En Sıcak Konular

Küresel sermaye Köşk’te türban ister mi?

7 Ağustos 2007 12:33 tsi
Küresel sermaye Köşk’te türban ister mi? Bu ilginç sorunun önemi çok fazla. Çünkü bir yandan ‘istikrar ve huzur’ müptelası yerli sermaye ‘kriz’ istemezken, ayak sesleri duyulmaya başlanan global ekonomik huzursuzluk, küresel sermayenin ‘ılımlı İslam’ı ‘a

Kendisini en yalın haliyle TÜSİAD’da ifade eden yerli sermaye, Türk siyasi hayatının hiçbir döneminde istikrarsızlıkla arası iyi olmamıştır. Bu önerme “kimin istikrarsızlıkla arası iyi olmuş ki” itirazı ile karşılaşabilir.

Ancak burada kast edilen biraz farklı. TÜSİAD veya hangi tür olursa olsun “sermaye”, ekonomik denge(si)nin tehdit altında olduğunu hissettiğinde “müdahalede” bulunur!

Bu kimi zaman “açıklamalarla” kimi zaman “medya” eliyle kimi zaman “özel görüşmelerle” kimi zaman da gazetelere verilen devasa ilanlarla olur.

Küresel sermaye de bu bakıştan muaf değil. Hatta dahası var. Globalleşen ticaret hayatı bir yandan “yerli sermayenin” hızla ve güçlü biçimde “yabancı sermaye” ile birleşmesini hızlandırırken, tek başına “yabancı sermayenin” bulunduğu ülkenin istikrar şartlarını algılamasını keskinleştirir.

Yani bir yandan yerli para yabancıya “istikrar ve istikrarsızlık” riskleri ile ilgili etkileşim sağlarken, yabancı sermayede “algılayabildiği kadarı” ile bulunduğu ülkeyi okumaya çalışır.

Yabancı ‘İslam’dan ne anlar?

Batı’nın politik elitleri ile ekonomik elitlerinin İslam kavramından anladıkları farklı! Özne Türkiye olduğunda devreye giren “ılımlı İslam” kavramı da bu anlama farklılıklarını değiştirmiyor.

“Ilımlı İslam” üzerinde durulmasının sebebi de şu. Çünkü Batı sermayesinin Türkiye’ye ilişkin analizlerde, yine Batı politik eliti tarafından sunulan ve en sık rastlanan kavram bu!

Ancak yabancı sermaye bu iki kavram arasındaki farkı ya da Türkiye’de hangisinin bulunduğu veya hangisinin “asıl İslam” olduğu konusunda hemen hemen en küçük bir fikri bulunmuyor.

Esasen bu konuları kendi iş ve ilgi alanları içinde de-doğal olarak- görmüyor. Onlar için büyük miktarda paraların yatırılacağı ülkede iktidara “yayılan” bir İslam referansı, bu “risk” demek.

Laik hassasiyeti biliyorlar

İslami referanslar, ılımlı, ılımsız İslam tartışmaları onlara karmaşık gelse de, konu Türkiye olduğunda kavramının hassas olduğunun farkındalar. Türk siyasi gözlemcilerine ve uzmanlara sık sık “laiklar ne der, ordu ne der” diye biteviye sorgulamalarının ardında da bu var.

Bu yüzden derin ve ayrıntılı analizlere hiç girmeden söylenebilir ki, küresel sermaye açısından Cumhurbaşkanlığı makamına türbanın taşınması ihtimali, ekonomik dengeler açısından riskli bir mesele.

Türbanın anlamı ve/veya Türkiye’nin bu sorunu algılama biçimi onları çok ilgilendirmiyor. Sadece basit bir soru soruyorlar. Burada risk var mı? Yanıtları da aynı basitlikte. “Var!”.

Yani milyarlarca dolarlık porföyleri yöneten ve bu konularda çok da bilgili olmayan bu sermaye yöneticilerinin hassasiyetleri mevcut!

Bu yüzden Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı yolundaki iddiasını yumuşatmasını bekliyorlar hatta umuyorlar. Bu fikirlerini de Türkiye’deki “meslektaşlarına” aktarıyorlar.

Küresel risk de var!

Türkiye üzerinden yapılan bu okumaların bir başka ayağı daha bulunuyor. O da şu sıralarda dünya da “sertliği henüz kestirilemeyen” bir olası krizin işaretlerinin algılanıyor olması.

Başta ABD piyasaları olmak üzere -ki doğal olarak tüm ülkeleri etkiliyor- genel bir huzursuzluk havası var. Bu havanın “realizasyonu”, sarsıntılı ve domino taşı etkisi yaratabilir.

Bu korku, Türkiye’ye bakışları da etkiliyor. Ama siyaseten daha tehlikeli ihtimaller de var. O da Abdullah Gül’ün Köşk’e çıkmasıyla birlikte bu küresel riskin gerçekleşmesi. Yani bir anlamda “ iki siklon”un birbirinin çekim alanına girmesi.

Köşk’te yaşanacak bir türban krizi ile global bir ekonomik huzursuzluğun çakışması, siyaseten oldukça ağır bir faturanın çıkmasına neden olabilir!

Bu yüzden Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı ‘zor’ gibi!



Bu haber 1,148 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,748 µs