En Sıcak Konular

Moskova ormanları Anadolu Selçuklu Devleti’ne dönüşünce

25 Eylül 2013 09:45 tsi
Moskova ormanları Anadolu Selçuklu Devleti’ne dönüşünce "Oyunumuz, doğru yol hakkındaydı. Sizleri bu doğru yolu geçmeye, oynadığınız kişinin dinine bakmaksızın Kudüs yolunda ölmeye ve Mahşer gününde bu kentte dirilmeye davet ettik."

Moskova Bölgesi'nde 4 Ağustos günü "Kudüs'te Ölmek" adlı rol yapma oyunu sona erdi. Oyunda, Anadolu Selçuklu Devleti de temsil edilmişti ve Rusya'nın çeşitli kentlerinden 200'den fazla katılımcı, 12. yüzyıl Selçukluları oynadı.

Projenin baş ustası Vladimir Molodıh, katılımcılara hitaben, "Kalpten gelen, yaşamak istediğimiz ve hayatımız boyunca bizimle kalmasını istediğimiz onur, dostluk, fedakârlık, aşk, sınırsız cesaret, içten bağlılık, gerçek inanç, değerler, seçim, davranışlar hakkında oyun yaptık. Oyunumuz, doğru yol hakkındaydı. Sizleri bu doğru yolu geçmeye, oynadığınız kişinin dinine bakmaksızın Kudüs yolunda ölmeye ve Mahşer gününde bu kentte dirilmeye davet ettik." dedi.

Rol yapma oyunu (İnglizce Role-playing game, RPG), katılımcıların seçtikleri rol doğrultusunda hareket ettiği dramatik eylemdir. Oyuncular, rolünün doğası ve oynadıkları dönemin iç mantığı gereği hareket etmeli. Hep birlikte, senaryo yazıp bu senaryoyu takip etmeli. Eylemleri, onaylanan kurallara göre başarılı veya başarısız kabul edilebilir. Seçilen kurallar çerçevesinde doğaçlama yaparak oyunun yönünü ve sonucunu serbestçe belirleyebilir. Oyun süreci, belirli bir durumun bir grup insan tarafından simülasyonudur ve her bir insan, rolünü yaparken istediği gibi davranabilir.

Toplamda oyun için 2400 başvuru dilekçesi alınmıştı. Oyuncular sadece Moskova, Kazan, Sankt Peterburg, Yekaterinburg ve Rusya'nın diğer kentlerinden değil, komşu Belarus ile Ukrayna'dan ve hatta İspanya ve İsrail'den gelmişti. Aralarında üniversite öğrencileri, yöneticiler, doktorlar, avukatlar, müzisyenler, tamamıyla farklı meslek ve yaş grubu temsilcileri vardı. Bazıları hatta yeni doğmuş bebeklerle gelmişti. 8-10 yaş arası çocuklar da oyuna katılabildi ve ebeveynlerine az da olsa yardım edebilmişti.

Temel olayların ve tarihsel tuvalin korunması şartıyla genel olarak oyun serbest senaryoya göre gelişti. Oyunun başlangıç noktası 1173 yılıydı. Asya ve Avrupa'nın Kudüs'e yöneldiği, kuşatmak ve ele geçirmek, elinde tutmak ve savunmak istediği dönem yansıtılmaya çalışıldı. Ustaların Kudüs'e Mekke kavramını da eklediğini kaydedelim. Oyunda, ortak zemini genişletmek amacıyla Mekke yerine Müslümanlar için kutsal şehir olarak Kudüs belirlendi. Gerçi Kudüs, tarih boyunca hem İslam hem de Hıristiyan dünyası için çok önemliydi.

