En Sıcak Konular

Çözümde ve süreçte ısrarcı olmak şart

11 Eylül 2013 08:51 tsi
Çözümde ve süreçte ısrarcı olmak şart ''Bu aşamada herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Çözüm süreci geriye dönülecek bir olay değil...''

Örgüt dışında herkes baldıran zehri içti

Peki gerçekten süreçteki sıkıntı hükümetin adım atmaması mıydı?
 
Geriye dönüp bakalım.
 
Başbakan Erdoğan 'Gerekirse baldıran zehri içeceğiz' dedi. Siyaseten çok ciddi bir risk alıp çözüm sürecini başlattı.
 
Örgütün tahriklerine sessiz kaldı.
 
Asker ve polis her türlü provokasyona rağmen elini silaha götürmedi. Sadece kenevir operasyonu yapıldı.
 
Sivil toplum ve medya açık destek verdi. Fethullah Gülen'in 'gerekirse kan kusup kızılcık şerbeti içtik deriz' ve 'sulh hayırdır' desteği çok önemliydi.
 
Siyasi partilerin, şehit ailelerinin desteği kritikti.
 
Örnekleri uzatmak mümkün.
 
Türkiye'de son yıllarda hiçbir konuda bu kadar geniş bir mutabakat olmamıştı.
 
Ancak PKK cephesi çözüm sürecinde adeta 'zafer sarhoşluğuna' kapıldı. Silahlı PKK'lılar şehir merkezlerinde bile gezmeye başladı. Cenaze törenleri yaptılar, asayiş timleriyle sokaklarda terör estirdiler.
 
Örgüt yöneticileri de, BDP liderleri de ölçüsüz açıklamalar, tehditlerde bulundular. Şehirlere bomba yığmaya devam ettiler. Dağa adam çıkarmayı hızlandırdılar.
 
Burada da örnekleri uzatmak mümkün.
 
Şimdi 'hükümet adım atmıyor' diyerek çekilmeyi durdurduğunu söyleyen PKK yönetimine sormak lazım:
 
Bu baldıran zehrini sadece hükümet ve ülkenin batısı mı içecek? Sizin de bu sürece katkı vermeniz gerekmez mi?

'Elimizi tetikten çektik ya' savunması savunma değildir.
 
Garantisi yok
 
Çünkü silahı çözüm olarak görmeyen birisi silahı bırakır. Örgüt taktiksel olarak elini tetikten çekti. İhtiyaç hissederse yarın başlamayacağının garantisi yok.
 
Gelinen nokta itibariyle tabii ki zor bir süreç bizi bekliyor. Başkentte uzun toplantılarla durum değerlendirmeleri yapılıyor.

Öyle bir panik havası da yok. Hatta Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi burada da tarafların masada oturmaya devam edeceği beklentisi güçlü.
 
Bu aşamada herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.
 
Çözüm süreci geriye dönülecek bir olay değil. Daha önce bu köşede Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun 'nehir metaforu'nu anlatmıştım.
 
Davutoğlu özetle süreci; hızlı akan bir nehirde karşıya yüzmeye benzetmişti.
 
Sonra da şöyle devam etmişti: "En kritik an, yarıya kadar gelindiği hissine kapıldığınız zamandır. İnsan o zamana kadar geriye dönmeyi düşünür çünkü yol daha yakındır. Ama yarıyı geçmişse artık geriye dönüş hem daha uzun hem daha risklidir, daha maliyetlidir."
 
Bundan sonra da kritik ifadeyi kullanmıştı: "Ben, geriye dönülmez noktaya geldiğimiz kanaatindeyim."

Şimdi herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Çözüm süreci kalıcı barışı tesis edinceye kadar devam etmeli.

Adem Yavuz Arslan / Bugün (ilgili kısım)
 



Bu haber 746 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,569 µs