En Sıcak Konular

Risk: ‘Kelebek etkisi’!

14 Ağustos 2007 12:15 tsi
Risk: ‘Kelebek etkisi’! Hoca öğrencilerinden ‘risk nedir’ konulu bir kompozisyon yazmasını ister. Öğrencilerden biri kağıda sadece ‘risk budur’ yazarak verir. Parlak yanıt tam not alır. Hoca bir süre sonra aynı konu da bir kompozisyon sınavı daha yapar. Ö

Dünyada da Türkiye’de de siyaset, bir klasik sayılan “oyun teorisi”nin kuralları uygulanarak yapılır. En ilkel anlatımıyla, bir hamle yaptığınızda karşılığında hangi hamlelerin gelebileceğinin listesini yapar ve her biri için yeni ve karşı hamleler tasarlarsınız. Bu böyle gider.

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı ‘risk’ içeriyor mu? İçeriyorsa oyun evinin kuralları bunun için ne söyler?

Oyun teorisinin kuralları her zaman “eşyanın tabiatı”na uygun olarak işlemez. Bazı zamanlarda da “şartlara” göre çalışır. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda “tereddütü bulunmadığını” söyleyen Gül’ün bu analizi yaptığı anlaşılıyor.

Yan “bunu yaparsam ne olur, ne olmaz” yanıtını verdiği anlaşılıyor. Bu haldeki en büyük risk “askeri bir müdehaledir”. Ancak oyun evinin kuralları görülüyor ki, AKP siyaseti açısından bu ihtimali mümkün görmüyor.

Çünkü yaptıkları risk analizlerine göre böyle bir olasılığın Türkiye’de ve dünyada karşılığı yok. Türkiye’de 22 Temmuz seçim sonuçlarının bir bağlamının “Gül”le ilgili olduğu, başta Batı olmak üzere küresel aktörlerin büyük bölümünün de Türkiye’deki “demokrasi”nin gelişimi ve "ekonomik istikrar"ın devamını desteklediği açık.

Ancak riskin maksimize edilerek savuşturulması oyun teorisinin en basit yöntemlerinden biri. “En fazla ne olabilir” sorusu sorulduğu zaman “en kötü senaryo” ortaya çıkar ve bu aynı zamanda gerçekleşmesi en zor senaryodur.

Günlük politikada ise işler tam böyle işlemez. Basit bir örnek olarak, darbeye nispeten kitap fırlatması cümle olarak kıyaslandığında kimsenin aklına, “kitap ekonomiyi çökertir, politik kriz patlar” demek gelmez. Ama öyle olduğu görüldü.

Çok oyunculu parlamenter sistemler “etki-tepki” yasasına göre işler ve zaman zaman günlük basit gelişmeler “kelebek etkisi” yaratır.

Genelkurmay Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde aldığı bir pozisyon var ve bu pozisyon ortadan kalkmış değil. Esasen “ortadan kalkması”ndan ne beklendiği de net değil.

Ortadan kalkmadığına göre bir şekilde kendini ifade edecek! Ama nasıl? Bugün için bu karakterin kendisini, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasından sonra yaşanacak “protokoler” olaylar da olduğu kadar “bürokratik” işlemlerde de gösterecek gibi.

Ankara’da 30 Ağustos törenlerinin bunun ilk örneği olabileceğine ilişkin spekülasyonlar yapılıyor. Ancak belirgin bir tarih olarak 29 Ekim daha görsel kanıtlar sunabilir.

Örneğin davetiyeler Sezer’in Cumhurbaşkanlığı’nda olduğu gibi “eşsiz” mi gönderilecek? Yoksa eski protokol listesine mi dönülecek? Bu durumda 29 Ekim töreninde bir çok siyasi eşiyle birlikte yer alacak. Ama o zaman TSK mensupları “böylesi” bir törende bulunucak mı?

Büyük olasılıkla katılmayacaklar ve acaba bunun “kelebek etkisi” nasıl olacak? Bir başka kritik mesele Yüksek Askeri Şurâ’da alınan “ihraç” kararlarına-ki bunların içinde Başbakan ve Milli Savunma Bakanı tarafından “şerh” konulmuş olanlar bulunuyor-Abdullah Gül’ün yaklaşımı nasıl olacak?

Elbette Köşk’e çıkmış Abdullah Gül’ün, yeni pozisyonun gerektirdiği, kapsayıcı, uzlaşma arayıcı, kriz-savar ve kozmetik girişimleri yapacağı söylenebilir. Peki ama yukarıdaki gibi somut ve açık uygulamalarda, yani açıkca manevra alanını daraltan durumlarda ne yapacak?

İktidar günlerinde Prof. Necmettin Erbakan, bugün de söylediği gibi “TSK’nın da milli görüşe sahip olduğunu” söylüyordu. Ancak Başbakanlık konutundaki “görüntüler” siyasi iktidarın aşınma sürecini hızlandırdı. Kelebek etkisi de tam olarak buydu.

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,449 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,767 µs