En Sıcak Konular

'Türkiye hiçbir zaman savaş çağrısı yapmadı'

13 Eylül 2013 12:40 tsi
'Türkiye hiçbir zaman savaş çağrısı yapmadı' Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Nikaragua Dışişleri Bakanı Samuel Santos Lopez ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin hiçbir zaman bölgede dış bir askeri müdahaleye davetiye çıkarmadığını, hiçbir zaman ve hiçbir dönemde savaş çağrısı yapmadığını belirterek, "Sadece kimyasal silahların devrine dayalı bir çözümü, kesin ve mutlak bir çözüm olarak görmek, göstermek, Suriye rejimine 'kimyasal silah dışında hangi aracı kullanırsanız kullanın, ne kadar insanı öldürürseniz öldürün, bir müeyyide görmeyeceksiniz' gibi bir mesaj iletmekse, bu barışı getirmez" dedi. 

İkili temaslarda bulunmak üzere Türkiye'de bulunan Nikaragua Dışişleri Bakanı Santos Lopez ile bir araya gelen Davutoğlu, görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

"ABD'de emekli istihbarat mensuplarının, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın, Suriye'deki muhaliflere kimyasal silah temin ettiği yönündeki iddiaları içeren raporu ve ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün son açıklamaları" hakkındaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin, kimyasal silahlar ve kitli imha silahları konusunda bütün uluslararası konvansiyonlara ve sözleşmelere taraf olduğunu ve bu konuda en titiz uygulamaları yapan ülkelerden biri olduğunu vurguladı. Şu anda kimyasal silahların yasaklanması örgütünün başında da bir Türk diplomatı olarak eski müsteşar yardımcısı Ahmet Üzümcü'nün bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, "Dünyanın her yerinde, biz sadece kimyasal ve biyolojik silahların değil, nükleer silahların da kaldırılması için kampanya yürütmekte olan bir ülkeyiz. Sayın Üzümcü, bu örgütün başına geldiğinde de bölgemizde Suriye, İsrail, Mısır gibi bu örgüte üye olmamış, bu örgütün faaliyetlerine katılmamış ülkelerin, katılması için neler yapılması gerektiğini de konuştuk. Çok açık ve net söylüyorum, kimyasal silah bir insanlık suçudur, kim buna bulaşmış olursa, kim bu silahları temin etmişse, kullanıyorsa, insanlık suçu işler ve her türlü en sert uluslararası hukuki müdahale ne ise ona da muhattap olur. Türkiye'nin bırakın böyle bir şeye herhangi bir şekilde tedariki konusunda yardımcı olması gibi bir hususu, böyle bir tedarike müsamaha edilmesine bile rızası yoktur" ifadelerini kullandı. 

Davutoğlu, kimin, ne gerekçeyle olursa olsun, kimyasal silah konusunda mütereddit davrananlar dahi, ileride insanlık vicdanında muhakeme edileceklerini belirterek, "Bu yönde haberler çıktıktan sonra, bazı Rus basınında yer aldı, sayın Lavrov'la son görüşmemizde, Petersburg'da, kendisine de ifade ettim, hiçbir Rus yetkilisinden, dostumuzdan böyle bir şey duymak istemeyiz, elinizde varsa bir şey getirsin ama böyle şüpheler üzerinde konuşmak doğru değil" dedi. 

Türkiye'nin tutumunun net ve açık olduğuna işaret eden Davutoğlu, kimyasal silah kullanımının, tedarikinin, herhangi bir projesinin hepsinin insanlık suçu olduğunu ve Türkiye açısından bu net tutumun her konu, her taraf için de geçerli olduğunu kaydetti. 

Suriye'nin kimyasal silahları teslimi

Davutoğlu, Suriye'nin kimyasal silahlardan arındırılması yönündeki girişim konusunda ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Rusya Dışişleri Sergey Lavrov'la yaptığı görüşmelerde, "Hep, kimyasal silahlar bir ülkeden temizlenecekse, bu olumludur. Nereden olursa olsun, bir gram kimyasal silah bile, Halepçe'de gördük, yeryüzünden kalkacaksa bunu biz destekleriz" dediğini belirterek, şöyle devam etti:   

"Ama iki soruya da cevap vermek gerekir. Bir, geleceğe dönük olarak bu adım atılırken, geçmişe dönük olarak bu kimyasal silah kullanımından doğan o büyük insanlık faciası konusunda, o mazlumların hukuku konusunda o ailelere kim, ne, uluslararası toplum ne cevap verecek, müeyyidesi nedir, bunun bir müeyyidesinin olması lazım. Nasıl Miloseviç, Saddam, bu müeyyidelere taraf olmuşsa, bugün uluslararası toplum kararlı bir şekilde uluslararası hukukun uygulanmasına özen göstermesi lazım. İkinci olarak kimyasal silahlarla öldürülen 1700 kardeşimiz nasıl bir can taşımış ise toplarla, scud füzeleriyle, hava bombardımanıyla öldürülen 100 bin kardeşimiz de aynı canı taşıdırlar, aynı zulme maruz kaldılar. Sadece kimyasal silahların devrine dayalı bir çözümü kesin ve mutlak bir çözüm olarak görmek, göstermek, Suriye rejimine, 'kimyasal silah dışında hangi aracı kullanırsanız kullanın, ne kadar insanı öldürürseniz öldürün, bu bir müeyyide görmeyeceksiniz gibi bir mesaj iletmekse', bu barışı getirmez. Barışı getirecek olan, bizim hep söylediğimiz çok kararlı bir şekilde Suriye rejiminin bu saldırılarının, suçlarının durdurulmasına yönelik adım atılmasıdır."

