiyonda bulunanlar değil. Kendisine reaksiyonda bulunanlar görüşmüyor zaten. Dolayısıyla orduda bir sorun var. Tabii bir sorun olduğunu algılayanlar, bu sorunun analizini yapıyorlar.

CHP’NİN SİNDİREMEMESİ MİNİMUM SORUN
Bu girişimler herhangi bir şekilde sorunu çözmez. Siyasi açıdan bakarsanız olayın niteliği, cumhurbaşkanı seçiminin sorunsuz olabilmesi için, Köksal Toptan’ın Meclis Başkanı seçildiği sürece benzer bir süreçle seçilip seçilmemesi ile ilgili. Seçilirse problem çıkmayacaktır, seçilmezse çeşitli problemlerimiz olacaktır ve gerginlikler yaşanacaktır. CHP zaten içine sindiremediğini açıkladı ama bunlar herhalde minimum sorunlardır. Cumhurbaşkanının yaptığı her atamada bir tartışma olacaktır ve dolayısıyla Türkiye’de cumhurbaşkanlığı bir sorun ve gerilim nedeni olmaya devam edecektir.

Prof. Ahmet İnsel (Galatasaray Üniversitesi)
SÖZLERİ KENDİSİ İÇİN ANGAJMAN OLACAK
Gül cumhurbaşkanı seçilmesi için uygun koşullara ve siyasal desteğe sahiptir. Buna ilaveten kendisine CHP’nin özellikle yönelttiği rejim açısından gayrimeşru olacağı iddiasını karşılamak ve bunu kırmak için, Meclis tarafından seçilmenin yanı sıra daha geniş bir meşruiyet arayışı içinde bulunuyor. Bu kendisi açısından ilginç bir yaklaşım. Çünkü kendi meşruiyetini güçlendirme arayışları. Bunun gelecek açısından olumlu bir yöne işaret ettiğini söyleyebilir ve sözlerinin bir şekilde kendisi için angajman olduğunu düşünebiliriz.

SEMBOLİK CUMHURBAŞKANI MI OLACAK?
Abdullah Gül’den daha önemli olan nokta, önümüzdeki günlerde AK Parti’nin Anayasa değişiklikleri gündeme gelecek ve AK Parti’nin Anayasa değişiklikleri cumhurbaşkanının yetkilerini değiştirecek mi değiştirmeyecek mi 

sorusudur. Çünkü parlamenter rejim içinde tamamen temsili olan ve yetkileri kısıtlanmış bir cumhurbaşkanı olmak başka bir şey, yetkileri olan bir cumhurbaşkanı olmak başka. Eğer Gül, yetkileri tamamen kısıtlanmış bir cumhurbaşkanı konumunda olacaksa bütün Türkiye’yi kucaklaması gibi yaklaşımlar güzel ama çok da önemli değil. Çünkü sonuçta zaten temsili bir cumhurbaşkanı olacak.

CHP’YE KARŞI SİYASİ MANEVRA
CHP gayrı meşruiyet kampanyası açmasaydı, herhalde Gül sivil toplum kuruluşları ve dernekler nezdinde bir girişimde bulunmayacaktı. Dolayısıyla bu doğrudan CHP’nin muhalefeti ile ilgili bir tavır. AK Parti’nin halkın seçtiği cumhurbaşkanı fikrine sıcak baktığını biliyoruz, referandum önerisi hala gündemde. Ama bu onun bir küçük ilk adımıdır demek yanlış. Çünkü bu daha çok CHP’nin halkı temsil etmediği fikrini güçlendirmek için yapılmış bir siyasi manevra.

ntvmsnbc



Bu haber 420 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,657 µs