En Sıcak Konular

Baronların ipi kimin elinde?

10 Ağustos 2007 17:00 tsi
Baronların ipi kimin elinde? Putin yönetimi otomobil ve uçak üretimi, gemi yapımı, nükleer enerji, elmas, titanyum ve diğer sektörlerde devlete ait büyük şirketler kuruyor. Putin’in uyguladığı ekonomik model, 1950’lerde Fransa’da Charles de Gaulle’un uyguladığ

Geçtiğimiz Ocak ayında, Rus zenginlerinden 42 yaşındaki maden baronu Mikhail D. Prokhorov, tatilini kendine özgü bir şekilde, Fransız Alplerinde yer alan Courchevel’in lüks kayak tesislerinde, onlarca iş ortağı ve genç Rus kadınlarından oluşan bir toplulukla birlikte geçirdi. Daha sonra Fransız polisinin verdiği bilgilere göre, bu tatilde Moskovalı popüler rock grubu Zveri (hayvanlar) özel bir konser vermiş ve tomarlarca para otel odalarına saçılmış bir halde bırakılmıştı.

Uzun, ince yapılı, hırslı ve çoğunlukla Rusya’nın en gözde bekârı olarak gösterilen Prokhorov için bu gibi aşırı harcamalar pek umurunda değil. Hatta Prokhorov bir röportajında, parti vermenin kişisel felsefesini somutlaştırdığını söylemişti. Polisin Prokhorov’u misafirlerine hayat kadınları sunmak suçuyla gözaltında tuttuğu Courchevel’deki aşırılıkları, o zamanın içişleri bakanı, şimdiki cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin bile dikkatini çekmişti. Öyle ki Sarkozy alaylı bir şekilde gazetecilere “İnsanları mutlu etmek isteyen bir adam var” demişti. (Fransız polisi Prokhorov’u suçsuz buldu ve serbest bıraktı ancak soruşturmada onu şahit olarak gösterdi.)

Arkadaşları mutlu etmekle, Rus devlet başkanı Vladimir V. Putin’i mutlu etmek oldukça farklı şeyler. Putin yönetiminin Rus hisselerini zorla satın alışına bir örnek de, Prokhorov’un Courchevel’deki partilerinin ardından -bu günlerde sık sık olduğu gibi Moskova’daki bizansvari iktidar ve sermaye çevrelerinin zorlamasıyla- dünyanın en büyük nikel üreticisi olan Norilsk Nickel’deki hisselerinin yüzde 26’sını satmaya razı olması oldu. Satın alan ise uzun yıllardır iş ortaklığını yapan ve Kremlin’in gözdelerinden biri olan Vladimir O. Potanin’di.

Prokhorov ve Potanin, adını karın tokluğuna çalışan bir Sibirya şehrinden alan Norilsk şirketinin hakim hisselerini, devlet işletmelerinin büyük çekişmelerle özelleştirildiği sırada, 1990’ların ortalarında, sadece 250 milyon dolara satın almışlardı. Bugün Norilsk, dünyada, paslanmaz çeliğin en önemli alaşımlarından biri olan nikelin beşte birini üretmekte ve 31.9 milyar dolarlık bir borsa değerine sahip bulunmaktadır. Geçen yıl şirketin karı, Çin’in çeliğe olan talebinin yükselmesiyle iki katına, 6 milyar dolara, çıktı. Paraya boğulan Norilsk, geçen Haziran sonunda Kanadalı maden şirketi LionOre’u satın almak için yaptığı pazarlığı 6.4 milyar dolarla sonuçlandırdı. LionOre aynı zamanda Montana’daki Clearwater Maden Şirketi’nin de hakim hisselerine sahip bulunuyor.

Devlet televizyonuna verdiği bir röportajda Potanin, Forbes dergisinin 13 milyar dolarlık bir servete sahip olduğunu tahmin ettiği Prokhorov’la ortaklıklarını, utanç verici tutuklamadan sonra bitirdiğini söyledi. Görüşmeleri henüz tamamlamayan her iki ortak da Norilsk’in kontrolünü Potanin’e bırakacak olan bu alışverişi yıl sonundan önce bitireceklerini söyledi. Moskova’daki bazı gözlemciler ise Potanin’i kimin kontrol ettiğini merak ediyor.

Eski başbakanlardan Yegor T. Gaidar’ın öncülüğünde kurulan Institute for the Economy in Transition’da (Geçiş Ekonomisi Enstitüsü) bir araştırmacı olan İrina Y. Yasina şöyle diyor: “Bugün Rusya’da Kremlin’in onayı olmadan hiçbir ciddi pazarlık yapılamaz. Potanin gibi bir kişi, Kremlin’in rızası olmadan hiçbir şey yapmaz.”

Putin yönetimi otomobil ve uçak üretimi, gemi yapımı, nükleer enerji, elmas, titanyum ve diğer sektörlerde devlete ait büyük şirketler kuruyor. Putin’in uyguladığı ekonomik model, 1950’lerde Fransa’da Charles de Gaulle’un uyguladığı büyük sektörlerin devlete ait olduğu ekonomik model ile karşılaştırılıyor. Stratejik hisselere sahip olanları ellerindeki hisseleri satmaya zorlama politikası da Venezüella ve diğer Latin Amerika ülkelerinde son zamanlarda yapılan kamulaştırmalara benzetiliyor.

Putin hükümeti hisselere doğrudan el koymak yerine hedefindeki şirketleri hisselerini satmaya zorlamak için, bu şirketlerin yasaya aykırı küçük ihlallerini kullanıyor. Bundan yararlananlar, ya hükümet kontrolündeki şirketler ya da Putin’e sadık görünen adamları oluyor.

Örneğin 2003’te savcılar, vergi kaçırdığı iddiasıyla, o dönemde Rusya’nın en büyük özel şirketi olan Yukos Oil’ın başkanı Mikhail B. Khodorkovsky’in peşine düştü. Suçlu bulunan Khodorkovsky Sibirya’daki bir hapishaneye atıldı ve Yukos iflas etti. Daha sonra ise devlet şirketi olan Rosneft, Yukos’un hisselerinin çoğunluğunu ele geçirdi. Geçen sonbahar ise, çevre ihlallerinden dolayı Royal Dutch Shell ve Japon ortakları 22 milyar dolar değerindeki Sakhalin II petrol ve doğalgaz geliştirme kuruluşundaki hakim hisselerini devletin doğalgaz tekeli olan Gazprom’a satmaya zorlandı.

Geçtiğimiz Haziran ayında, BP’nin yerel ortak girişimi TNK-BP, büyük bir gaz geliştirme şirketindeki hisselerini sattı. Bunun sebebi, alanın, lisans şartlarını ihlal edecek şekilde çok yavaş geliştirilmesinden ötürü, müfettişlerin şirketin lisansını feshetme tehdidinde bulunmasıydı. Bundan yararlanan ise yine Gazprom oldu.

Tesadüfen, Prokhorov ve Potanin de aynı BP doğalgaz alanında küçük bir hisse sahibiydiler. Muhtemelen Potanin’in Putin’le olan yakın bağlarından ötürü, ikilinin yüzde 26’lık hisselerine dokunulmadı. Ama gözlemcilere göre Prokhorov’un tutuklanması, Norilsk’te daha fazla kontrol sağlaması için Kremlin’in eline koz veren şanslı bir kaza oldu.

Hem Prokhorov hem de Potanin bu süreçte ropörtaj vermeyi reddetti. Ancak ortaklıklarının sonu, Kremlin ile hırslı ve servet sahibi Rus işadamları sınıfı oligarklarların arasındaki iş ilişkisinde bir dönüm noktası niteliği taşıyor.

Rus Bilimler Akademisi Sosyoloji Enstitüsü’nde Rusya’nın iş ve siyaset dünyasındaki elitlerini inceleyen sosyolog Olga V. Kryshtanovskaya’ya göre “bugüne kadar Rusya‘da mülkiyet hakları pek çok farklı koşula bağlı olmuştur.” Kryshtanovskaya “hükümet, büyük sanayicilerin varlığına sadece kendi istediği koşullar altında izin veriyor” diyor ve ekliyor: “Kremlin Prokhorov gibi bir kapitalisti artık kabul edilemez olarak gördüğünde, şu ya da bu şekilde, onun mülkiyetini elinden alıyor. Rusya’da özel şirketlerin varlığı sadece devletin merhametine bağlı durumda.”

Moskova’nın 1900 mil kuzeydoğusunda yer alan kirli, harap bir şehir olan Norilsk’in içinde, Prokhorov’un savurgan yaşam tarzı tepki topluyor. Şehir 1930’larda siyasi mahkumlar ve adi suçlular için bir çalışma kampı olarak kuruldu ve 1940’larda savaş mahkumlarının buraya akmasıyla hızla büyüdü. Şehrin ismi, belki de Sibirya’daki başka hiçbir yere benzemeyen bir biçimde, zorlukları ve gulagları anımsatıyor.