Bir hafta boyunca, çeşitli devletler arasında anlaşmalar yapıldı, feshedildi, seferler düzenlendi. Örneğin Müslüman bölgeler Bağdat, Selçuklu, Şam tek bir ordu kurup Kudüs'e yürüdü. Daha küçük bölgesel çatışmalar da yaşandı. Ayrı ayrı karakterlerin öyküleri gelişti. Zira bu bir hafta içinde Selçuklu geleneklere göre yaşamaya ve etkileşim içinde olmaya çalışan aileler de vardı. En zor kısım, 8 yüzyıl önce yaşayan, çok farklı düşünen ve farklı güdülere, değerlere ve hedeflere göre davranan farklı halktan ve farklı dinden bir insanın zihniyetini benimsemeyi başarmaktı. Bu doğrultuda, kültür ve bilişsel alanda büyük bir çalışma yapıldı ve oyuncular bunu başardığını düşünüyorlar. Bir haftalığına Selçuklu Devleti'nin sakinlerine dönüşerek Türk kültürünü tam anlamıyla içten öğrendiklerini söylüyorlar.

Oyun bölgesinde katılımcıların çabalarıyla cami, medrese, sultan sarayı, harem, kervansaray, kışlalar, kuyumcu dükkanı, Artuklular, Melikşah ve Turanşah hanedanlıkların çadır evleri, hastane kuruldu. Türk geleneklere göre paralı ve kınalı düğünler yapıldı. Kurban Bayramı gibi bayramlar kutlandı. Tüm bunlar, sadece dönemin havasını yansıtmak için değil, Türk ve Müslüman kültürlerinin gelenek ve görenekleri daha doğru göstermek amacıyla yapıldı. İnsanlar Arapça yazmayı öğrendi, yazılarla evlerin ve medresenin duvarlarını süsledi, Arapçası da olmak üzere Kuran'dan süreleri, hadisleri öğrendi. 'Hazretleri', 'hatun', 'maşallah', 'inşallah' gibi Rus kulağı için alışılmadık hitapları ve ünlemleri ezberlemeye çalıştı. Giyim ve davranışın doğruluğu konusunda, örneğin, "O dönemin Türkü böyle davranabilir miydi?" diye kendi aralarında tartıştılar.

İlginç olan, gerçekten de asıl Türk, Selçuklu kültürünü yansıtmaya başarmaları. Zira Şam ve Bağdat da Müslüman bölgeler olmasına rağmen tamamıyla farklıydı. Bağdat Haşhaşilerin elindeydi, doğunun incisi Şam ise daha nazenin, daha Arap'tı. Türkler korkulur ve herkes tarafından saygı duyulurdu. Seferde olan Sultan Kılıç Arslan'ın büyük oğulları Gıyaseddin ve Kutbeddin'in korkunç ve asil görünümü buna büyük katkısı olmuştu. Küçük oğlu Rükneddin ise senaryoya göre Selçuklu Müftüsü olarak iki kardeşin arasını düzeltmeye, daha ılımlı bir ruh halini ayarlamaya çalışıyor, bilinçli eylemlere davet ediyordu.

Oyun yapmak ve çeşitli dinleri oynamak çok zor ve öngörülmezdir. Birilerini rencide etmek, belli bir kültürü yanlış yansıtmak her zaman korkutur. Ancak aynı zamanda sadece böyle oyunlar sayesinde eski uygarlıkları ve deneyimlerini öğrenme, farklı davranış modellerini deneme, muhtemelen insanların her zaman ve her yerde aynı olduğunu, farklılıkların ise sadece dış tabaka olduğunu öğrenme şansını yakalayabiliriz. Öte yandan insanın doğası ve eylemleri, dış dünyanın dayattığı gelenek ve yükümlülüklere bağlı olarak değişiyor ve kendine, bunun gerçekten de neye bağlı olduğunu sormaya değer.

Oyuncular, gözleri önünde halen Konya'nın merkez meydanının olduğunu, hala kulaklarında sabah ezanının duyulduğunu ve tüm sorulara hadislerle yanıt vermek isteğinin bulunduğunu söylüyorlar.

Evet, tüm yapılar toplatıldı ve Anadolu tekrar Moskova ormanlarına dönüştü, ancak duygular, deneyimler, olaylar, farklı insanlarla temasın değeri ve manevi değerlerini öğrenme fırsatı her zaman kalplerde kalacak.

Rusya'nın Sesi

Bu haber 1,295 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,395 µs