Ozon tabakasını Ramazan yüzünden Gökçek mi deldi?!

3 Ağustos 2007 17:14 tsi
12 Eylül, Ramazan, harbiye tatili ve su kesintisi! Bu birbiri ile bağlantısız duran 4 ayrı konunun meğer alakası varmış! Bu ilgiyi Emin Çölaşan kuruyor. Tesadüf olarak öne sürdüğü bu teze göre, küresel ısınmadan kaynaklanan su kesintilerinin Osmanlı’

Emin Çölaşan, AKP’nin 22 Temmuz’da aldığı oy oranından sonra, uzayda yaşadığı ve toplumu anlamadığı biçiminde günah çıkarak yeniden gündeme geldi ama bugünkü yazısı yine garip göndermeler, semboller ve tesadüflerle doluydu.

Çölaşan’ın bugünkü yazısının başlığı, “Çok boyutlu susuzluk rezaleti”ydi. Çok boyuttan bir tanesi ve sonuncusu da kendi satırlarından şöyle; “Sevgili okuyucularım, burada ilginç bir ‘rastlantıyı’ da gündeme getirmek istiyorum. Ankara’nın yaşadığı bu susuzluk rezaletinin mimarı olan Melih Gökçek, okulların 15 Ekim gününe kadar kapalı kalmasını istedi. Hüseyin Çelik isimli Milli Eğitim Bakanı ise ‘Bakarız, inceleriz, gerekiyorsa öyle yaparız’ dedi. Galiba bu istem kabul edilecek.

Bilenler bilir, Osmanlı döneminde okullar ramazan ayında tatil edilirdi. Buna Harbiye bile dahildi. Şimdi takvime bakalım! Ramazan bu yıl 12 Eylül’de başlıyor. Bir ay sonra şeker bayramı geliyor ve tatil tam 15 Ekim pazartesi günü sona eriyor.

Yani okullar o gün açılacak. Ramazan sonrasında. Herhalde ilginç bir rastlantı olsa gerek!
Nasıl olsa seçim bitti! Oylar tamam. Suyu seçime kadar kesmediler, bundan sonra rahatça kessinler, Ankara’da yaşayan milyonlarca insanın hayır duasını alsınlar!”

Son paragraf bu. Şimdi bu korelasyonu açıklayaçak nasıl bir olgu olabilir gerçekten merak konusu.

Yani şöyle mi oluyor; Küresel ısınma için ozon deliniyor. Delikten gelen ışınlar Ankara’yı kavuruyor. Su bitiyor. Su bittiği için tatil yapalım deniyor. Denmişken, Ramazan’a denk getirelim, Osmanlı öyle yapardı, böylece bizde tıpkı Harbiye’nin zamanında tatil edildiği gibi okulları tatil ederiz, üstelik tarihi de 12 Eylül’e denk düşürür mesajımızı da veririz” deniyor.

Doğru mudur değil midir “belge” isteriz. “Ben tesadüfü yazdım” cevabını da kabul etmeyiz. Belgelerle konuşan ve gerçekleri yazan bir gazeteci olarak Emin Çölaşan’dan beklenen budur.

Bize göre bu senaryonun tamamı mantıklıdır! Bir tek çözülmesi zor nokta, bu denli yüksek plan ve organizyon kabiliyetine sahip Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin nasıl olur da-herkes bağıra bağıra “dikkat” derken-susuzluğu önceden görememesidir.

www.iyibilgi.com

Bu haber 647 defa okundu.