''Katliam tam bir turnusol kağıdı oldu''

18 Ağustos 2013 12:04 tsi
''Batının ve İslam dünyasının ikiyüzlülüğü Mısır'la deşifre oldu...''

Mısır'da yaşanan yüzyılın en büyük katliamı ABD, batı, kral ve emirliklerle yönetilen zengin İslam ülkelerinin iki yüzlülüğünü ortaya çıkarmak bakımından tam bir turnusol kağıdı oldu.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Batı Avrupa Devletleri ve ABD, Doğu Avrupa ülkelerinde demokrasinin gelişmesi için yoğun destek verdi.

Mesela bir Avrupa Yatırım Bankası'nın (EBRD) ortaklarından birisi de Amerika Birleşik Devletleri.

Doğu Avrupa'nın yeniden yapılandırma ve kalkındırılması, bütün reform hareketleri, Batı'nın ve ABD'nin çok büyük desteği sayesinde oldu.

Benzer şekilde Mısır, Tunus, Suriye ve Irak gibi Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da demokrasi arayışına giren ülkelere de batının destek vereceği bekleniyordu.

Çünkü batı Avrupa ve ABD özgürlükler ülkeleriydi.

Ancak ne yazık ki böyle bir şey olmadığı gibi tam tersi gerçekleşti.

Hristiyan ülkelerde demokrasiyi destekleyen batı ve ABD, sıra İslam ülkelerine gelince diktatörlerin yanında saf tuttu.

Mısır'da darbecilerin 3 Temmuz'dan 40 günde 3 bin 500 kişiyi öldürüp 11 binin üstünde insanı yaralamasına göz yumdu.

Demokrasinin askıya alınmasına gizli ve açık destek verdi.

*

Newyork'ta 2 gündür uluslararası finans temsilcileriyle görüşen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, konunun detayını şöyle anlatıyor;

Doğu Bloku ülkeleri AB'ye üye olduktan sonra, bizim de ortağı olduğumuz EBRD'nin kapatılması gerektiği söylendi.

Biz buna karşı çıktık.

'Bu dönüşüm başka ülkelerde de olacaktır ve finansman gerekecektir. Dolayısı ile EDRD gibi oturmuş bir kurumu niye kapatalım' dedik ve EDRD devam etti, son toplantısını da Türkiye'de yaptık.

O toplantıda Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden liderleri davet ettik.

EBRD Başkanı, o bölgeye kaynakların daha fazla kullandırılacağı sözünü verdi. Tabii, tek başına EBRD yeterli değil.

Eğer demokrasiden, açık ekonomiden, ticaretin serbestliğinden bahsediyorsak, bu tür çaba içine giren her ülkenin hem siyasi hem ekonomik olarak desteklenmesi gerekiyor.'

*

Doğu Avrupa ülkelerine milyarlarca dolar harcayan ABD ve AB, benzer süreçlerden geçmeye çalışan İslam ülkeleri için güçlü bir duruş sergileyemedi. Mısır'da olup bitene dahi hala, 'darbe' demedi.

Demek ki demokrasi, insan hakları, evrensel ilkeler Batı'nın tekelinde değilmiş.

*

Newyork'daki basın toplantısında Babacan, batının iki yüzlü politikasını böyle deşifre ederek gerçekleri yüzlerine çarptı;

Polonya bugün milli gelirinin yüzde 4'ü kadar AB'den hibe alıyor.

Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 4'ü yaklaşık 30 milyar dolar eder.

Biz yıllık 30 milyar dolar hibe alsak, cari açık sorunumuz kalmaz, bütçemiz fazla verir.

Polonya hala bu desteği alırken, Mısır ve Tunus'a baktığımızda, büyük bir hayal kırıklığı görüyoruz.

Demokratik seçilmiş hükümet döneminde, bu ülkelere destek vermeyenler darbeden hemen sonra destek taahhüdünde bulundu.

Haksızlık karşısında susmak haksızlığa ortak olmaktır.

Ne pahasına olursa olsun, doğrudan yana olmak lazım.

Doğruyu savunduktan sonra hiç korkmamak lazım.

*

ABD ve Batının İslam Dünyası ile Hristiyan dünyası karşısındaki iki yüzlü ve ahlaksız tavırları Mısır katliamıyla deşifre oldu.

ABD ve Avrupa'nın bu iki yüzlü ve ahlaksız politikasına destek veren İslam Dünyası'nın kral ve emirlerinin iki yüzlü tavırları da tarihe geçti.

Babacan'ın dediği gibi bu ülkeler tarih yazılırken 'ilkeli duramayan ülkeler' diye anılacak.

Yaşar Süngü / Yeni Şafak (ilgili bölüm)

Bu haber 1,812 defa okundu.