En Sıcak Konular

'Her ülkenin toprak bütünlüğüne saygı göstermeliyiz'

21 Ağustos 2013 19:43 tsi
Irak ziyaretinin 2. gününde temaslarını sürdüren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, insan hakları ihlallerinin, ülkelerin iç işi olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek "Her ülkenin toprak bütünlüğüne saygı göstermeliyiz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Irak Al Nahrain Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde düzenlenen konferansa katılarak Irak-Türkiye ilişkileri konusunda bir sunum yaptı, izleyecilerin sorularını yanıtladı.
 
Türkiye ve Irak arasındaki ilişkilerin çok eskilere gittiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkmen topluluğunun iki ülkeyi birbirine bağlayan bir köprü olduğuna dikkati çekti.
 
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
 
"Su ve enerji konuları, yaşam kalitemizi ve refahımızı etkileyen unsurlardır. Kürt kardeşlerimizin yaşadıkları sorunların çözümü, ülkelerimizi yakından ilgilendirmektedir. Güvenlik, siyasi ve ekonomik istikrar, ortak gündemimizde yer alan hususlardır. Bölgemizde yaşanan sıcak gelişmelerse Türkiye ve Irak için hayati önem taşımaktadır. Bugün Irak Türkmenleri sadece Irak toplumunun ana katmanlarından biri değildir. Irak Türkmenleri, Türkiye ve Irak arasında bir kardeşlik köprüsü oluşturmaktadır. Bu kardeşlik köprüsünün zarar görmemesi ve Irak Türkmenlerinin güvenliklerinin sağlanarak Irak'ın eşit vatandaşları olarak toplumdaki yerlerini almaları, dostluğumuz pekişmesine önemli katkılarda bulunacaktır. Bu bağlamda son dönemde şiddet eylemlerine maruz kalan Türkmenler için Irak hükümeti tarafından alınan güvenlik önlemlerini ve atılan adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Sosyal dokusu itibarıyla Irak'ın bütünün bir yansıması olarak Kerkük'ün geleceğine Irak halkının ortak karar vermesinin doğru olacağını düşünüyoruz."
 
Su ve enerji
 

Enerji konusunun iki ülke ilişkilerinde merkezi bir öneme sahip olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, enerji ihtiyacı hızla artan Türkiye'nin bu alanda bölgede bir geçiş ülkesi olduğunu da anımsattı.
 
Kılıçdaroğlu, CHP olarak bölge ve bölge dışı devletlerinin Irak'a yönelik enerji politikalarını, Irak Anayasası'na saygı çerçevesinde ve Iraklıların ortaklaşa kabullendikleri ilkeler doğrultusunda olmasını istediklerini dile getirdi.
 
Enerji politikasında olduğu gibi su konusunda da CHP'nin hukuk ve hakkaniyet ilkelerini gözettiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Dicle ve Fırat nehirleri, coğrafyamızın bize sunduğu nimetlerin başında gelmektedir. Bu sular asırlardır Mezepotamya halklarına barış ve kardeşlik taşımaktadır. CHP, suyun silah ya da bir araç olarak kullanılmasının karşısındadır. Biz Dicle ve Fırat nehirlerinin en verimli şekilde kullanılmasından yanayız. Bu nehirlerden ne kadar çok insan yararlanırsa ülkelerimiz arasındaki ilişkiler de güçlü olacaktır. Bütün kalbimle inanıyorum ki Türkiye ve Irak suyun kullanımı konusunda, ortaya çıkan sorunları, uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözebilecek, tarihsel bağlara ve potansiyele sahip iki kardeş ülkedir."
 
"Kürt kardeşlerimizin durumunun bugün eskisinden çok farklı ve giderek bölgesel hatta uluslararası nitelik kazanmakta olduğu bir gerçektir" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
 
"Küreselleşmenin ve hızla değişen bölgesel dinamiklerin bir sonucu olarak bölge ülkelerinde yaşayan Kürtler arasında işbirliği, dayanışma ve etkileşim doğal olarak artmıştır. Yakın tarihte Erbil'de yapılması planlanan Ulusal Kürt Kongresi bölgemizi çok yakından ilgilendiren bir olaydır. Bugünden ifade etmek isterim ki Ulusal Kürt Kongresi tarafından alınacak kararların, Kürtlerin yaşadıkları ülkelerin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlükleriyle anayasal düzenine aykırı unsurlar içermemesi, barış, birlik, dayanışma ve adaletten yana olması büyük önem taşımaktadır. CHP, Kürtlerin bulundukları ülkelerde hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın, eşit ve saygın vatandaşlar olarak yaşamalarını istemektedir. Bu yaklaşımın doğal bir sonucu olarak geçmişten bu yana Türkiye'de Kürt yurttaşlarımızın haklarının tanınması ve sorunlarının çözümü için çok sayıda öneride bulunmakta, kanun teklifleri vermekte ve hükümetlerin toplumsal uzlaşmanın yollarını aramaya çağırmaktadır."
 
Suriye'deki iç savaş
 
Kılıçdaroğlu, Suriye'de devam eden iç savaşın bölge için büyük bir tehlike olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
 
"Suriye'deki iç savaş ortamından beslenen ve artan terör tehdidi, Türkiye gibi Irak'ı da olumsuz etkilemektedir. Bu durumdan ciddi kaygı duyuyoruz. Ülkelerimize sığınan Suriyeliler ortak başka bir meselemizdir. Suriye'deki  savaşın bölgeye yayılması bizi ayrıca endişendirmektedir. Bu konuda bölge devletlerinin, yapıcı, yatıştırıcı ve uzlaştırıcı bir politika izlemeleri gerektiğine inanıyoruz. CHP, Suriye'ye dış müdahale yapılmasına karşıdır. CHP olarak biz şiddetin sona ermesi ve Suriyelilerin kendi geleceklerini birlikte belirleyebilecekleri bir siyasi sürecin oluşturulmasını istiyoruz. Öte yandan hala toplanması beklenen Cenevre Konferansı'nın fikir babalığı da aslında CHP'ye aittir. Yaklaşık 2 yıl önce CHP olarak hükümete BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri, BM Genel Sekreteri, Arap Ligi, AB, Suriye'nin Arap komşuları ile İran'ın katılacağı ve Suriye'deki tarafların da davet edileceği bir konferansın Ankara'da toplanmasını istemiştik. Bu önerimiz o tarihte  kabul görseydi, Suriye'deki durum ve gelişmeler çok farklı olabilirdi. CHP olarak biz bugün de Cenevre sürecini destekliyoruz."
 
"Hiçbir komşumuzla çatışma içine girmek istemeyiz"
 

"Osmanlı hayalciliği, doğru bir davranış ve doğru bir tutum değildir" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Biz kendi ülkemize ne istiyorsak, komşularımız da aynı şeyi istemeliyiz. Her ülkenin toprak bütünlüğüne, siyasetine saygı göstermeliyiz" diye konuştu.
 
Ancak insan hakları ihlallerinin, ülkelerin iç işi olarak değerlendirilemeyeceğini, uluslararası sorun olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
 
"Türkiye'de olduğu zaman diğer demokratik ülkeler tepki gösterir, Mısır'da olduğu zaman ülkeler tepki gösterir. Ama her ülkenin parlamentosuna, sınırlarına, toprak bütünlüğüne sınırlarına saygı göstermek her devletin temel görevidir. Biz kendi dış politikamızı bunun üzerine inşa ettik. Türkiye'nin geleneksel dış politikası da bunun üzerine inşa edilmiştir. Hiçbir komşumuzla çatışma içine girmek istemeyiz. Biz Irak ve Türkiye olarak kendi sorunlarımızı çözebilecek kapasiteye sahip iki ülkeyiz. Bu potansiyelimizi kullanmalıyız. Ülkeleri yönetenler bir şeyi unutmamalı; halklar kavga istemez. Türkiye'deki yurttaşlarımız, Irak'taki komşularımız kavga istemiyor, barış içinde yaşamak istiyorlar. Biz de güzel bir söz vardır: 'Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.' Aslında bu Türk halkının, Bağdat'a ve Irak'a, Irak halkına duyduğu saygının ifadesidir. Seviyoruz birbirimizi. Barış içinde yaşamak varken, ortak kültürümüz ve tarihimiz varken... Bu ortak tarihimiz bize daha güzel bir gelecek vadediyor. Bunun üzerinde biz çalışmalıyız, çaba harcamalıyız."
 
Musul konusu
 
Kılıçdaroğlu, Musul konusunda ise bir ülkeye saygının temel göstergesinin, o ülkenin anayasasına uygun şekilde o ülkeyle ilişki kurmak olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bir ülkeyle ilişki kurarken, bir bölgeye özel önem verip, bir grupla özel ilişkiler geliştirip, ülkenin diğer bölgelerini tümüyle dışlamak meşru bir devlete yakışmaz. Biz Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Irak'ta farklı etnik gruplar, inanç grupları olabilir, bunlar Irak'ın zenginliğidir. Bizim ülkemizde de var, biz hiçbir zaman rahatsız değiliz. Ama siz inanç ve etnik temelli bir politika güderseniz, dış politikanızı bunun üstüne yaparsanız, bundan iki ülke de zarar görür. Irak'ın bir anayasası var, seçilmiş bir hükümeti var, komşularıyla iyi ilişkiler kurmak istiyor. Biz bunu hem parlamento da hem de parlamento dışında seslendiririz. Biz Irak'la ilişkilerimize ayrı önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu dostluk ilişlerimizi pekiştirmemiz gerekiyor, biz bunu istiyoruz, sizler de bunu istiyorsunuz, demek ki aklın yolu bir. Eğer böyle bir politikayı birlikte götürürsek, bundan iki ülke  zaman zaman iktidarların eksiklikleri, hataları olabilir, anamuhalefet partisi olarak biz gördüğümüz her yanlışı demokrasinin gereği olarak dillendirmek durumundayız. Aksi halde görevimizi yapmamış oluruz. Bize düşen bu dostane ilişkiyi geliştirmektir."
 
Öte yandan Kılıçdaroğlu'nun Irak'taki temaslarına ilişkin, daha önce açıklanan, Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'nin heyet onuruna vereceği akşam yemeğinin, bugün dağıtılan programda yer almadığı görüldü.
 
Kılıçdaroğlu, Irak Dışişleri Bakanı Zebari ile görüştü
 
Kılıçdaroğlu daha sonra Irak Dışişleri Bakanı Zebari ile bir araya geldi. Görüşme basına kapalı yapıldı.

aa


Bu haber 677 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,882 µs