En Sıcak Konular

Gül çekilirse ne olur?

2 Ağustos 2007 13:23 tsi
Gül çekilirse ne olur? Tüm Türkiye nefesini tutmuş Abdullah Gül’ün vereceği kararı bekliyor. Artık soruyu “aday olacak mı?” diye sormak yanlış, çünkü Gül düzenlediği basın toplantısıyla cumhurbaşkanı adayı olacağı yolunda çok güçlü işaretler vermişti. Peki Gül

Tüm Türkiye nefesini tutmuş Abdullah Gül’ün vereceği kararı bekliyor. Artık soruyu “aday olacak mı?” diye sormak yanlış, çünkü Gül düzenlediği basın toplantısıyla cumhurbaşkanı adayı olacağı yolunda çok güçlü işaretler vermişti. Bu nedenle “Gül adaylıkta ısrar mı edecek, yoksa feragat mı edecek?” diye sormak gerekiyor.

Hemen görüşümü belirteyim: Gül’ün adaylıktan vazgeçeceğini sanmıyorum. Çünkü bu saatten sonra böyle bir geri adım atması hem kendi siyasi kariyeri, hem partisinin ve hükümetin geleceği, hem de Türk demokrasisi açısından çok olumsuz sonuçlar doğuracaktır.

Muhtemel sonuçları ele almadan önce “bu saatten sonra” derken ne kastettiğimi açmam şart. Şöyle ki:

“AKP seçim kampanyasını Gül’ün cumhurbaşkanlığının, sırf dindar olduğu için engellendiği teması üzerine kurmasaydı;

“Gül, önemli mitinglere katılıp seçmenin geniş ilgisiyle karşılaşmasaydı;

“Ankara’nın doğusunda seçmen tercihlerinde Gül’ün cumhurbaşkanlığı olgusu yer yer belirleyici rol oynamasa; DP, MHP ve DTP tabanlarından sırf bu nedenle oy kaymaları yaşanmasaydı;

“Mehmet Ağar seçim yenilgisini TBMM’deki oturuma katılmamalarına bağlamış olmasaydı;

“AKP yüzde 46.6 oyla yine tek başına iktidar olmasaydı;

“Başbakan Erdoğan başından beri cumhurbaşkanlığı konusunda Gül’ün iradesinin belirleyici olduğunu vurgulamamış olsaydı;

“MHP lideri Bahçeli, hiçbir şart dayatmadan oturumlara katılacaklarını açıklamamış olsaydı;

“Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt “sözde değil özde laiklik” şartlarının arkasında durduklarını tekrarlamasaydı;

İşte o zaman Gül, gönül rahatlığı içinde cumhurbaşkanlığı için aday olmayacağını ilan edebilir, Erdoğan diğer partilerin de onaylayacağı bir isme ulaşmak için “düşük profilli adaylar listesi” çıkarabilirdi.

Troyka yönetiyor

Salı gecesi Ankara’da yaşanan trafik, Erdoğan’ın eli ne kadar güçlenmiş, parti ne kadar merkeze taşınmış olursa olsun, AKP’nin yine RP/FP’deki yenilikçi kanattan miras kalan “troyka”, yani Erdoğan-Gül-Arınç üçlüsü tarafından yönetildiğini gösterdi. Peki troyka cumhurbaşkanlığı konusunda ne düşünüyor? Ne zamandır hakim olan imaj şöyle:

1) Gül adayı olmak istiyor; MHP’nin tavrı nedeniyle üçüncü turda 11. cumhurbaşkanı çok kolay olacak.

2) Arınç, seçim öncesi mesafeli yaklaştığı Gül’ün adaylığına, 22 Temmuz sonrası açık destek verdi. Gül’ün Çankaya’ya çıkması durumunda partinin ikinci adamı olacağı söylenebilir.

3) Erdoğan, “karar Gül’ün” diyor ama sanki cumhurbaşkanı olmasını arzulamıyor. Çünkü TSK başta olmak üzere devletin diğer kurumları ve AKP’ye oy vermeyen kesimleri ürkütmek istemiyor olabilir. Bir diğer gerekçe de, Gül’ün, kafasında tasarladığı “yetkileri budanmış zayıf cumhurbaşkanı” profiline uymaması olabilir.

Deprem gibi olur

Bütün bu tablo ışığında Gül’ün çıkıp, “düşündüm, taşındım, aday olmamaya karar verdim” demesi kesinlikle AKP’nin hem tavanında, hem tabanında çok büyük sarsıntılara yol açacaktır. Hele Gül’ün yerine Çankaya’ya çıkacak kişinin en belirgin özelliği “türban sorunu olmaması” (yani bir kadın veya eşinin başı açık bir erkek milletvekili) olursa bu bir depreme de dönüşebilir. O zaman ne Gül, ne Erdoğan, ne de bir başka AKP’li, kendilerine oy vermiş insanlara bütün bunları açıklayamaz, “yüzde 46.6 da mı yetmiyor?” sorusuna cevap bulamazlar.

Gül’ün feragat etmesi durumunda ona hangi görev verileceği de ayrı bir sorun. Herhalde eskisi gibi Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı kalır, ama Gül’ün beklentilerinin bu şekilde karşılanamayacağı da açık. Hele Gül’ün, bazılarınca ileri sürüldüğü gibi TBMM Başkanı olmayı kabul etmesiyse pek akla yakın gözükmüyor.

Erdoğan yıpranır

Gül’ün çekilmesi durumunda, kendisinden çok Başbakan Erdoğan yıpranacaktır. Çünkü Gül’ün böyle bir karara ancak Erdoğan’ın ısrarı, hatta belki dayatması sonucu varacağı yolunda bir kanı giderek yaygınlaşıyor. Dolayısıyla “Erdoğan ’zinde güçler’le kriz yaşamak istemediği için Gül’ü feda etti” noktasına varılabilir.

Kuşkusuz içerde ve dışarıda bunu “uzlaşma yolunda atılmış dev bir adım” olarak alkışlayanlar çok olacaktır, ancak zıt bir şekilde bunu bir “teslimiyet” olarak görüp öfkelenenler de çıkacaktır. AKP tabanının da ikinci tür eleştirilere fazlasıyla kulak kabartacağı da ortada.

Tekrar başa dönecek olursak: Ne Gül, ne Erdoğan, ne Arınç’ın böylesi ağır bir faturayı ödemek isteyeceklerini sanmıyorum. Bunun yerine TBMM Başkanlığı’na “uzlaşmacı” imaja sahip birini seçtirip, “normalleşme” yi yeni hükümette sürdürmeleri, yani birden fazla kadın bakan ve sağ ile soldan birkaç yeni transferi katarak “light bir kabine” yapmaları daha gerçekçi olur.

Ruşen Çakır-Vatan



Bu haber 353 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,485 µs