En Sıcak Konular

4. Reich, Türkiye'ye karşı!

18 Temmuz 2013 10:01 tsi
4. Reich, Türkiye'ye karşı! Türkiye kimleri nasıl kızdırdı?

TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günleri yayınlanan ve Faruk Bilgin'in sunduğu Açı programının bu haftaki bölümünde dünya ekonomisinde son değişimler ve Türkiye'ye etkisi konuşuldu. Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Dr. Sedat Laçiner ve Dr. Cemil Ertem yanıtladı. Programdan satır başları şöyle:

Dr. Cemil Ertem

Parasal genişleme bir an önce bitsin diyenler genellikle Neocon dediğimiz taraf. Geleneksel tarafı temsil ediyorlar, yani sadece faiz ve karşılıksız dolara dayalı bir finans yapısı. Diyelim ki dünyanın 60 trilyon GSMH'si var ama bunun on katı kadar bir balon var ortada. Bu balon çok ciddi bir getiri sağlıyor ve birileri bundan nemalanıyor. Buna dayanan bir sektörel yapı var, geleneksel sektörler dediğimiz. Demir-Çelik, silah, petro-kimya gibi... Bunun yanında ileri teknoloji sektörleri arkadan geliyorsa da kriz esas olarak geleneksel sektörlerde. Geleneksel sektöreri temsil eden Neoconlar, dünyada çatışma olmasından nemalanan siyasi yapılardır.

Çin gibi ticaret fazlası veren ülkeler dolar ve Amerikan kağıtları alıp, Amerika'yı finanse ediyorlar.  Çin ile Amerika arasında dehşet dengesi var. Fazla veren ülkeler karşılıksız dolarları almak istemiyorlar. Yeni ülkeler ortaya çıkıyor. Türkiye gibi ülkeler arkadan yetişiyor. Bütün dengeler değişiyor. Çok büyük bir kapışma var. Bunları çok basitleştirerek, indirgeme riskine düşerek formüle ediyorum: Eski sistemin devamını isteyen bir yapı var. Finans oligarşisi dediğimiz küresel bir yapı. Öteki tarafta Obama'nın temsil ettiği, iletişim sektörlerini -Silikon Vadisi gibi - temsil ediyorlar. Bu da en somut şekilde Amerikan Merkez Bankası FED'de temsil ediliyor.

Geldiğimiz noktada şöyle bir şey oldu. Kredi genişlemesi oluyor, likitide bolluğu yaratılıyor. Bunlar 2009-2010'da bunu denetleyebileceklerini zannettiler. Parayı istedikleri zaman alabileceklerini, geleneksel sektörleri toparlayabileceklerini ve denge sağlayabileceklerini sandılar. Ama öyle olmadı Avrupa büyük bir krize girdi. Bu şekilde çıkamayacaklarını anladılar. Bu para, bizim likidite tuzağı dediğimiz olgu, bankaların pasiflerinde durdu, gidecek yer bulamadı, bulduğu zaman da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere gitmeye başladı. Zannettiler ki gelişmekte olan ülkelerde fabrikalar kurulur, ucuz emek ve gene karları toplarız! Ama öyle olmadı. Bir müddet sonra gelişmekte olan ülkeler, Ar-ge ve teknoloji yatırımına gitmeye başladı. İngiltere bu yüzden çöktü. Gerçekten çok kötü durumdalar ve Türkiye'ye kızgınlıkları bu yüzden.

Britanya başından beri Ortadoğu'daki petrol ve enerji havzalarını denetlemiştir. Şimdi artık denetleyemiyor. Türkiye mesela Kuzey Irak enerji kaynaklarını alıp Ceyhana getiriyor, orada dünyalaştırıyor. Azeri kaynaklarını TANAP ile getirip Avrupa'ya bağlıyoruz. Vana Türkiye'nin elinde. İngiltere ilk defa 19.yy'dan beri teknolojiyi denetleyemiyor, yayılıyor. Akdeniz, Osmanlı dönemindeki gibi İslam iç denizi olmaya gidiyor. O zaman bir dakika dediler, biz parasal genişleme işini kontrolden kaçırıyoruz, biraz konsolidasyon yapıp parayı çekelim, ortalık ne olacak görelim. Ama bu neocon çıkışı tepki topladı. Bernanke şimdi onu yumuşatmaya çalışıyor.

