En Sıcak Konular

Arıları nasıl katlettik?

6 Ağustos 2007 21:19 tsi
Arıları nasıl katlettik? Modern zaman insanlarının diğer sıfatı ise "toplu katliamcı"Hepimiz konforumuz uğruna bilinçsizce doğayı yok ederken, dengesini alt üst ettiğimiz düzenin verdiği tepkiye de yüzsüzce şaşırma hakkını kendimizde buluyoruz... Ellerimizle katlettiğimiz doğa

  
Kimyasal ilaçların çevreye verdiği tahribat

 Dünya genelinde görülen bal arısı ölümleri uzmanları kaygılandırıyor. Arıların kayboluşunda küresel ısınma ve iklim değişikliğinin de etkili olduğu belirtiliyor. Berlin Hür Üniversitesi’nden arı uzmanı Benedikt Polaczek’e göre, son yıllarda arı topluluklarının kitlesel ölümünün asıl nedeni Varroa zararlısı ve uyuz böcekleri . Pensilvanya Üniversitesi’nden böcek bilimci Diana Cox-Foster, Mart ayında Amerikan Kongresine verdiği raporda arılarda çok yüksek miktarda parazite rastladıklarını ve bunun, arıların bağışıklık sisteminin yavaşladığı anlamına geldiğini söylüyor. Bu bulgu Bonn Üniversitesi’nden Arı uzmanı Dieter Wittmann tarafından da doğrulanıyor.


Vücut direnci düşen arılar, küresel ısınma sonucu erken gelen bahara yakalanınca yorgun düşüyor. Şubat ayında ısınan hava ile kovandan çıkıp bal toplamaya başlayan arılar, sonra birden bire bastıran kışla halsiz düşüyor, ardından aniden gelen sıcaklar insanları olduğu kadar arıları da etkiliyor. Arıların ritmini bozan bir başka uygulamada arıcıların daha fazla bal almak için kovanları kamyonlara yükleyip bölge bölge gezdirmeleri.

Bilinçsiz ilaç kullanımı

Parazitlere karşı geliştirilen ilaçların, arıcılar tarafından bilinçsiz kullanımı da arılar açısından tehlike arz edebiliyor. Bu ilaçlara karşı varroa zararlılarının zamanla bağışıklık ve direnç kazanması sonucu arı yetiştiricileri çareyi, fazla dozda ilaç kullanmakta bulabiliyor. Ancak ilaçların kovanlarda ve peteklerde bıraktığı kalıntının kokusundan rahatsız olan arılar, kovanlarını terk ediyor ve geri dönmüyor. Arı larvalarında ölümlere de neden olan yüksek dozda ilaç kullanımının yanısıra, ilaç seçimi ve ilaç uygulama zamanlarında da bilinçli olmak gerekiyor.

 

Dünya iklimindeki istikrarsızlık

Giresun Arıcılar Birliği Başkanı Kubilay Elevli bal üretmekten çok, bitkisel üretimi arttırmak amacıyla arıcılık yapılan bu ülkelerde gözardı edilemez büyüklükte koloni kayıplarına rastlandığını, ayrıca dünya iklimindeki istikrarsızlığın da arı biyolojisini olumsuz etkilediğini söylüyor. Elevli sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çevresel faktörlerin değişmesi, bu değişikliklere alışamayan ve strese karşı çok hassas olan kanatlıları, özellikle arıları oldukça etkiledi. İlk kış ve ilk bahar çıkışları farklı oldu. Bu noktada da bu ölümleri, çevresel koşulların değişmesine bağlıyoruz. Çünkü çok ilginçtir ki, mikro klimaların değişmediği yerlerde arı ölümleri yok. Ama klima yapısı, iklim yapısında değişiklik olan bölgeler var. Karadeniz’de örneğin iki vadi arasında farklı iklimler yaşandı bu sene ve ölümler oldu. Ama şimdi bana derseniz ki bu ölümleri kesinkes bilimsel olarak teyit edebilir misiniz, yani buna bağlayabilir misiniz; hayır. Ama gözlem yani, genel anlamda, ampirik yaklaşım şu: bu sene arı ölümleri normalin üzerinde ve yüzde 40’ı buldu.”

Baz istasyonlarının etkisi

Amerikan Arizona Landau Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmanın sonuçları ise oldukça çarpıcı. Çıkan sonuçlara göre, cep telefonlarının ve baz istasyonlarının yaydığı radyasyon, arıların yön bulma yeteneklerini tamamen çökertiyor. Araştırmayı yürüten Dr. George Carlo arıların yayılan elektromanyetik dalgalardan olumsuz etkilenerek yön bulma yeteneklerini kaybettiklerini ve kovanlarına dönemeyince kolonilerin dağıldığını söylüyor. Yaşamak için kovanlarına ihtiyaç duyan binlerce arı tamamen farklı noktalara doğru tek başlarına uçuyor. Ve böylece kısa sürede ölüyorlar. Cep telefonlarının teknoloji kullanımının üst seviyelerde olduğu gelişmiş ülkelerde yüksek oranlarda rastlanan arı ölümlerin nedeni olduğu ihtimalini gittikçe güçleniyor.

Stres yaratan hatalar

Giresun Arıcılar Birliği’nden Kubilay Elevli, insanların arılarda stres yaratan hatalarını telafi etmesi gerektiğini söylüyor. Elevli şöyle konuşuyor:


“Tüm dünyada insanlık artık yaşadığı çevreyi kirletiyor. Doğayı biz insanlar irite ediyor, stres altına sokuyoruz. Dünyadaki bu stresin kaynakları da belli, herkesin bildiği ve söylediği sera gazları, aşırı tüketim gibi. Enerjiyi tüketmek yerine enerjiyi kullanmak; yani bilinçli yaşamak gerekiyor. Bence bugün dünyanın tüm gelişmiş ülkeleri – ki bu kirlilikten en fazla onlar sorumludur- biran önce dünyayı stresten kurtarmanın yollarını bulup, en büyük yatırımları bunlara yapmaları gerektiği inancındayız.’’

Tarım etkileniyor

Bazı bölgelerde arıların yüzde 70’inin iz bırakmadan gizemli bir şekilde ortadan kaybolması, kuşkusuz en çok tarımı etkiliyor. Arılar, ayaklarına yapışan çiçek ve bitki polenlerini taşıyarak 130 bin farklı bitki türünün döllenerek çoğalmasını sağlıyor. Sadece bir kovandaki arılar 1 gün içinde 400 kilometrekarelik bir alanı dolaşarak 1 milyon çiçeğin döllenmesini sağlıyor. Ancak son yıllarda tüm dünyada görülen kitlesel arı ölümleri, insan-hayvan ve bitki arasındaki ekolojik denge için hayati bir öneme sahip olan bu görevi gelecekte kimin yerine getireceği sorusunu ortaya attı. Çünkü bu işlem gerçekleşmez ise bitki ve meyveler yavaş yavaş ortadan kalkar. Bu da hayvanların ve insanların yaşamının tehlikeye girmesi anlamına geliyor. Arıların polenleri taşıması yoluyla çoğalan bitkiler, insanların tükettikleri besin maddelerinin üçte birini oluşturuyor. Nedeni ister zehir içeren ilaçlar veya küresel ısınma, ister parazitler ve hastalıklar olsun, arı toplulukları azalıyor ve bunun doğanın döngüsü açısından önemli sonuçları olacak.

 

(Almanya’nın Sesi Radyosu-30 Temmuz)

 



Bu haber 491 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,620 µs