Akil İnsanlar'ın Güneydoğu raporu üzerine
27 Haziran 2013 15:10 tsi
Güneydoğu'daki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, çözüm süreci kapsamında anlatılması
amacıyla toplumun çeşitli katmanlarından oluşturulan Akil İnsanlar Heyetinin çalışmalarının
çözüm için çok önemli olduğunu belirtti
- Güneydoğu'daki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, çözüm sürecinin anlatılması amacıyla akademisyen, sanatçı, yazar ve kanaat önderleri gibi toplumun çeşitli katmanlarından oluşturulan Akil İnsanlar Heyetinin yaptığı çalışmaların çözüm için çok önemli olduğunu belirtti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Akil İnsanlar Heyeti üyelerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesine ilişkin Anadolu Ajansı'na yaptığı değerlendirmede, akil insanların, fikir olarak oluşması, yaptıkları çalışma ve temaslarının son derece önemli olduğunu söyledi.
"Türkiye, Kürt sorunu meselesinin çözümü bakımından Akil insanlar oluşumuyla çok önemli bir deneyim yaşamıştır" diyen Elçi, toplumda saygınlığı bulunan ve aynı zamanda Türkiye'nin de sorunlarına vakıf olan insanlardan oluşan grupların yaptığı çalışmaların, oluşturdukları rapor ve yaptıkları tespitlerin çok önemli olduğunu kaydetti.
Elçi, çalışmaların sorunun çözümünde önemli bir katkısı olduğunu ve olacağını belirterek, özellikle Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi raporunun son derece kapsamlı, önemli, isabetli ve sorunun çözümüne katkısı olacak öneriler içerdiğini kaydetti.
- "Toplum üzerinde olumlu bir etkisi oldu"
Rapordaki önerilerin büyük kısımını baro olarak paylaştıklarını anlatan Elçi, şöyle konuştu:
" Anadilde eğitim hakkının anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirtmiştik. Özellikle Türk Ceza Kanunu'nun 220 ve 314. maddesi, terörle mücadele yasasının kimi maddeleri ki uygulamada büyük mağduriyetlere yol açan, özellikle silahli bir faaliyetle ilgisi bulunmayan, tümüyle sivil alanda faaliyet yürütülen insanların silahlı ve terör mevzuatı uyarınca yargılanmalarının doğru olmadığını ifade etmiştik. Önerilerimizin büyük bir kısımının rapora yansıdığını, özellikle bu bölgenin raporunu önemsediğimizi ve büyük ölçüde paylaştığımızı ifade etmek isterim. Akil insanlar oluşumunun, hem meselenin tarafları üzerinde hem de toplum üzerinde olumlu bir etkisi oldu. Akil insanlar denilen oluşumu, öteden beri Kürt siyasal çevrelerinin de savunduğu bir öneriydi. Dolayasıyla bir yandan bu kadar önemli bir oluşumun oluşturulması, kısa sürede toplumda çok hızlı bir temas kurması ve sorunun tartışılmasını topluma yayması açısından toplumda büyük bir heyecan yarattı, büyük bir güven verdi. Şüphesiz elinde silah bulunduran kesimlere de en azından devletin bu sorunu çözmeye çalıştığı ve bir takım araçlarını oluşturmaya çalıştığına ilişkin somut bir adım olarak büyük bir güven verdi."
Elçi, bazı bölgelerde küçük sıkıtılar yaşanmış olmasına rağmen toplumun genelinin Akil İnsanlar çalışmasından pozitif etkinlendiğini ifade ederek, raporların sunulmasının ardından artık hükümetin, TBMM'nin ve siyaset kurumunun söz konusu önerileri önemsemesi ve dikkate alması gerektiğini kaydetti.
Değerlendirmeler sonucunda bir takım adımların ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade eden Elçi, "Akil insanlar, bu toplumun önemli bir kesiminin benimsediği, güvendiği, saygı duyduğu insanlar. Bu insanlar masa başında değil, toplumun bütün katmanlarıyla görüşerek önerilerini oluşturdu. Bu öneriler, Türkiye toplumunun önerileridir. Ortaya çıkanlar Türkiye toplumunun ihtiyaçlarından oluşan önerilerdir. Bizim bekletimiz hükümetin bu önerileri dikkate alması, buna ilişkin düzenlemeler yapmasıdır'' dedi.
