Washingtonda Türk dış politikası tartışıldı
26 Eylül 2013 11:18 tsi
Türk ve Amerikalı uzmanlar ABDnin başkenti Washingtonda faaliyet gösteren Rethink Enstitüsünün düzenlediği programda Türk dış politikasının son dönemi ele alındı.
Türkiyenin bölgedeki önemine vurgu yapılan programda Arap Baharı sonrası dış politikada yaşanan zorluklara değinildi.
Rethink Entitüsünün Washingtondaki ofisinde gerçekleşen programa Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı, Amerikan İlerleme Merkezi Uzmanı Michael Werz ve Rethink Enstitüsü Genel Müdürü Fevzi Bilgin konuşmacı olarak katıldı.
Türkiyenin Dış Politikada Yüzleştiği Zorluklar adlı seminerin ilk konuşmacısı Amerikan İlerleme Merkezi Uzmanı Michael Werz, Türkiyenin bölgesel politikada uzun yıllardır süre gelen bir deneyimi olmamakla birlikte son dönemde bu konuda ciddi bir yol kat edildiğini dile getirdi.
1990-2000 yılları arasına bakıldığından Türkiyede nispeten daha az düşünce kuruluşu ve dış hizmetler yetkilisi olduğuna dikkat çeken Werz, özellikle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun dış hizmetler yetkilisi yetiştirilmesine özel önem vermesiyle bu durumun değiştiğini ifade etti.
Türkiyenin bölgede önemli bir ülke olduğuna vurgu yapan Werz, son dönemde ABD ile Türkiye arasında yaşanan fikir ayrılıklarına değindi. Başbakan Erdoğanın Washingtonda çok az lidere yapılan bir tören ile karşılanmasının ardından Mısır ve Gezi Parkı gibi konularda ABD hükümeti ile fikir ayrılığına düştüğünü ifade eden Türk hükümeti ile ABDnin bir kez daha yakın ilişkiler kurması gerektiğini dile getirdi. Werz, Türkiyenin ABDnin bölgedeki kilit öneme sahip müttefiklerinden biri olduğunu söyledi.
STRATEJİK DERİNLİK
Rethink Enstitüsü Genel Müdürü Fevzi Bilgin Ahmet Davutoğlunun Stratejik Derinlik adlı kitabının son dönemde Türk dış politikasına rehberlik ettiğini ve ciddi katkılar sağladığını söyledi.
2010 yılından sonra bölgede yaşanan gelişmeler ile dengelerin değiştiğini ve komşular ile sıfır sorun politikasının tartışıldığını ifade eden Bilgin, Komşular ile sıfır problem yaklaşımının yanlış olduğunu düşünmüyorum. Birçok kişi bu yaklaşımdan memnundu. Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyordu. dedi.
Davutoğlunun kitabında insan faktörünün öneminin vurgulandığına dikkat çeken Bilgin, Türkiyenin geçmiş dönemde yetiştirdiği diplomatların yeterliliğinin tartışılabileceğini ifade etti. Özellikle dış politikada insana yatırım yapılmasının önemine vurgu yapan Bilgin, iyi eğitimli, çalıştıkları ülkenin tarihini, kültürünü, politik ve diplomatik yapısını iyi bilen diplomatların yetiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Bilgin ayrıca Türkiyeyi çok önemli bir seçim sürecinin beklediğini ve seçimden sonra önemli değişiklikler olacağına inandığını dile getirdi.
AK PARTİ TÜM KONTROLÜ ELİNE ALDI
Prof. Dr. İhsan Dağı ise Ak Partinin ilk yıllarında dış politikada yaşanan sorunları en aza indirmek adına sert güç yerine yumuşak güç, güvenlik yerine ekonomi, anlaşmazlık yerine iş birliği yaklaşımını benimsediğini ifade etti. Yunanistan, Ermenistan ve Rum Kesimi ile yaşanan meselelerin çözümü adına gösterilen çabaları örnek gösterdi.
2010 yılındaki anayasal değişiklik ile AK Parti'nin önündeki yargısal ve bürokratik engelleri ortadan kaldırdığını dile getiren Dağı, AK Parti bundan sonra ülkede tüm kontrolü eline aldı. Bu kötü bir şey değildi. Ben her zaman sivil iktidarın idareyi elinde bulundurmasını destekledim. dedi.
Ancak bu gelişme sonrası AK Partide ne isterlerse yapabilecekleri düşüncesinin hakim olduğunu öne süren Dağı, hükümetin iç politika yaklaşımının dış politikaya yansıdığını dile getirdi.
2011deki Arap Baharı sonrası Ak Partinin bölgede daha aktif olmayı istediğini ve yumuşak güç yerine sert güç yaklaşımını benimsediğini söyleyen Dağı, Mısırda yaşanan darbenin AK Parti hükümetinin sınırlarını da gösterdiğini söyledi.
aa
Bu haber 565 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle