En Sıcak Konular

PKK kaybetmeyi içine sindiremedi! Bahaneye bak!

3 Ağustos 2007 11:40 tsi
PKK kaybetmeyi içine sindiremedi! Bahaneye bak! Bir dergide yayınlanan röportajda PKK'nın yöneticileri, "Güneydoğu'da Askerler, halkın AKP'ye oy vermesi için, zor kullandılar. Hatta tutuklama, işkence ve tehdit yaptılar" diyor. Güneydoğu'nun merkeze yönelmesi bu bahaneye yol açtı!

Taha Akyol'un yazısında PKK'nın ilginç bir iddiası yer alıyor. İddiaya göre Genelkurmay Güneydoğu'da Ak Parti'nin kazanması için çeşitli yöntemlere başvurmuş.

İlk bakışta haberciler için heyecan uyandıran bu gelişmeye soğukkanlı yaklaşım şunu açıkça ortaya koyuyor: Bu tipik bir "savunma" psikolojisi...

Kaybetmenin savunması... Genelkurmay'ın işkence yaptıracağı gibi bir iddianın üzerinde durmaya bile gerek yok... Bunu geçip diğer noktaya bakalım... Bilindiği gibi AK Parti güneydoğuda ezici bir üstünlük yakaladı. DTP ise aşırı oy kaybına uğradı. PKK güneydoğulu vatandaşların kendisinden iyice uzaklaştığının farkında. Bu yüzden "aslında bölge insanı bana hala yakın" demek için bu "küçük yalan"ı ortaya atıyor. Diyor "ki normalde bizi seviyorlar ama baskı yüzünden AK Parti'ye oy attılar." Buna ancak kargalar güler... Bölge halkı merkeze bağlılık istiyor, Türkiye'nin normalleşmesini istiyor" diyemedikleri için suçu başkalarına atıyor. Nasıl Baykal "AK Parti tarikatların ve 2. camhuriyetçilerin desteği yüzünden iktidar" saptamasını yapıp kendini temize çıkarıyorsa PKK da aynı taktiğe başvuruyor. Ancak sandıktan çıkan bölge insanının yaklaşmını açıkça ortaya koyuyor: Daha çok barış, daha çok uzlaşma. Bu yüzden DTP'lilerin sandığın verdiği mesaja kulak vermesi gerekiyor -ki şu ana kadar sandığın mesajını anladıklarını çok iyi ortaya koydular.

Taha Akyol'un yazısı:

PKK'NIN Avrupa'daki yayın organı Özgür Politika, 28 Temmuz günkü sayısında, örgütün lider kadrosundan Duran Kalkan'la yapılan bir mülakatı yayımladı; konu seçim sonuçları.
DTP'li bağımsızlara verilmeyen oyları "satılmış" olarak niteleyen Kalkan, bu seçimlerde "satılmaya karşı mücadele" ettiklerini söylüyor!

Genelkurmay'ın bölgede AKP'yi desteklediğini, hatta AKP'ye oy verilmesi için "zor, tutuklama, işkence ve tehdit"ler yapıldığını da iddia ediyor! Halbuki bu yönde hiçbir ciddi şikâyet olmadı. Açık bir toplumda devletin yaygın bir "zor, tutuklama, işkence, tehdit" yapması mümkün değildir. Aksine, PKK'lıların köy ve mezraları DTP'lilere oy vermeleri için nasıl tehdit ettiğini, Milli Eğitim Bakanı ve Van Milletvekili Hüseyin Çelik'ten dinledim.

PKK'nın terörü tırmandırması da bir tehditti zaten.

Umdukları oyu alamadılar, oy kaybettiler.

'Homo etnicus'

PKK'lı Kalkan aslında Türklerle Kürtleri gittikçe daha fazla iç içe geçiren, kaynaştıran sosyolojik entegrasyon sürecinin farkında. Batı illerine göçen Kürt vatandaşlarımızın "gözünün açılmasını ve daha çok ulusal mücadeleye katılmasını" umduklarını ama "bunun tersinin olduğunu" söylüyor! "Ekonomik ve sosyal ihtiyaçlar farklı siyasal eğilimlerin bu kitle üzerinde etkisinin artmasına yol açmaktadır" diyor.

İşte asıl konu budur: İnsanlar doğuştan gelen etnik veya dinsel kimliklerinin inkârını içlerine sindiremezler, ama bu kimliklerden ibaret de kalamazlar! Ekonomik ve sosyal ihtiyaçları, hatta ekonomik ve sosyal aidiyetleri de vardır.

Totaliter ideolojilerin 'tek boyutlu insan' hayali, mesela "Homo Sovyeticus" bu yüzden iflas etti. "Homo etnicus" da totaliter bir hayaldir.

PKK'lı Kalkan da aynı totaliterlikle, Batı'ya göçmüş milyonlarca vatandaşımızın "Kürdistan'a dönmelerini" istiyor! Mehdi Zana da "her ırkın kendi sınırına çekilmesini" istemişti!
Kaç milyon insan yollara düşecek? Aş, iş, konut?! Faciaya bakın siz!

Alınacak dersler

Gittikçe daha fazla iç içe geçen bir toplumda ayrılmak veya iç sınırlar çizmek başlangıçta bir kesime "ben de varım" psikolojisiyle hoş gelse de, zamanla görülüyor ki, olacak iş değil! Felaket!
Ama etnik kimliklerine saygı gösterildiğini, devlet tarafından benimsendiklerini de hissetmek istiyorlar haklı olarak.

Seçimleri bu mercekten irdelemek gerekir. DTP tipi partilere yüzde 56 oy veren Diyarbakır'da DTP'li bağımsızların oyu yüzde 43'e düştü! (Tüm bağımsızlar yüzde 47)

Arkadaşımız Ferit Aslan, dünkü Milliyet'teki mükemmel analizinde, yerel belediyelerin başarısızlığının DTP'ye oy kaybettirdiğini, "salt ideolojik davranışın Diyarbakır'ı yorduğunu" yazıyordu. Gerçekten DTP'nin ekonomi konuştuğunu duyan oldu mu?! 'Homo etnicus' ekonomi ve idarecilikte başarılı olabilir miydi?!

Ferit Aslan, hükümetin kamu hizmetleri ve yardım çalışmalarının etkili olduğunu da yazıyordu. Bunun vatandaşta uyandırdığı "benimsenme" duygusuna dikkat etmek gerekir. Nihayet AKP'nin bölge duyarlılıklarını rencide etmemeye özen gösterdiğini de unutmamalıyız.

Bu tabloyu DTP'liler iyi incelemeli, "keskin sirkenin küpüne zarar vereceğini" görmelidirler.
Devlet de vatandaşını duygularıyla beraber kucaklamanın önemini anlamalıdır.

Milliyet



Bu haber 522 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,030 µs