- Değerlendirmeler çerçevesinde adım atma zamanı"
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş da Akil İnsanların, fikir olarak oluşması, yaptıkları çalışma ve temaslarının, son derece önemli olduğunu söyledi.
Hem, Türkiye'deki siyasal sistemde yeni bir oluşum olması açısından hem de aydınların, kanaat önderleri gibi toplumun çok geniş bir kesiminin görüş ve önerilerinin hükümet, devlet düzeyinde dinlenmesi, değerlendirilmesi açısından kayda değer olduğunu belirten Yurtdaş, verilen raporlarda hazırlanan önerilerin pek çok noktada ortak olduğunun görüldüğünü ifade etti.
Anasaya ve yasal değişilikler, sorunların barışçıl, siyasal düzeyde çözülmesi, sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve bir takvime bağlanarak somut adımların atılmasının önemli olduğunu vurgulayan Yurtdaş, şu görüşleri dile getirdi:
"Dolayısıyla söz anlamında söylenecek, her şeyin bittiğini söyleyebiliriz. Akiller, raporlarını sundu. Şimdi artık adım atılma zamanı. Hükümetin, akillerin ortak çalışmasından, 7 bölgeden on binlerce insanın görüş ve önerileri, kanaat önderlerinin ilettiği değerlendirmeler çerçevesinde adım atma zamanı. Ancak dünkü toplantının ardından yapılan bazı değerlendirmelerden yola çıkarak, yapılan çalışmaya uygun adım atılmayacağı konusunda endişelerim var. Yüzde 10 baraj sisteminin kalacağı şimdiden ilan edilmiş bulunuyor. Akil adamların bu önemli çalışmalarının karşılık bulmaması anlamında kişisel endişelerim var. Ancak endişelerime rağmen, sürecin de bu çalışmalar çerçevesinde çıkan ortak önerilerin de karşılık bulması için toplumun , sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, yazarlar anlamında mücadeleye devam etmeleri gerektiği ortaya çıkıyor."
- "Nihai amaç, barış ve kardeşliğin sürekli kılınmasıdır"
Güneydoğu Demokrasi Derneği Başkanı Mustafa Şenay Canoruç ise çözüm sürecinde akil insanlar oluşumunu ve Türkiye genelinde hükümetin bu yöndeki girişimini desteklediklerini söyledi.
Türkiye'deki sürece olumlu yaklaşımın bölgede yüzde yüz, diğer bölgelerde ise yüzde 90'nın üzerinde olduğunu belirten Canoruç, akan kanın durması ve bir daha kardeş kavgasının yaşanmaması, bütün vatandaşlar açısından beklenen ve özlenen bir durum olduğunu anlattı.
Yaklaşık 7 aydan bu yana hiç kimsenin burnunun dahi kanamaması ve önceki gün Şırnak'ın Cizre ilçesinde TÜSİAD'ın toplanmasının sürecin olumlu yansımalarından sadece bir tanesi olduğunu belirten Canoruç, ancak bu süreçte sosyal, siyasal ve ekonomik düzenlemelerin de yapılması gerektiğini kaydetti.
Sorunun partiler üstü hayati bir öneme sahip olduğunu, bütün siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, aydınlar ile herkesin sürece destek vermesi gerektiğini vurgulayan Canoruç, şöyle konuştu:
"Yönetmede farklı düşünülebilir ama nihai amaç barış ve kardeşliğin sürekli kılınmasıdır. Biz dernek olarak uzun yıllardan beri bölgede demokrasinin yaşaması ve yaşatılması için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerektiği ve bunun aynı zamanda insani bir yükümlülük olduğunu düşünüyoruz. Akil İnsanlar Heyeti projesi Türkiye'de ilk kez uygulanan bir proje. Soruna kafa yormuş kişilerin halkın içerisine girerek halkın nabzını almış olması, diyalogla görüşlerini alıp siyasi iradeye sunmuş olması demokratik bir yöntemdir. Bu uygulamayla akil insanlar, halkın nabzı ve kendi birikimiyle önerilerini oluşturmuştur. Tartışma zemini yaratması açısından önemlidir. Çatışmasız bir ortamda demokratik bir yöntemle halkın nabzıyla akil insanların gözlemleriyle rapor hazırlandı. Rapor kamuoyunda uzun süre tartışılacaktır. Zaten istenen de budur. Demokratik yaklaşımda önemli olan farklı kesimlerin düşüncelerinin ifade edilmesidir. İstenen barıştır."
Bu haber 930 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle