En Sıcak Konular

''TSK'nın vazifesini yeniden tarif ediyoruz''

28 Haziran 2013 08:07 tsi
''TSK'nın vazifesini yeniden tarif ediyoruz'' Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Arınç, TSK İç Hizmet Kanununda yapılması planlanan değişikliklere dair, "Silahlı Kuvvetlerin vazifesini yeni bir şekilde tarif ediyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Samanyolu Haber televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
 
TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesinin değiştirilmesini de kapsayan tasarıya ilişkin soru üzerine Arınç, düzenlemenin sadece 35. maddeyle ilgili olmadığını söyledi.
 
Söz konusu kanun maddesinin artık Türkiye'de herkes tarafından bilindiğini, geçmişte askeri darbelerden sonra bunun dayanak gibi gösterildiğini belirten Arınç, "Hatta şimdi 12 Eylül darbesiyle yargılanan iki tane yaşlı kişinin savunmalarında dahi cumhuriyeti korumak ve kollamak görevinin kendilerine verildiğini, bunun yasal bir hak olduğunu ileri sürdüklerine şahit oluyoruz" diye konuştu.
 
Arınç, 12 Eylül 2010'da yapılan referandumla darbeyi yapanlardan hesap sorulabileceği için ondan sonraki demokratik gelişmelerde hemen hemen tüm siyasi partilerin bu maddenin kaldırılmasını veya değiştirilmesini istediklerini anlatarak, kendilerinin de bunu yeni bir demokratik paket olarak sunulacağını ifade ettiklerini dile getirdi.
 
CHP'nin de buna benzer tekliflerinin daha önce parlamentoya verildiğini aktaran Arınç, "Biz niye önce vermedik diye sorulabilir. Biz buna yönelik pek çok düzenleme yaptık. Bu düzenlemelerden sonra da onun da içerisinde bulunacağı bir kaç maddeyi zamanı geldiğinde sunmak istedik. Çünkü sadece ona dayanak yapılarak darbeler başarılmıyor" değerlendirmesinde bulundu.
 
"Yasal düzenlemede yanlış anlaşılan veya zamanı geldiğinde istismar edilebilecek bir maddenin herhalde anlaşılır hale getirilmesi gerekiyordu" ifadesini kullanan Arınç, "Biz bu maddeyi şöyle bir hale getiriyoruz ki bundan sonra kimse cumhuriyeti korumak ve kollamak görevinden, sivillere karşı, hükümeti devirmek, parlamentoyu feshetmek veya adına darbe deyin, bir başka şey deyin parlamentoyu kapatarak kendi yönetimlerini kurmayı anlamasınlar veya bundan vazife çıkarmasınlar diye o da şöyle olacak, Silahlı Kuvvetlerin vazifesini tekrar yeni bir şekilde tarif ediyoruz" dedi.
 
Arınç, TSK'nın vazifesi, görevi anayasada nasıl belirlendiyse ona uygun olarak da İç Hizmet Kanunu'nda yeniden tarif edildiğini kaydetti.
 
Kanunun 43. maddesinin de istismara açık olduğunu belirterek, bunu da net bir hale getirdiklerini söylen Arınç, "TSK mensupları siyasi faaliyette bulunamaz. Bu demeç olarak da böyle, davranış olarak da böyle. Yani sivil iradenin, hükümetin, ülkeyi yönetenlerin yapacakları herhangi bir iş ve görev konusunda bir siyasi faaliyette bulunmak Türk Silahlı Kuvvetleri için artık mümkün değildir. Buna dönüştürüyoruz" dedi.
 
"Askerlik süresiyle ilgili çalışma yok"
 
"Askerlik süresiyle ilgili herhangi bir değişiklik var mı" sorusuna karşılık Arınç, "Bunun içerisinde yok. Böyle bir çalışma da şu anda mevcut değil" dedi.
 
Düzenleme için Genelkurmaya danışılıp danışılmadığı sorusu üzerine Arınç, çalışmayı Milli Savunma Bakanlığının yürüttüğünü belirtti.
 
Arınç, "Milli Savunma Bakanımız zaten Genelkurmay Başkanlığımızla, onların adli müşavirliğiyle ve ilgili arkadaşlarla bunun detayları üzerinde çalıştı. Onların açıkça onayları veya rızaları, bunu söylemek durumunda değilim ama Sayın Bakanım TSK'yı temsil eden, komuta kademesinin en üstündeki Genelkurmay Başkanımızla bu tasarının detayları üzerinde mutlaka görüştü. Onu iyi biliyorum. Bu ters bir şey değil TSK'yı ilgilendiren bir konuda en azından görüş almak doğrudur ama siyasi kararı hükümetimiz verir.
 
Cizre'deki sözde asayiş timi
 
Cizre'deki terör örgütünün kurduğu iddia edilen sözde asayiş birimine ilişkin haberlerin doğruluğu sorulan Arınç, Valinin olayla ilgili soruşturma açıldığı yönündeki beyanını anımsatarak, "Demek ki doğruluğu üzerinde kanaat edindiler ki bugün emniyet güçlerimizin katıldığı bir operasyonla bu olay ortaya çıkarılmak ve sorumluları hakkında yasal işlem yapılmak istendi" dedi.
 
"Çözüm sürecinde Kandil'in evet dediği, BDP'nin evet dediği pek çok olaya Cizre'deki gruplar 'hayır' demişlerdir. İş buradan çıkıyor" diyen Arınç, sınır dışına silahlarla çekilme, eylemlerden vazgeçme, tamamen siyasete dönüş fikirleri ve terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın nevruz konuşmasına karşı çıkanlardan birinin Cizre'deki gruplar olduğunu anlattı.
 
