En Sıcak Konular

'Hazırlıklı ve şuurlu olmamız lazım!'

12 Eylül 2013 12:41 tsi
'Hazırlıklı ve şuurlu olmamız lazım!' Ergenekon'un 'sıcak sonbahar' tehdidini önlemek için...

TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günleri yayınlanan ve Faruk Bilgin'in sunduğu Açı programının bu haftaki bölümünde Suriye'deki iç savaşı, cami-cem evi projesini ve güncel meseleler ele alındı . Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Dr. Sedat Laçiner, Prof. Dr. Talip Küçükcan ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yanıtladı. Programdan satır başları şöyle: 

Sedat Laçiner:

Suriye'deki iç savaşın devam etmesi, Batı açısından arzu edilen bir şey. Batının kaygısı İsrail'in güvenliği ve kendi çıkarlarının zedelenmesidir. O çıkarların zedelenmesi de kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar ile mümkün. ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin teklifine destek vererek Suriye,  kimyasal silahlara sahip olduğunu resmen kabul etmiş oldu. Batı açısından insanların ölmesi, insanlık suçu değil. İki tarafın biribirini kırana kadar savaşın devam etmesi Batı için sorun değil.

Muhalifler ile Şam rejimini iki eşit ortak gibi masa başında toplayacak bir anlaşma, dünyanın müdahalesini kolaylaştırır. O devlet üzerinde herkes bir şey söyleme hakkını elde eder. Osmanlının yıkılmasındaki gibi. Türkiye ve bölgedeki insanların kaygıları sadece burayı ilgilendiriyor. Rusya'yı, Çin'i, Amerika'yı ve Avrupa'yı zerre miktarda ilgilendirmiyor. Gündemleri bambaşka. Bunu bilmek lazım ama haykırmak gerekmiyor. Herkes ne olduğunu biliyor. Ayrı bir yol bulmamız gerekiyor. Bu kadar fitne fesadın bir gecede çözüleceğine inanmak doğru olmaz ama bir çözüm arayışına girmek gerekiyor.

Bugün neden hükümet Suriye meselesinde çok zorlanıyor? Çünkü geçmiş hükümetler hiçbir yatırım yapmadı. Kısa vadede çözülebilecek bir problem yok Ortadoğu'da.

Cem Evi ile Camii aynı anlama geliyor: Bir araya gelinen yer. Türkiye bu konuda hayli geç kaldı. İnsan konuşa konuşa anlaşır. Konuşamayan da kavga eder. Cem evlerinin ibadethane haline gelmesi çok geç kalmış meseledir. Devlete düşen görev kendi insanını tanımaktır. Buna karar verecek yerde Diyanet İşleri Bakanlığı değildir. Cami ile Cem Evi'nin yan yana gelmesinde sembolik bir öneme sahiptir. Her yerde yapmak zorunda değilsiniz. Ortadoğu'nun her yeri kaynıyor. Sokaklarda gösteriler var. Türkiye'den baktığınzıda aynı oyunların Türkiye'de cereyan etmesini isteyen art niyetli insanların olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Gezi olaylarındaki meşru taleplerin dışarıdan katılan illegal örgütlerce nasıl istismar edildiğini, toplumu nasıl kutuplaştırdığını görebiliyorsunuz. Şu anda da bakıyorum gruplar kendilerini belirlemeye başladılar. Gezi olayını tazelemek istiyor, Hatay gibi hassas bölgeleri hareketlendirmek istiyorlar. En önemli nokta şu: Siyasi karmaşayı mezhepsel bir temele oturtmak istiyorlar. Suriye'de yaşanan gerilimi bir mezhep karşıtlığı üzerine oturtmak istiyorlar. Diğer ayağını da dindar ile laik arasına oturtmak istiyorlar.

