En Sıcak Konular

Yılmaz Özdil transferinin perde arkası

10 Ağustos 2007 12:05 tsi
Yılmaz Özdil transferinin perde arkası Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan dışındaki ulusalcı troykanın üçüncü ayağı Yılmaz Özdil'in Hürriyet'e transferi ne anlama geliyor? Hürriyet'in bu hamlesi geleceğe yönelik adımlarda içeriyor içinde. Oray Eğin'in gözünden Özdil hamlesinin kodları...

Oray Eğin'in yazısı:

Muhalif yazarların gücü nerden geliyor?

Medyada bir kesim son yapılan genel seçimlerde CHP’nin aldığı oy oranının niteliği üzerinde durmadı. Asıl odak noktası Baykal’ın bırakması gerektiği ve CHP’nin geleceğiydi. Halbuki 22 Temmuz günü Türkiye seçmenin yüzde 21’inin özel bir anlamı vardı. Daha sonra yapılan araştırmalarda da çıktı ki CHP’ye oy veren bu insanlar eğitimli, yüksek gelir düzeyine mensup bir seçmen kitlesi. CHP’nin oylarını üzerinde düşünülmüş kılıyor bu grup. Bireysel geleceği, kısa dönemli çıkarı için değil de daha düşünerek oy veren insanların partisi oldu son seçimde CHP.

Bunda Beyaz Türkler’in AKP’ye karşı birleşme çabaları da etkiliydi. Ama güçleri bu kadarmış işte. Türkiye’de Beyaz Türkler giderek Lozan kapsamına alınması gereken bir azınlığa dönüşüyorlar zaten, marjinalleşiyorlar ve etkileri de azalıyor.

Ancak hâlâ şu açıdan önemliler: Türk ekonomisinde para harcayan ve tüketime en fazla katkı sağlayan tek kitle. Beyaz Türkler’in önemli giderlerinden biri de kültürel ürünler. CD, DVD, kitap, dergi alışverişi hâlâ onlara yönelik pazarlanıyor.

En önemlisi de şu: Gazeteleri okuyanlar da büyük çoğunlukla bu insanlar. Hürriyet, Sabah gibi gazeteler “süpermarket” modelini uygulayıp her kesime hitap etmeye çalışıyorlar ama işin aslı merkezdeki gazetelerin asıl müşteri kitlesi bu ülkede hep “laik kesim” oldu.

Gazeteler belli iktidarlara ve kendi çıkarlarına göre pozisyon değiştirebilirler, ama “süpermarket” modelinin temel direkleri aslında kendi kemik kitlelerinden, bugün “ulusalcı” olarak adlandırdığımız kesimden vazgeçemeyen yazarlardan oluşuyor galiba.

O yüzden geçtiğimiz dönemde Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan’ın yerlerinin sallantıda olduğunu düşünenlere ancak gülünebilir, hatta medyayı bilmedikleri için acınabilir. Bu insanlar aynı zamanda göreve geldiği ilk günden beri Ertuğrul Özkök’ün ayrılacağı dedikodusuna da inanırlar. Ayrıca her ulusalcıyı da Tuncay Özkan sanmayın.

Medya dinamiklerinde Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan gibi yazarların gücünün azalması söz konusu olamaz. Zira bu ülkede AKP seçmenleri içinde bile bu iki yazarın görüşlerini paylaşan pek çok kişi vardır. Nitekim Zafer Üskül’ün Anayasa’dan Kemalizm’i çıkartma önerisine AKP seçmenleri de tepki vermiştir; basit bir matematikle anlayabiliriz.

Pek çok yazar dönemsel olarak parlayabilir, yükselebilir ama son tahlilde kemik gazete okurunun sektirmeden takip ettiği isimler Çölaşan ve Coşkun çizgisindeki gazetecilerdir. Asıl güçlü köşe yazarları da onlardır zaten; bizzat okuru etkileme gücünden daha önemlisi yoktur bir gazeteci için. Beğenin, beğenmeyin, okurun bu yazarlara bağı öylesine kuvvetli ki dilerlerse bütün iktidarlar karşı çıksın gazeteler onlardan öyle kolay kolay vazgeçemez.

İşte böyle bir tabloda Yılmaz Özdil’in adı da anlamlı.

Özdil, basındaki son başarılı İzmirli gazetecilerden. Star gazetesinin efsane başlıklarını ayaküstü attığı söylenir; öyle kıvrak bir zekası var. Yazarlığı da bir o kadar başarılı oldu; çok kısa zamanda, kaleminin gücüyle kendisine Çölaşan-Coşkun çizgisinde isim yaptı, kendi kitlesini yarattı. Kısacası tuttu. Yazılarından zaman zaman ılımlı faşizm sinyalleri de almak mümkün tabii ki; kimi ulusalcıların kolay kaçırabildikleri bir ayar bu. Ama bir yazarın her yazısına, her söylediğine de katılacağız diye bir kural yok elbette. Özdil, çok iyi bir köşe yazarı. Bundan böyle Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun’la beraber Hürriyet’in “muhalif” troykasını oluşturuyor.

Dahası, Hürriyet’in demirbaşlarından biri olacak kısa sürede. Ahmet Hakan, Nazlı Ilıcak gibi isimler büyük gazetelerde dönemsel yer alır, işlevleri bittikten sonra kullanılıp atılırlar - liberal rüzgarın olduğu yıllarda liberal yazarların öne çıkarıldığı gibi şimdi de muhafazakâr bolluğu yaşıyoruz. Ama Yılmaz Özdil kendine Çölaşan ve Coşkun’un yanında yer açtı. Buradaki mesaj başka. Bu ülkede ulusalcıların gücünün zayıflaması öyle kolay değil çünkü; Kemalizm’in etkisini azaltmak da.

Hürriyet’in yeni transferine hayırlı olsun derken, bunun kadroya sıradan bir ‘çok okunan yazar’ katma hamlesi olduğunu düşünmeyin. Geleceğe yönelik adımlar da içeriyor içinde. En önemlisi, Hürriyet bir büyük gazetenin muhalefet gücünün ne kadar önemli olduğunu anlıyor galiba.

Akşam



Bu haber 1,247 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,196 µs