Başbakan işin sonunu nasıl görüyor
24 Aralık 2013 08:13 tsi
''Konsantrasyonu tamdı. Mücadele dönemlerinde sadece o konuya odaklanıyor. Bu kez de yedi duyusuyla cemaat operasyonuna odaklanmış durumda...''
Hükümetle-Gülen hareketi arasındaki tartışmanın zirveye ulaştığı bir noktada Başbakan Erdoğan'la Pakistan gezisindeyiz.
Gazeteciliğin bir boyutunun da tarihe tanıklık etmek olduğu dikkate alınırsa önemli bir fırsat.
İşadamları İstanbul'dan, biz Ankara'dan gelip Trabzon'da Başbakan'ın ekibine dahil olduk.
Biz havaalanına indiğimizde Başbakan miting yapa yapa Trabzon'a geliyordu. Biz uçakta kendisini beklerken, o havaalanı önünde toplanan kalabalığa seslendi. Havaalanı önünde bir program öngörülmemiş, meydanda bir hazırlık yapılmamıştı.
Ama Karadenizliler, böylesine zor bir günde, 'Usta'yı yalnız bırakmama adına, geçtiği her yeri miting havasına çevirmişlerdi.
Başbakan bu hızla uçağın içinde de bir konuşma yapar mı diye düşünmedim değil.
Çünkü uçağa geldiğinde, 'Karadeniz'i hiç böyle görmemiştim' dedi. Yaşanan sıkıntılara rağmen Karadeniz gezisi Başbakan'a doping olmuş.
Gezi'de de aynı duyarlılığı göstermişti Karadeniz'in civanmert insanları.
Başbakan, Trabzon'dan havalandıktan kısa bir süre sonra uçağı gezmeye başladı. Geziye katılanların elini sıktı, ayaküstü kısa sohbetler yaptıkları oldu. Kimisinin de kulağına doğru eğilip bir şeyler söyledi.
İstanbul operasyonuna, 2 günlük Karadeniz çıkarmasına rağmen uçakta bizlerle tokalaşırken dikkat ettim, zindeydi. Ve kararlı bir yüz ifadesi vardı. Bu kimi zaman ikili sohbetlerine de yansıdı.
Bu tür mücadele dönemlerinde Başbakan'ın iki yönü ön plana çıkıyor.
1-Programını bozmuyor. Gezi olayları sırasında telkinlere rağmen Fas gezisini iptal etmedi.
Cemaat operasyonu nedeniyle Pakistan gezisinin de iptali söz konusu olabilirdi. Hatta geziye katılacak olanlar belirli aralıklarla programın iptal edilip edilmeyeceğini kontrol ediyorlardı. Programını değiştirmedi.
Bu neyi gösterir? Özgüveni.
2-Kararlılık. Tehdidi tespit ettikten sonra hemen o parametrelere göre bir mücadele stratejisi geliştiriyor ve müthiş bir kararlılıkla üzerine gidiyor.
Bu kez de aynı şeyleri gördüm.
Hatta öyle ki, gelişmelerden dolayı endişeli olduğunu söyleyenler oldu Başbakan'a.
'Endişe etmeyin, kazanacağız' dedi. Bunu söylerken en ufak bir tereddüdü yoktu. Konsantrasyonu tamdı. Mücadele dönemlerinde sadece o konuya odaklanıyor. Bu kez de yedi duyusuyla cemaat operasyonuna odaklanmış durumda. 'Geçmişte de böyle bir iki şey oldu. Sonu hayır oldu. Bunun da sonu hayır olacak inşallah' derken inancı tamdı.
Başbakan'ın millete olan inancı tam. 'Millet meseleyi anladı' derken, aynı zamanda millet meseleyi anladıktan sonra endişe etmeyin diyordu.
O nedenle Başbakan çok kararlı ve bu işin sonunun da hayır olacağına inanıyor.
Abdülkadir Selvi /
Yeni Şafak (ilgili kısım)
Bu haber 989 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle