En Sıcak Konular

Türk Medyasını Yere Sokan Analiz

10 Ağustos 2007 14:38 tsi


Türk basını hakkında çok eleştiri yapıldı ama Tages-Anzeiger gazetesinin eleştirisi gibisi görülmedi. İşte gazeteleri, köşe yazarlarını, medya baronlarını topa tutan o yazı.
Yeniçağ Gazetesi'nden Abdullah Özdoğan, Alman Tages Anzeiger gazetesinde çıkan yorumu özetleyerek köşesine taşıdı.

Abdullah Özdoğan/Yeniçağ

'Türk gazeteciler başka bir gezegende yaşıyor'

Yukarıdaki başlık, bana ait değil...

Almanya’da yayınlanan ve günlük 210 bin net satışı olan Tages-Anzeiger gazetesinde 2 Ağustos tarihinde yayınlanan, Kai Strittmatter imzalı makalenin başlığı.
Ne yazık ki, makalenin tamamını okuduğumda ben de hak verdim bu gazeteciye...
Bizler, toplumdan ne kadar kopuk olduğumuzu, ne kadar farklı düşündüğümüzü seçim sonuna kadar bilemedik.
Bu bir vicdan muhasebesi yazısı değildir, o şekilde algılanmasın.
Bu, içeride neyi gördüğümüzü ve dışarıdan nasıl göründüğümüzü özetleme metnidir.
Kai Strittmatter’in makalesinde katıldığımız yerler, katılmadığımız yerlerden çok.
Ve bazı paragraflar adeta tokat gibi.

Kai Strittmatter yazısının girişinde, belki de en can alıcı saptamasını yapıyor:
’Bilim-kurgu yazarı Stanislaw Lem, gerçeğin insanın kendi egosunun çarpıtılmış bir yansıması olduğu “Solaris” gezegenini icat etti. Türk gazetecilerin çoğu da benzer bir gezegende yaşıyor. Sadece yenilgiye uğramış olan ve Atatürk’e dayanan CHP’nin sözcüsü “Cumhuriyet” in yazarları değil. Bu gazete, seçmen hakaretlerini makyajsız olarak verdi. Erdoğan’ın hükümet partisi AKP’nin seçmenleri “beyinsiz” ve “yiyici”, hatta “aptal” mış.’

Gazeteci, Türk basınını da seçim sonrası ’şoke olmuş’ numarası yapmakla suçluyor.
Bunun nedenini de şöyle özetliyor:

’Gerçeğe yabancı ve halka uzak gazeteci sınıfı Türkiye’de fikir hakimiyetine sahip. AKP’ye yakınlığı ile bilinen “Zaman” gazetesi, seçim öncesi rengini bildirmiş olan bir avuç ünlü gazeteciden sadece dördünün AKP’ye oy vereceğini açıklamış, 14’ü ise CHP’ye oy verilmesi çağrısında bulunmuş. Türk gazeteciliğinde nahoş olan şu, şahsi tercihleri, genellikle realiteye bakışı da bulandırıyor. Yalnızca yorumlarda değil, haberi verirken de. Sabah gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, “Yorumcularla yayımcıların kendi halkından bu kadar uzak olduğu bir başka ülke daha olabileceğinden kuşkuluyum” diyor. Siyaset ve ekonomi alanındaki elitlerin büyük bir bölümü için geçerli bir teşhis bu. Türkiye’ye seçimleri izlemek için gönderilmiş bir AGİT uzmanı, ülkedeki siyasiler, gazeteciler ve akademisyenlerle yaptığı yüzlerce görüşme sonrasında kendisini en çok şaşırtan unsurun, bunların “kendi ülkeleri hakkında ne kadar az şey bildikleri” olduğunu itiraf etti.

Yine de bazıları seçim sonrasında özeleştiriye hazırdı. Örneğin CHP seçmeni ve köşe yazarı Emin Çölaşan şöyle diyor: “Başka bir gezegende yaşadık. Bu toplum hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Seçim gününde bir uzay aracından paraşütle bırakıldık ve bize tamamen yabancı bir ülkeye indik.”

Ve en acı tespit:
‘Türk gazeteleri habercilerle değil, köşe yazarlarıyla ayakta kalıyor. Bunların satışını yaptıkları, araştırma değil, fikir; gerçekler yerine dünya görüşü. Elbette övgüye değer istisnalar, mükemmel gazeteciler de var. Ancak birçok köşe yazarı masasını, ancak resepsiyon ve kokteyl partileri için terk ediyor. Yazları da Bodrum ya da Kuşadası’ndaki yazlıklara gidiliyor ve aynı insanlar tıpkı Boğaz’daki evlerinde buluşur gibi yine bir araya geliyorlar.

Bu cumhuriyette birçok şey gibi parti gazeteciliği de ilk yılların uzantısı niteliğinde. Jöntürklerin ilk muhalif gazeteleri Paris’te yayımlanıyordu ve oradan Sultan Abdülhamit’e karşı mücadele veriliyordu. Bunlar propaganda yapıyorlardı, habercilik değil. Birçok gazeteci hâlâ aydınlatma fonksiyonundan yoksun. Tıpkı birçok kişinin Cumhuriyetin eski elitlerine yakınlıktan kurtulamamaları gibi. Bunlar kendi kendilerini devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasının koruyucusu ilan etmiş kesimin bir parçası.’

Kai Strittmatter’in yazısında katıldığım bölümler bunlar. Katılmadıklarımı da buraya aktarmadım. Onlar da bana kalsın... Bu güruha kenarından da katılmış bir gazeteci utancıyla beraber...

İnterner haber

 



Bu haber 397 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,764 µs