Baykal’ın gizli hesabı!

3 Ağustos 2007 11:46 tsi
Türkiye o gergin günleri 22 Temmuz seçimleriyle atlattı. Ancak birileri bu seçimden gerekli dersi çıkarmamışa benziyor. Üstelik Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi sürecinde Baykal’ın yaptığı “kriz çıkar” uyarısı AK Parti yönetiminin ala

22 Temmuz seçimlerinden alınan sonuç Türkiye’de yeni bir değişimin habercisi gibiydi… Toplumun gerginlik siyasetine verdiği yanıt açıktı: Türkiye için uzlaşın.

Bu mesajı aldığını Erdoğan seçim gecesi yaptığı ilk konuşmada açıkça ortaya koydu: “Bana oy veren yüzde kırk yedinin Başbakanı olduğum gibi oy vermeyen yüzde elli üçün de Başbakan’ı olacağım. Müsterih olun.”

Bu mesaj Başbakan’ın toplumun verdiği mesajı çok iyi okuduğunun bir göstergesi. Zaten AK Partili Ertuğrul Günay’ın da vurguladığı şekliyle “Başbakan yapılan cumhuriyet mitinglerini de en iyi çözen lider. Listelerini ve tavrını o mitingleri de hesaba katarak belirledi.”

Seçim sonrasında uzlaşmanın iktidar bölümü tamam gibiydi… Elbette Cumhurbaşkanlığına kimi aday gösterecekleri uzlaşmaya devam mı değil mi sorusuna bir yanıt teşkil edecek. Ancak Gül aday olacağını ima etse bile Erdoğan’ın “partileri gezeceğim” mesajı uzlaşma için çaba harcayacağının bir göstergesi.

Peki, uzlaşmanın diğer yüzü CHP bu noktaya geliyor mu? Muhsin Yazıcıoğlu Baykal’ın önceki tutumu için “bela mısın nesin” demişti. Ancak Baykal’ın o tutumu işe yaramadı. 22 Temmuz’un Baykal için bir yenilgi olduğu herkesin kabullendiği bir gerçek. Öyle ki sonuçlar parti içi muhalefeti de harekete geçirdi. Baykal da bunu gördüğünden seçimden iki gün sonra ilk yaptığı açıklamada “politikamız doğruydu, ancak yöntemimizde yanlış olabilir. Analiz edip göreceğiz” demiş ve üslupta değişim olabileceğinin işaretini vermişti.

Geçtiğimiz iki haftalık süreçte de Baykal, belki de parti içi muhalefetle uğraştığından, uzlaşma ortamını sarsacak açıklamalar yapmadı. Ancak şimdi ne değişti? Baykal dün çıkıp daha önce yaptığı açıklamanın bir benzerini yaptı yani “kriz çıkabilir” dedi. Seçimden ders alacağını kriz siyaseti gütmeyeceğini ima eden Baykal tekrar kriz vurgusuna başladı.

Baykal’ın bu açıklamasının Gül-Erdoğan-Arınç zirvesinden sonra gelmesi anlamlı. Baykal karar alım aşamasına geçildiğinin farkında ve o da sahneye çıkarak karar alım sürecine ince bir dokunuş yapıyor. Yalnız öyle davranıyor ki adeta Dışişleri Bakanı Gül’ü Çankaya’ya itiyor. Baykal yüzde kırk yedi oy almış bir iktidarın bu noktadan sonra dayatmayı siyaseten kabul edemeyeceğini bilecek kadar kurt bir politikacı. Bunu bildiği için dayatıyor. Karar alım sürecinde olan AK Parti yönetimine “bu kadar oyla cumhurbaşkanı seçemezsin” imasında bulunarak açıkça tahrik ediyor. Belki Gül aday olacak belki de olmayacak… Ancak Baykal çıkışıyla Gül’ün aday olmama ihtimalini ortadan kaldırıyor. Tıpkı gazeteci Ahmet Taşgetiren’in “bazı açıklamalardan sonra bu iş demokrasi mücadelesine döner” şeklindeki tespiti gibi. Bir önceki seçim gibi bu iş demokrasi mücadelesine dönerse demokrasi yanlılarının “Gül olsun” demekten başka şansı kalmıyor. Baykal’ın da istediği bu olmalı. Peki, Gül’ün aday olması Baykal’ın işine neden gelir? Bu sorunun yanıtını da Yasemin Çongar versin: Gül’ün aday olması kısa vadede değil ancak ileride MHP ve belki CHP’nin oylarını arttıracak krizlere yol açacaktır. Artık hesap bu olmalı…

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,239 defa okundu.