En Sıcak Konular

Askerler de değişmeli

1 Ağustos 2007 12:01 tsi
Askerler de değişmeli Kendimizi, kurumları, fikirleri sürekli olarak eleştireceğiz ve değişeceğiz, yenileneceğiz, başka çaremiz yok... Yoksa çok büyük mücadeleler sonunda kurmuş olduğumuz bu cumhuriyet, kendi içinden çürümeye başlar ve sonunu da ne iç ne de dış düşman değil, d

Serdar Turgut'un yazısı

TSK'nın değişimi
 

Kendimizi, kurumları, fikirleri sürekli olarak eleştireceğiz ve değişeceğiz, yenileneceğiz, başka çaremiz yok... Yoksa çok büyük mücadeleler sonunda kurmuş olduğumuz bu cumhuriyet, kendi içinden çürümeye başlar ve sonunu da ne iç ne de dış düşman değil, dostları getirebilir

Ordular, modern gelişmelere ayak uydurmaları, değişen koşullara kolay adapte olmaları ve yeni fikirleri kolay kabul etmeleri ile meşhur olan kurumlar değildirler. Dünyanın her ülkesinde bu tespiti yapabilirsiniz. Türkiye’de ordunun değişmemesi için özel nedenler de vardır. ‘Dış düşman’ vardır, ‘iç düşman’ vardır ve bunlar sırayla gündeme geliyorlarmış izlenimini verirler.

Bu kolay değişime uğramama durumu, bir ölçüde kurumun işlevi ile ilgilidir. Disiplinli, hiyerarşik düzen içinde savaşa hazırlıklı olmak zorunluluğu, bu kurumu son derece güç değişir hale getirmiştir.

Bunu kabul etmekle birlikte, orduların içinde bulundukları toplum düzenine paralel bir yaşam sürdürür gibi olmaları da toplum ve orduyu birbirine yabancılaştırabilir, bu da tehlikeli bir gelişmedir.

Yüksek Askeri Şûra toplantısının başlayacağı gün, bu konuları genel çerçevesinde tartışmak istedim. Bu, Türkiye’nin tabu konularından bir tanesidir. Orduya zarar vermeme kaygısıyla, konu tabu haline getirilmiştir. Ama konuyu hiç düşünmeme alışkanlığı, aslında orduya zarar vermeye başlamıştır.

Bir insana ve kuruma yapılabilecek en büyük kötülük; onlara sürekli ‘sen haklısın, sen mükemmelsin’ demektir. Bu tavır, kurumu ve kişiyi hızla yıpratabilir.

Türk aydınlarının, TSK’yı her türlü eleştirinin üstünde tutma tavırları, sonunda korumaya çalıştıkları kurumu maalesef zedeler hale de gelmiştir.

Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt önceki gün “TSK’nın görüşleri günlük değişmez. 12 Nisan’da söylediğimiz şeylerin aynen şu anda da arkasındayız” dedi.

Aslında çoğu insan, bu görüşlerin değişmesi beklentisi içinde değil. Hatta aksine bu görüşlerin var olması da toplumda bir güvence olarak görülüyor.

Tamam; TSK’nın görüşleri günlük değişmesin, gününe göre hiç değişmesin ama bırakın günlük değişimi, bu görüşler 10 yılda bir bile yenilenmiyor ki...

Biraz detaylı inceleme yaparsak, yüzyıllık bir değişimsizlikten bile söz edebiliriz.

Bu konu anayasa ile ilgili son başlayan tartışmayla da alakalıdır.

Zafer Üskül hoca, Atatürk ilkeleri konusunda bazı saptamalarda bulundu ve büyük tartışma çıktı.

Birçok insan, Zafer Üskül hocanın bu açıklamayı AKP’li olmasına bağlamaya çalıştı. Halbuki Zafer hoca bu açıklamayı AKP’li olduğunu unutarak yapmış olmalı. Hatırlasaydı, eskiden bu yana söylediği lafların artık yanlış yorumlanacağını görürdü.

Bilim adamı olarak Zafer Üskül’ün yapmış olduğu tespitin temelinde ‘Atatürk ilkelerinin’ tartışılması, toplumsal süreçler bazında tekrar yorumlanması ihtiyacı yatıyor.

Kendimizi, kurumları, fikirleri sürekli olarak eleştireceğiz ve değişeceğiz, yenileneceğiz, başka çaremiz yok... Yoksa çok büyük mücadeleler sonunda kurmuş olduğumuz bu cumhuriyet, kendi içinden çürümeye başlar ve sonunu da ne iç ne de dış düşman değil, dostları getirebilir.

Görüşler gününe göre değişmesin tamam ama fikirleri yenileme ihtiyacını hiç de yabana atmayalım. Yenilenelim ve değişelim ki; daha güçlü olalım.

TSK geçtiğimiz nisan ayı içinde yaşanmış olayları tekrar düşünüp değerlendirmek zorundadır.

‘Biz o zaman da haklıyız bugün de’ tavrı bir yere çıkmaz.

Büyükanıt, ‘27 Nisan bildirisinin seçim sonuçlarını etkilediği iddiasına katılmadığını’ söyledi.

Paşa, kendi içini rahatlatmak için bunu söylüyorsa diyecek bir şey yok ama keşke Paşa AKP’nin seçim kampanyası sırasındaki mitinglerden bir tanesini izleyebilmiş olsaydı...

O mitinglerde insanların nelere tepki verdiğini, neleri istediklerini görseydi...

İşte o zaman ‘27 Nisan bildirisi galiba yanlış oldu’ diye düşünmeye başlayabilirdi.

Modern, yeni düşüncelere açık insanlar olduklarını tahmin ettiğim komutanların kendi analizlerine daha fazla dinamilk katmaları ve sonunda kendilerini köşeye sıkıştırabilecek önyargılardan kurtulmaları gerektiğine inanıyorum.

Türkiye, kendini yenileme dönemine girmiştir. Siyasette sağ-sol kendisini mecburen yenileyecek, AKP zaten değişim sürecine çoktan girdi, TSK’dan da aynı değişim sürecini niye beklemeyelim ki...

Türkiye ancak bu değişimdeki bütünlüğü sağladıktan sonra geleceğe doğru adım atabilir, gelecek ancak bu şekilde güzel olabilir...

Akşam



Bu haber 350 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,545 µs