Prokhorov’un hayallere sığmayan serveti, onu yaratan şehirle keskin bir çelişki içinde bulunuyor. Sadece Fransa’yı değil bütün dünyayı genç kadınlarla dolu özel bir jetle dolaşmakla ünlü bu milyardere küfretmek için can atan Norilsk’li bir metal işçisi bulmak hiç de zor değil. Prokhorov’un bu ünü devlet televizyonundaki bir meyve suyu reklâmında da alay konusu edildi.

İçinde Prokhorov’un ismi geçmeyen reklâm Mart ayında gösterildi. Arka fonunda “Puttin’ on the Ritz” müziği yer alan reklâm, iç çamaşırı ve kürk şapkalarıyla bir dizi genç kadını ve onları takip eden bornozlu bir baronu koruyan polis memurlarına dair hayali bir televizyon haberi gösteriyor. Sonra reklâm, bir Rus apartman dairesinde haberleri izleyen bir kadını gösteriyor. Reklâmın sloganı ise: “Bazıları iyi bir yaşamın fantezilerden zevk alır. Bazıları ise meyve suyu içer.”

Norilsk’te insanlar zehirli duman soluyorlar. Bir maden tasfiye hattı amiri olan Yuri A. Liman maden cevherinin öğütülmesinden kaynaklanan kanserojen içerikli metal toz bulutunun içinde çalışıyor. Çalıştığı fabrikanın çevresi çamurla çevrili çünkü sülfür dioksit emilimleri çevredeki büyük bir alanda bitkisel hayatı yok etmiş. Kışın ısı eksi 45 dereceye kadar düşüyor. “Bir adaletsizlik var” diyor Liman, ısıdan ve dev bir nikel kazanından sıçrayan kıvılcımlardan uzaklaşmak için bir ara vererek. “Ama...” diye de ekliyor: “Eğer benim de milyarlarım olsaydı, ben de Fransa’da kadınlarla rahatlardım.”

Diğerleri bu kadar hoşgörülü değil. Bazı Norilsk sakinleri, şehrin acımasız tarihinin fabrikayı tekrar kamulaştırmak için yeterli bir sebep olduğunu söylüyor.

1990’larda aktivistler kasabanın varoşlarındaki bir tepeye anıtlar dikti. Buraya, gulag mahkûmlarının idam edildiği bir alan olduğu için bazen Norilsk’in Golgotha’sı da deniyor. 1970’lerde, donmuş toprak tabakasındaki kaymalar yüzünden, baharda buzlar çözülünce insan kemikleri yüzeye çıkmaya ve dağın eteklerini doldurmaya başladı. “Bu sürekli bir sorun teşkil ediyordu” diyen Norilsk Şehir Müzesi’nin sorumlusu Natalya S. Boyarkina ekliyor: “Çocuklar onları buluyor ve onlarla oynuyorlardı.” 1975’te, Norilsk’teki bir fabrikanın buldozeri herhangi bir tören düzenlenmeden kemikleri tekrar gömdü.

81 yaşında, eski bir mahkûm olan ve buradaki bir huzur evinde kendisiyle görüşülen Valery A. Knyazkin şöyle diyor: “Norilsk fabrikası mahkûmlar tarafından yapıldı. Böyle bir şeyi nasıl özelleştirebilirsiniz?” Knyazkin, 1942’de işlediği bir cinayetten ötürü, ölüm cezası yerine, kendisine Norilsk’te çalışma cezası verildiğini söylüyor. Her gün, idamlar için kullanılan tepeden geçerek, uygun adım çalışmaya götürülüşlerini anımsadığında gözbebekleri büyüyor. “Bir devlet fabrikasını bir spekülatöre sattığı için hükümete lanet olsun” diyor Knyazkin. Ve ardından da şu soruyu soruyor: “Prokhorov da kim? Nereden geldi?”

Knyazkin’in ikinci sorusunun cevabının kaynağı Sovyet elitleri idi. Hem Prokhorov, hem de Norilsk’teki ortağı Potanin etkili bağlantılara sahip Moskova ailelerinde büyüdüler. Prokhorovlar akademisyendiler- babası bir laboratuarın müdürü, annesi ise bir üniversitede kimya fakültesinin dekanıydı- ve genç Prokhorov onların izini takip ederek, Sovyetler Birliği’nin en prestijli okullarından biri olan Moskova Finans Enstitüsü’ne girdi ve 1989’da finans bölümünden mezun oldu.

Genellikle çoğu Rus oligarkında görüldüğü gibi Prokhorov, 1980’lerin sonunda Moskova’da kot pantolon sattığı bir dönemden sonra, 20’li yaşlarında zengin oldu. 1993’te, devlet bankalarındaki işlerini, 28 yaşında, yeni kurulan özel bir bankanın, Unexim Bank’in, yönetim kurulu başkanı olmak için kullandı. Bu banka üç yıl sonra Boris N. Yeltsin döneminde Norilsk Nickel’i satın alacaktı. Prokhorov, bankanın müdürlerinden biri olan Potanin’le de Unexim Bank’ta tanıştı.

Bir Sovyet dış ticaret yetkilisinin oğlu olan ve bir dönem başbakan yardımcılığı da yapmış olan Potanin, sorumluluk sahibi bir aile babası ve Rus Olimpiyat Takımı’nın sponsoru olarak tanınıyor. Potanin, ikilinin Kremlin’le ilişkilerini idare etti ve siyasal bağlantılarını Norilsk’i değerinden çok daha ucuza almak için kullandığı yönünde sert eleştirilere maruz kaldı.

Sanayi titanları olarak yükselişleri ne kadar tesadüfi olsa da, bu iki adam verimsiz dev bir Sovyet aygıtını modern bir şirkete dönüştürmeyi başardı. İkili, Norilsk Nickel’in kontrolünü ele geçirdikten sonra yan şirketlere ayırdı ve maden sanayinin en karmaşık lojistik operasyonlarından birini gerçekleştirdi. Bu operasyon, metal levhaları donmuş Kara ve Barents Denizleri üzerinden ihraç etmek için nükleer enerjiyle çalışan buz kırıcı konvoylara dayanıyordu.

Prokhorov, Amerikan danışmanlık şirketi McKinsey&Company’deki danışmanların da desteğiyle, bu ihracatı buz kırıcılar olmadan gerçekleştirebilmek için Fin yapımı deneme model şilepleri kullanmaya karar verdi.

Analistler, Prokhorov’dan, şirketin altın hisselerini yan şirket olarak kullanarak, şu an Rusya’nın en büyük altın üreticisi olan Polyus Gold’u kurmasından övgüyle bahsediyor. Şirket Londra Borsası’nda işlem görüyor ve yaklaşık 8.5 milyar dolarlık bir borsa değerine sahip.

Moskova’daki Uralsib’de üst düzey bir metal analisti olan ve eskiden Güney Afrika’da Merrill Lynch maden analisti olarak görev yapan Michael Kavanagh “Norilsk yönetimi aslında oldukça iyi bir iş başardı” diyor. Norilsk hisse senetleri dünyanın en büyük maden şirketleri olan BHP, Billiton, Rio Tinto ve Anglo American’ı geride bırakıyor. Kavanagh’a göre: “Onlar muazzam bir hissedar değeri yarattılar.”

Prokhorov, Norilsk’te işin her aşamasını bizzat takip ediyor. Şehirdeki üç kalhaneden biri olan bakır fabrikasında, yaklaşık 1,950 çalışanın sözleşmeli işlere kaydırılmasıyla, işgücü yaklaşık 2,250’ye düşürüldü. Bu hareket, şehirdeki pek çok insanı öfkelendirdi. Prokhorov ayrıca bakır fabrikasının yarattığı kirliliği engellemeye dönük kontrolörler için 100 milyon dolarlık bir yatırım yaptı.

Yine de Norilsk kompleksinin tamamı büyük bir kirlilik kaynağı olmaya devam ediyor. Fabrika, en az iki defa, emisyon azaltma hedeflerini tutturamadı. Kalhaneler yılda 1.9 milyon ton sülfür dioksit yayıyor. Bu sayı, bütün bir Fransa’da yayılandan daha fazla. Araştırmalar Norilsk’teki çocukların kanında ve idrarlarında yüksek oranlarda kanserojen madde içeren ağır metaller bulunduğunu gösteriyor.

Tekrar Moskova’ya dönersek; Potanin, Putin’e olan sadakatini geçmişte kanıtladı. 2004’te, modern Rus siyasal tarihi için çok önemli bir olayda, sahibi olduğu Izvestia gazetesi editörünü, Beslan’daki okul baskınına ilişkin gerçekleri yayınladığı için görevden alarak Kremlin’in ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik kampanyasına destek verdi. Bunun ardından Potanin Izvestia’yı, devletin gaz tekeli olan Gazprom’a sattı.

Hükümetle yakın bağları olan ve ortakların iş görüşmeleri hakkında basınla konuşmasına izin verilmediği için isminin saklı tutulmasını isteyen bir metal sektörü danışmanı, geçen yaz, hükümet yetkililerinin Prokhorov ve Potanin’i, Norilsk’in muhtemel satışı konusunda yokladıklarını söyledi.

Bir defasında Norilsk fabrikasının çevresindeki şehre karşı vergi ödemekten başka hiçbir yükümlülüğü olmadığını söyleyen hararetli bir serbest pazar taraftarı olan Prokhorov, adını açıklamak istemeyen mezkur danışmana göre, şirketin satışına karşı çıkmıştı. Potanin ise, görüşmeleri başlatma taraftarıydı. “Hükümet baskısına ilk teslim olacak kişi Potanin olacaktır” diyor her iki işadamını da iyi bilen sektör danışmanı: “O, yetkililere daha yakındır.”

Moskova, Prokhorov’un hisselerini ortağına satışını hızlandıran Courchevel’deki polis baskınının, Prokhorov’u Norilsk’in dışına atmak için bir şekilde önceden tasarlanmış bir tertip olduğuna dair söylentilerle çalkalanıyor. Fransız polisine göre ise, tutuklamalar, Alplerdeki kayak tesislerinde Rus fuhuş olaylarıyla ilgili önceki yıl başlatılan daha geniş çaplı bir soruşturmayla bağlantılıydı.

Prokhorov’un savurgan partileri bir sır sayılmazdı. Rus bulvar gazetesi Tvoi Den, Prokhorov’dan şöyle bahsediyor: “Onun cömertliği herkese yeter. Yakın arkadaşlarına, sayısız tanıdığına ve kadınlara yaptığı harcamalarda hiç cimri davranmıyor.” Tvoi Den’e göre Prokhorov’un yakın çevresi onu “Tatil Adamı” diye çağırıyordu ve her yıl 7 Ocak’ta, Rus Ortodokslarının yılbaşında geleneksel olarak verdiği parti Rus zenginlerin takviminde önemli bir yere sahipti.

Prokhorov’un Fransa’da 4 gün boyunca hapis tutulması, geleceği konusundaki belirsizliklerden dolayı Norilsk Nickel ve Polyus Gold hisselerinin sert bir düşüş yaşamasına neden oldu; Norilsk’in borsa değeri 2.3 milyar dolara, Polyus’un ki ise 800 milyon dolara düştü.

Prokhorov bu düşüşte, kamuoyuna açıklanan hisseleri temelinde, o zamandan beri hisse fiyatları yeniden canlanmış olsa da, 820 milyon dolar kaybetti. Bir Norilsk sözcüsü tutuklamayı “talihsiz bir yanlış anlama” olarak değerlendirdi. Rus ekonomi gazetesi Vedemonti ise bir haberinde Potanin’in Prokhorov’a, kısmen, Polyus Gold’daki hisseleri yoluyla ödeme yapabileceğini yazdı.

Prokhorov, geçenlerde Moskova’da düzenlediği bir basın toplantısında, elektrik ve alternatif enerjiye, özellikle de hidrojen yakıt pillerine yönelik bir yatırım yapmayı planladığını söylemişti. Moskova dışındaki bir ofiste çalışan Prokhorov’un yardımcıları, diğer gözden düşmüş oligarkların yaptığı gibi, onun da başka bir ülkeye gidip gitmeyeceği konusunda açıklama yapmaktan kaçınıyorlar. Potanin, devlet televizyonuna Şubat’ta verdiği bir röportajda, ortakların satış konusunu Courchevel olayından önce tartıştıklarını, ama “skandal durumun bu duyuruyu hızlandırdığını” söyledi.