"Etkileyemiyorlar, biraz da onun hırçınlığı var"
 

"Kandil'e karşı direniş söz konusu o zaman. Ne kadar güçleri var, bu süreci ne kadar olumsuz etkileyebilirler" sorusu üzerine Arınç, "Etkileyemiyorlar, biraz da onun hırçınlığı var. Yani süreç devam ederken ona karşıtlıklarını göstermek için böyle akıl dışı işler de yapıyorlar. Bu yapılacak bir şey değil. Bu kendi iradelerini teslim ettikleri şahsın talimatlarına da aykırı. Ama biz biliyoruz ki Kandil'de de buna karşı bir direniş var" dedi.
 
"Önemli sayıda terörist teslim oldu"
 
Hem Kuzey Irak tarafından hem Türkiye içerisinden önemli sayıda teröristin teslim olduğu bilgisini veren Arınç, bunun sürecin olumlu gittiğini gösteren önemli verilerden olduğunu söyledi.
 
"Bu sayı sınır dışına çıkması planlananların içerisinden olan bir sayı mı" sorusu üzerine Arınç, "Onlar ayrı onları kastederek söylemiyorum" dedi.
 
"Zorlu bir süreç"
 
Arınç, bu sürecin çok zorlu olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bu çok zorlu bir süreç. Bu süreç her an bir kırılma tehlikesi geçirebilir. Kırılgan Çok travmalar yaşadık biz Türkiye'de. Böyle bir şeyin başlangıcında kim bilir kimler neler düşündü, neler hayal etti. Sabırlı olacağız. Şüphesiz yüzde 40'larla, 50'lerle başlayan süreçte bugün yüzde 70'lik desteğe kavuştuk. İnsanlar şuna şükrediyorlar ve teşekkür ediyorlar, 6 aydan beri bir tek cenaze haberi gelmedi."
 
Öcalan'ın durumu
 
Arınç, törer örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın şartlarının iyileştirilmesi, daha geniş yerlere geçirilmesi gibi talepler olduğu belirtilerek, hükümetin bunlara nasıl baktığının sorulmasına karşılık, bunların spekülatif şeyler olduğunu bildirdi.
 
Çözülecekse şimdi çözülecek
 
Halktan yüzde 50 destek almış bir siyasi partinin 35 yıllık kronik bir sorunu çözmek istiyorsa bütün sorumluluğu üzerine alıp iktidardan uzaklaşmak pahasına bu işi çözeceğini belirten Arınç, halkın kendilerine güvendiğini dile getirdi. Arınç, şöyle konuştu:
 
"Halkımız bize şunu söylerse, 'Milli geliri arttırdın, 2 bin dolardan 12 bin dolara çıkardın, havaalanları, yollar, yüksek hızlı trenler, hastaneler, okullar, üniversiteler, her şeyin çok güzel kardeşim. İyi de hala terörü çezemedin'. Biz 11 yıldır bunu düşünüyoruz. Yüzde 50 oy aldıktan sonra hiçbir seçimi düşünmeden, aslında önümüzdeki yıl iki tane önemli seçim var. Acaba halktan oy kaybeder miyiz? Acaba halkın desteğinden mahrum olur muyuz diye, aklımızın ucuna hiçbir şey gelmeden bu işi çözeceğiz. Çünkü zamanı geldi düşüncesiyle başlamışsak herkesin bize teşekkür etmesi, tebrik etmesi ve başarı dilemesi lazım. Biz deli değiliz. Çözülecekse şimdi çözülecek. Çözülemeyecekse hiçbir zaman."
 
Cumhurbaşkanlığı seçimleri
 

Arınç, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak da "Biz de mevcut cumhurbaşkanımız mı, yoksa sayın başbakanımız mı, yoksa bir başkası mı, günü geldiğinde bunu kendi içimizde en güzel şekliyle çözeriz" dedi.
 
Kimsenin bir kırılma ve gücenme beklememesi gerektiğini söyleyen Arınç, şöyle devam etti:
"Bu partiyi ayakta tutan tek dinamik fedakarlıktır, feragattir, anlayıştır. Ülkemizi, milletimizi kendi geleceğimizden çok daha önde tutmaktır. Bizim aramızda hiçbir şey olmaz. Buna yönelik her türlü fitneyi ve dedikoduyu biz reddederiz."
 
Cemevleri konusu
 

"Cemevlerinin ibadethane sayılması bir dinin ibadetinin yapıldığı yer anlamına gelmesine hükümet olarak sıcak yaklaşmamız mümkün değil" ifadelerini kullanan Arınç, "Ama cemevleri de bir gerçek. Cemevlerinde kendilerine göre bir ritüeller, bir inanç, kültür mozaiği, saygı, dua ve niyaz var" dedi.
 
İstifa iddiaları
 
Arınç, istifa iddialarına ilişkin olarak da şunları söyledi:
 "40 senedir siyasetin içindeyim. Hiçbir gazetecinin veya muhabirin yapmadığı bir teklifte bulunuyor. 'Yemin et' diyor. Avukatlık yaparken yeminle çok karşılaştım. Yemin çünkü delillerden birisidir. En sonunda bir taraf sıkışırsa yemin teklif eder. Ama siyasette ve gazetecilik sahasında böyle bir şey görmedim. Güldüm, geçtim"
 
aa


Bu haber 725 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,882 µs