Davutoğlu, BMGK'nın daha Suriye'de ölümler bu aşamaya gelmeden, mülteciler sorunu böylesine komşu ülkelerin iç düzenlerini dahi etkileyecek boyuta ulaşmadan, milyonlarca mülteci hareket etmeden bir araya gelmiş ve bu soruna bir çözüm bulmuş olmasının temenni edildiğini belirterek, bugün eğer 2,5 sene sonra, 100 bin insan ölmüşse, milyonlarca insan mülteci durumuna düşmüşse, bunun sorumlusunun, bu baskıyı uygulayan rejim ve bu baskı karşısında malesef vaktinde gerektiği adımları atamayan uluslararası toplum ve BMGK olduğunu kaydetti. Türkiye'nin kimyasal silah saldırısı konusunda son olarak, yine en net ve açık tavrı sergileyen ülke olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Yanı başımızda çocuklar, kadınlar kimyasal silahlarla, hepimizin yüreğini dağlayan o görüntüler içinde katledilirken, uluslararası tolumun bu konuda sesiz kalması mümkün değil" dedi. 

"Savaşı durdurun diyoruz"

Türkiye'nin hiçbir zaman bölgede, dış bir askeri müdahaleye davetiye çıkarmadığını, hiçbir zaman, hiçbir dönemde savaş çağrısı yapmadığını belirten Davutoğlu, fakat uluslararası toplumun hep bu konuda adım atmaya çağrıldığını ve bu konularda da adım atılmadıkça nasıl büyük mezalimler olduğunun da geçmişte görüldüğünü söyledi. Davutoğlu, bunların durdurulması için Türkiye'nin çağrıda bulunduğunu belirtirken, "Bu bir savaş çağrısı değildir, aksine, sürmekte olan ve yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olmuş olan, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşmesine sebep olan savaşı durdurun diyoruz, savaşı başlatın demiyoruz. Savaşı durdurun, şu ana kadar savaşın durdurulmamış olmasının bedelini, Suriye halkı ve komşu ülkeler ödedi. Artık yeter diyoruz. Ne yapacaksanız yapın, BM olarak bu savaşı durdurun" dedi. 

Bu savaşın durdurulmasının, rejimin yaptığı zulmün durdurulması anlamına geleceğini kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin tutumunun net ve açık olduğunu bir kez daha vurguladı. Diğer kavramsal konulara girmek istemediğini ifade eden Davutoğlu, "Artık bu savaş durdurulmalıdır. Ve bu savaşta masum insanların can kaybına yol açan o büyük insanlık suçları kesinlikle uluslararası hukuk nezdinde, gerekli müeyyideye tabi tutulmalıdır. Yöntem konusunda tartışırız ama kimse, bu kimyasal silahlar ve diğer katliamlar konusunda mazur gösterici, rejimi bundan sonra cesaretlendirici bir tutum benimsenmesini kabul edemez" dedi.

Lübnan'da kaçırılan pilotlar

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Lübnan'da kaçırılan pilotlar ile ilgili olarak, "Sessiz, sakin ama emin olun dakika dakika takip ettiğimiz bir süreç işliyor. Burada önemli olan pilotlarımızın sağ salim ailelerine ve vatanımıza kavuşmalarıdır. Bunun için bütün birimlerimiz her türlü çalışmayı yapıyorlar. İnşallah hayırlı bir haber alabiliriz" dedi.

Davutoğlu, Nikaragua'nın Mavi Marmara’ya yapılan saldırı sonrasında en net tutumu takınan ve İsrail ile ilişkilerini askıya alan tutumuyla da dünyaya örnek olan bir dayanışma sergilediğini söyledi.

Bakan Davutoğlu, "Türkiye ve Nikaragua coğrafi konum dolayısıyla son derece önemli bir jeopolitik özelliğe sahip. Biz iki kıtayı birleştiriyoruz, Nikaragua da iki okyanus arasında bir ülke" şeklinde konuştu.

Nikaragua Dışişleri Bakanı Lopez

Nikaragua Dışişleri Bakanı Samuel Santos Lopez, ise Birleşmiş Milletler'in, halkların ihtiyaçlarına cevap vermek için kurulduğunu ancak bugün bu hedefine ulaşamadığını belirterek, "BM, bazı reformlara ihtiyaç duyuyor, çünkü artık yavaş ve büyük bir file dönüştü. Daha esnek yapılara sahip olmalı ki, halkın ihtiyaçlarına cevap versin" dedi.

Vatandaşların sadece barıştan menfaat sağlayabileceğini belirten Lopez, "Savaş için hiçbir gerekçe olamaz. Her zaman diyalog ve anlayış öne çıkmalıdır ve bu bütün dünyada böyle olmalıdır" ifadelerini kullandı.

Lopez, "Diyalog ve anlayış mekanizmalarıyla farklılıklarımızı çözmeliyiz. Devletler arasında bunu bu şekilde gerçekleştirmeliyiz" şeklinde konuştu.

AA



Bu haber 941 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,232 µs