Hem Prokhorov hem de Potanin hükümete yapılan bir satış konusunda anlaşmazlık yaşadıkları söylentilerine dair kamuoyuna bir açıklama yapmadı. Ancak Prokhorov, Kommersant gazetesine verdiği bir röportajda, Norilsk Nickel’in çoğunluk hisseleri için sadece tek bir alıcı –hükümet- bulunduğunu ve bu durumun şirketin uluslararası alanda genişlemesi önünde bir engel oluşturduğunu söyledi. Çoğunluk hissedarları olarak, kendisi ve Potanin’in sahip olduğu hisseleri, küresel metal sektöründe sıkça görülen şirket evliliklerinde ve alımlarında kullanamadıklarını, çünkü hükümetin herhangi büyük bir hissenin yabancılara satılmasına onay vermeye yanaşmayacağını söyledi.

Liderlik değişiminin yarattığı sallantı içinde, Norilsk Nickel dünyadaki yüksek nikel fiyatlarının desteği ile stokları istikrarlı bir şekilde yükselmesine karşın uluslararası rakiplerine göre nominal değerin altında bir fiyattan ticaret yapıyor.

Citibank’ın Haziran ayında yatırımcılara yaklaşık yüzde 30 olarak duyurduğu bu düşüş, çoğunlukla siyasal riske -kamulaştırma- ya da oligark riskine yani belirli bir oligarkın, azınlık hissedarlarının aleyhine bir şirketten hisselerini çekme ihtimalini ölçmeye çalışan, Rus tahvillerine özgü bir hesaplamaya atfediliyor.

Citibank’a göre, Norilsk’teki siyasal riskler “Rusya’da geçmişte yaşananlar dikkate alındığında” tehlikeli gözüküyor. Potanin’in basın bürosu bir yorumda bulunmaları talebine cevap vermedi. Risklere rağmen, Citibank, düşen fiyatlar nedeniyle hisse senedi satın alma tavsiyesinde bulundu.

Sovyetler Birliği’ndeki McKinsey şirketinde maden ve metal danışmanlığı alanında uzmanlaşmış olan ve üç yıl önce Norilsk Nickel’in genel müdür yardımcısı olan Amerikalı Ralph T.Morgan aynı zamanda yönetim kurulu üyesi. Morgan Norilsk Nickel’deki kamulaşma tehlikesini küçümsediği telefon röportajında “Bence bu, yabancı yatırımcılar tarafından abartılıyor ve fazla üzerinde duruluyor” dedi. Prokhov’un Potanin’e yaptığı satışa referans vererek de “Hissedarlar sürekli değişir. Bu yöneticinin kontrolünde değildir” diyor.

Morgan “Rusya’da görülen düşüş ve yükselen piyasalar birçok etkenle bağlantılıdır” diyor ve ekliyor: “Siyasal risk elbette düşüşü etkiler, ama bunun tek etken olduğunu düşünmüyorum”.

Düşüşün de azaldığını belirten Morgan, “Norilsk hisselerinin değeri, şirkete ileride ne olacağına dair ortalıkta dolaşan dedikodulara rağmen 2000 yılından beri yirmi kat arttı” diyor.

Rusya’daki gözlemcilere göre, Potanin’den Norilsk’i alma potansiyeline sahip devlet kuruluşları arasında olan elmas tekeli Alrosa ve devletin silah şirketi Rosoboronexport, Kremlin’deki gruplar ile uzlaşma yollarını arıyor. Rosoboronexport yakında Rus Teknolojisi isimli devlet şirketine devredilecek.

Maliye bakanı Aleksi L.Kudrin’in yönetim kurulunda olduğu Alrosa, liberal siyasi grupla özdeşleştirilirken, Rosoboronexport “siloviki” olarak bilinen gizli polis ve asker geçmişine sahip Kremlin grubuna yakın olarak biliniyor.

Potanin’in yardımıyla devletin eline geçen Izvestia gazetesinde Şubat’ta yayımlanan makalede: “bazı devlet şirketlerinin, Roman Abramovich’in Sibmerf’ine yapıldığı gibi, Norilsk Nickel’in kontrolünü ele geçireceğine dair dedikodular var” deniyor.

Makale “Ama bu yakın gelecekte olacağa benzemiyor” şeklinde bir sonuca ulaşıyor. Zira “Potanin, stratejik Norilsk Nickel şirketinin güvenilir ellerde olduğunu göstermek için yetkililere olan bağlılığını tekrar tekrar belirtiyor. Yetkililer ise bu kârlı şirketin tamamen tek bir namuslu hissedar tarafından kontrol edilmesini kabul etmeyeceğe benziyor.”

(New York Times, 8 Temmuz 2007, The Kremlin Flexes, and A Tycoon Reels) 
Ekopolitik.org



Bu haber 6,179 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,993 µs