Türkiye'de Erdoğan'ın, Mısır'da Mursi'nin temsil ettiği Ortadoğu'daki demokratikleştirici adımların geriye gitmesi Obama'nın ve onun temsil ettiği yapının sonunu temsil etmektedir. Obama bütün bu süreçte çok az konuştu. Mısır darbesi olduğu sırada golf oynuyordu diye haber yaydılar ki, doğru olduğunu sanmıyorum. Aslında FED'deki mücadelenin siyasi yansımaları bunlar. ABD, Avrupa'yı üç kere kurtardı. Şimdi serbest ticaret anlaşması ile tekrar kurtarmak istiyor. Türkiye burada dışarıda bırakılmak isteniyor. Clinton zamanında gelişen ülkelerle yapmak istediler, önlendi! Türkiye gibi arkadan gelen ülkeleri dışarıda bırakmak istiyorlar. Türkiye de buna itiraz ediyor: AB üyesi değiliz ama Gümrük Birliği'ni uyguluyoruz. Serbest Ticaret anlaşmaları bizim aleyhimize o zaman Gümrük Birliği anlaşmamızı gözden geçiririz. Türkiye'ye karşı bir kızgınlık varsa, bir nedeni de budur.   

Londra bütün bu hikayenin merkezidir. Şimdi bunun da yavaş yavaş çözülmekte olduğunu görmeye başladık. İngiliz haber ajansı Reuters'den örnek vereyim. Çok manipülatif ve uydurma haberler yaptı. Bir tanesini bizim Anadolu Ajansı buldu. Birleşik Arap Emirlikleri'nin her ay rutin yaptığı bir işlemi sanki yeni bir şeymiş gibi verdiler. Buradaki telaş şu: İstanbul finans merkezi projesi öne çıkıyor. Bu olursa, Londra teknolojiden sonra finans alanındaki egemenliğini de kaybetmiş olacak. Bütün bu kriz boyunca bir ülke daha var ki, o da Türkiye'nin karşısında gibi oldu. Almanya'dır. Krizden yararlanarak Avrupa'nın göbeğinde 4.Reich inşa etme saikiyle davrandı, Almanya. Yugoslavya'nın parçalanmasından sonraki en agresif ekonomik ve siyasi politikalarını uyguladı.

Türkiye 12 Eylül anayasasında çıkmak zorunda. Yeni anayayasa aynı zamanda bir toplumsal uzlaşıdır. Bunun kadar önemli bir şey daha varsa, o da bütünlüklü bir sanayileşme programı ve Güney Kore'nin yaptığı gibi bilgi toplumuna geçme hikayesidir. Bunu yeni yeni farkına varıyorlar. Yapmaya çalıştığı andan itibaren de birileri müdahale etmeye başladı!


Prof. Dr. Sedat Laçiner

Dünyada dengeler değişmeye devam ediyor. Batı, bundan 100-150 yıl önceki tekel halini kaybetti. Şimdi başlayan endişe şudur: ABD süper güç pozisyonunu koruyabilecek mi? Eski dünya yıkıldı, yenisi henüz kurulmadı. Dolayısıyla ne değişmeli ki, ABD ipleri elinde tutmaya devam edebilsin? Bunu düşünüyorlar. Dünyanın ipleri elinde olmasına rağmen bu işi eskisi kadar kolay götüremiyor.  

Amerikan Merkez Bankası, ABD'ye ait değildir. Bir şirket gibi bir takım insanların sahip olduğu yer. İngiliz merkez bankası da öyledir. Finans sektöründe Musevi azınlığın, finans dünyasında çoğunluk olduğu görülür. İngiltere'de çok tartışılan bir şeydir, finans dünyası güçlendiği zaman İngiliz sanayisi batar. Ters orantılı gitmiştir. İngiltere'de sanayi batarsa, bu finans piyasaları yüzünden batıyor. Kontrol edenler batırıyor.

Çin'in elindeki rezerv Türkiye'yi bir kaç defa satın alabilecek bir para. Çin'in elindeki para ABD'nin borcu. Dolayısıyla şöyle bir şey ortaya çıkıyor: İpi elinizde tuttuğunuzu sanıyorsunuz ama diğer ucu Çin gibi bir rakibinizin eline veriyorsunuz. Doları arttırayım deseniz, karşı tarafı zengin ediyorsunuz. Öyle bir karşılıklı etkileşime girmiş hale geliyor ki dünya...

İstanbul'da inşa edilmesi planlanan 3. havalimanını Almanya bir rekabet olarak gördü. Almanya'nın Avrupa'yı yeniden işgal etme gibi bir çalışması var, barışçıl araçlarla. Yunanistan'ın başına gelenler... Almanya, İngiltere ve Amerika'dan farklı olarak reel üretimde de ayakta kalmak istiyor.



Bu haber 3,374 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,553 µs