Deniz Ülke Arıboğan:

ABD'nin Suriye ilgisinin sebebi, kendi egemenliğini uygulama fırsatı sağlayacak, bunun iletişimini imkan verecek bir takım operasyonları uygulama fırsatı vermesi. Rusya çok önemli bir diplomatik teklif geliştirdi. Bir anda Amerika'da Başkan ile Kongre arasındaki çatışma ortadan kalkmış oluyor. İngiltere'de Cameron'un yaşadığı hezimet riski vardı. Söz konusu teklif Sadece Suriye'nin vurulmasını engellemiyor, bir çok siyasi krizi de engelliyor. Rusya'nın diplomatik kabiliyeti gibi bir imaj da çıktı. Bu vurma seçeneğinin ortadan kalktığını göstermiyor. Askeri müdahale seçeneği hala masada. Bir bahane ile gündeme gelebilir. Ya yeni bir kimyasal saldırı olursa. Esad ben yapmadım diyor. Bir öncekini kontrol edemeyen yenisini nasıl kontrol etsin?

Belli pazarlıkların döndüğü aşikar. Suriye dünyanın kilitlendiği bir bölgeye dönüştü. Rusya ciddi bir prestij kazanıyor. Dünya sahnesinden çekildiler denirken, Suriye gibi küçücük bir alanda müthiş bir direniş sergilemeye başladı, dünyanın sistemini kitlemeyi başardı. Rusya ile Amerika ittifak haline geldiler. Kime karşı? Dünyanın tamamına karşı. Amerika ve Rusya temelde iki kutuplu bir dünyayı tercih eder. Onlar için en ideal model ikinci dünya savaşı sonrası sistemdir. Yeni ortaya çıkmaya başlayan güçlere karşı olabilir. Çin ve Avrupa gibi... Çatışma şemsiyesi altında dünya ikiye ayrılabilir. Son dönemde Obama ve Putin arasındaki ittifakı bozucu gelişmeler yaşandı. Bugün gelinen noktada çatışmanın bir şekilde sonlanması ana hedef haline geldi. Türkiye Esad'ın bir an önce değişmesi gerektiğini düşünüyor. Rejimin kimyasal silahları teslim etmesi fikri Esad açısından çok mükemmel. Bir an önce teslim edip, provokasyonların önüne geçecek. Rusya ve İran zaten alenen konvansiyonel silah gönderiyor. Kimse Suriye'de insanların ölmesinden rahatsız olmuyor. Reel politik üzerinden bakılıyor olaya.

Suriye ile ilgili bir makale okudum, Amerikalılar bin tane ayrı grup tespit etmiş. Diyorlar ki, bu gruparın %25'i "kötü çocuklar" kategorisindedir. Ciddi bir  rakkam. "Esad'ı devireceğim derken kendim ve İsrail için daha kötü bir düşman yaratacağım, neden müdahale edeyim?" diyor.

Bütün dünya sisteminde büyük bir belirsizlik var. Çok fazla merkez ortaya çıkmıştı şimdi onların sönümlendirilmesine gidiliyor. Amerika çekiliyor ki kendi geleneklerine uygundur. Kendi kıtasına kapanmak onun için kutsal bir şey.

Talip Küçükcan:

Ortadoğu'da müesses bir nizam vardı. Bu sistemi kimin kurduğu malum. Bu nizam Arap Baharı ile değişmeye başladı. Büyük güçlerin hiçbiri Arap devrimlerinde halkın yanında bulunma tercihinde bulunmamıştır.  Arap Baharı Suriye'ye geldiğinde hiçbir şekilde şiddet yoktu. Rejim tankla topla vurunca insanlar sonradan silahlanmaya başladı. Diğer ülkelerden farklı olarak muhalefeti itibarsızlaştırmak için hiçbir şey yapmadı, Batı. Ama Suriye'de El Kaide ve radikaller orada dediler hemen. Rejim değişirse bizim çıkarlarımız ne olur, diye düşündüler. Mısır'daki değişimin önü de o yüzden tıkandı. İran, İsrail Amerika ve Rusya için hoş olmayan şeyler gelişecekti, menfaatleri açısından. Müesses nizamın devam etmesinden kazanan dört ülke bunlar... Çatışma devam ettiği sürece en fazla kaybedecek ülke Türkiye'dir. Öyle görünüyor ki oyun kurucu ülke olma rolünü kaybetmiş durumda. Rusya ve Amerikan şu an oyun kurucu gibi görünüyor. 



Bu haber 2,234 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,638 µs