Askerin ‘ova’ adresi doğru mu?

8 Ağustos 2007 17:00 tsi
2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın dün yaptığı açıklama basında hak ettiği yeri bulmadı aslında. Şehit cenazesi sonrası yapılan bu açıklama daha çok ‘ovadaki’ siyasileri içeriyordu ama bir ucu da iktidara gidiyordu. Orgeneral Iğsı

Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının TBMM’de gerçekleşen yemin törenlerine katılmamaları, yeni Meclis’teki DTP varlığına bağlandı. Bunu doğrulayan bir açıklama yok belki ama “hissiyat” bu!

Şırnak’ın Uludere İlçesi’nde 1 Ağustos’ta teröristlerce döşenen mayının patlaması sonucu yaralanan ve GATA’da şehit olan Jandarma Er Orhan Kaya’nın Doğanşehir’deki defin töreninden sonra, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız bir açıklama yaptı.

Bu açıklama aynen şöyle; "Şehidimizin babası en acılı anında ‘Vatan sağ olsun’ diyebiliyorsa bu bizim için çok büyük bir vicdanı sorumluluktur. Asker kar, buz, sıcak, soğuk demeden her türlü şartta bu mücadeleyi sürdürmektedir. Ama bakın ben size dağdaki mücadeleden bahsediyorum. Vatandaşlarımız dağdaki mücadele yönünden hiçbir tereddüt yaşamasınlar. Ama açıklıkla ifade ediyorum, bugün sorun dağda değil. ‘Nerede?’ diye sorarsanız bunu bana sormayın biraz bakarsınız nerede olduğunu görürsünüz."

Nerede?

Kuşkusuz bu sözcüklerin seçimi açık biçimde ‘ovayı’ gösteriyor. Yani siyaseti! Açıklamanın yapıldığı şartlar ve zamanlaya bakıldığında ise doğal olarak ilk akla gelen adres TBMM’deki DTP varlığı.

Ancak mesajın zarfı çift adresli de olabilir. Zira AKP, sadece iktidar olma vasfıyla dahi muhatap haline geliyor. AKP’nin şehit cenazelerinde eleştirilmesi ve bunun siyasi bir mesaj da taşıdığına ilişkin tartışmalar daha çok taze.

Hatta bazı AKP ileri gelenlerinin bu cenazelere katılanlarca protesto edilmesi polis takibatına ve gözaltılara kadar da uzamıştı. Bu yüzden Orgeneral Iğsız’ın açıklamalarından hükümete yönelik bir serzenişte sezilebilir.

Sezilebilir ama gerçekten bu adres doğru mu? 22 Temmuz sonrası yeniden oluşan siyasi şartlar, seçim öncesi ve Cumhurbaşkanlığı sürecindeki gerilimlerini izini taşımıyor. Kaldı ki AKP de seçim sonuçlarından oldukça mütevazı dersler çıkarmış durumda.

Artık sadece hizmet etme ve iş bitirme dönemi olarak tanımladıkları II. Erdoğan hükümeti uzlaşmacı tavrını daha ilk günden, “bize verilmeyen oylar da bize emanet, müsterih olunuz” sözleriyle gösterdi.

Keza sadece Cumhurbaşkanlığı için de TBMM Başkanlığı seçimi için de mutabakat aradığını gösteriyor. Terörist PKK ile ilgili gelişlemeler de mevcut. Kuzey Irak’a yönelik olası gelişmelere de hükümetin TSK gibi baktığına ilişkin işaretler geliyor.

Daha bakanlar kurulu bile belli olmadan Irak Başbakanı Ankara’ya çağrıldı ve bir anlaşma imzalatıldı. Elbette pratik sonucu şimdiden öngörülemez ama “herkesin onayladığı anlaşmalara uyması” beklenir!

Bu haber 513 defa okundu.