En Sıcak Konular

Arınç'tan eylem açıklaması

17 Haziran 2013 14:24 tsi
Arınç'tan eylem açıklaması "Yetmiyorsa yine illerde il idaresi kanununca valilere tanınan yetkilerle Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarından bile istifade edilebilir."

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, polis, güvenlik güçlerinin iş başında olduğunu, yetmediği yerde jandarmanın görev yaptığını belirterek, "Yetmiyorsa yine illerde il idaresi kanununca valilere tanınan yetkilerle Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarından bile istifade edilebilir. Türkiye 3-5 kişiye bırakılacak kadar ucuz bir ülke değil. Bunlar bastırılır. Sorumluları yakalanır ve adliyede hesaplarını verirler" dedi.

Arınç, A Haber televizyonunun canlı yayınına katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Çağlayan Adliyesinde eylem yapan avukatların gözaltına alınmasıyla ilgili sorular üzerine Arınç, adliyede hakimlerin görev yaptığını, duruşmaların yapıldığını, davalı, davacı, tutuklu, tutuksuz sanıkların bulunduğunu söyledi.

Arınç, İstanbul Cmhuriyet Başsavcısının, "Bu eylem adliyenin düzenini bozdu. Hakimler duruşma yapamaz hale geldi" şeklinde açıklama yaptığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Bir yerde düzenin bozulması karşısında onlara müdahale edilebilir mi? Bence edilebilir. Unutmayalım ki şu anda belli örgütlerin eylemlerini üstlenen avukatlardan tutuklu olanlar var. Bundan bir kaç ay önce binalarına girildiğinde 7 ayrı kapıdan kaynaklarla kilitlenmiş, hala şifrelerinin açılamadığı kasalarda gizli evraklarla, gizli eylem planlarını muhafaza eden avukatlar oldu. DHPK-C ile bağlantılı olanlarını söylüyorum. Başka örgütlerle bağlantılı avuktalar da olabilir. Çağlayan Adliyesinde protesto gösterisi yapan ama adli yargılmayı, o anda mahkemelerdeki düzeni bozucu hareketler yapanları kastetmiyorum. Onlar ayrı fiileri sebebiyle yargılanıyor. Avukatların da suç işleme imtiyazı yok, kamu düzenini bozma hakları yok. Buna karşı yapılan herhangi bir tavrı arzu etmesek bile yasalar içerisinde görebiliriz. Kaldı ki o avukatların hepsi götürüldükten sonra serbest bırakıldılar. Amacın sadece adliyedeki düzeni sağlamak olduğunu da buradan anlayabiliriz."

-"Polis 20 günden beri hiçbir AVM'ye hiç bir otele de girmemiştir"

Bir alışveriş merkezine polisin girmesini de soru üzerine değerlendiren Arınç, eğer bir suçlu takip ediliyorsa, suç işledikleri hakkında kesin, bilgi, kanaat varsa sadece onları yakalamak amacıyla alışveriş merkezine girilebileceğini söyledi. Arınç, şöyle devam etti:

"Yoksa masum insanların içeride bulunduğu, alışveriş yapıldığı veya insanların istirahat ettiği bir alana polisin girmesi, burayı gazlaması veya şiddet kullanması hiçbir zaman mümkün değildir. Bunu yapanlar da şüphesiz hukuku ihlal etmiş olurlar. Polis 20 günden beri hiç bir AVM'ye hatta eylemcileri içinde barındıran hiçbir otele de girmemiştir. Girmesi gerekirken dahi girmemiştir. İşte bir otel, isim vermek çok doğru değil ama. Bu eylemler sebebiyle oradaki bütün oteller müşterilerini kaybettiler. Maalesef çok büyük zararlara uğradılar. Ama bir otel, maşallah bu eylemcilere lojistik destek sağlayan, hatta gıda yardımında bulunan bir grubun adeta merkezi haline gelmiş, şüphesiz onlarla ilgili bir süreç de hukuk çerçevesinde yapılabilir. Ama polis oraya bile girmedi, bizim gördüğümüz kadarıyla. Sadece meydanda, hukuk dışı, yasa dışı eylem yapanlara ilişkin bir süreci başlatmıştır."   

-Ethem Sarısülük'ün ölümü

"Polis meşru müdafada dediniz. Ama Ethem Sarısülük kurşunla öldürüldü. Eğer bu  polis kurşunu çıkarsa, bu meşru müdafaya giriyor mu?" sorusu üzerine Arınç, Ethem Sarısülük'ün sağlık durumuyla yakından ilgilendiklerini, Sarısülük'ün, 10-15 gün hastanede hayati tehlikesinin devam ettiğini hatırlattı. Sarısülük'ün bu süreçte öldüğüne dair çok defalar isminin geçirildiğini anlatan Arınç, "Birileri sanki ölümünü istiyordu. Hastaneye gelenler, hakkında spekülatif haberler çıkaranlar, 'ölse de onun üzerinden bir propaganda ve eylemleri büyütmeye yönelik bir tavır takınsak' beklentisi içindeydiler. Bu insani bir tavır değil" diye konuştu.

Olaylarda en büyük korkularının ölüm olduğunu dile getiren Arınç, şunları söyledi:

"Bizim aldığımız istihbarat, bizzat eylemcilerin kendi içinden ölülerin artmasına yönelik bir çaba sarf ettikleri noktasıydı. Eylemciler çok profesyonel, kendi içerisinden, ölüm olaylarını artıracak, bunların istismarıyla olayları çığ gibi büyütecek bir çabanın içinde olduklarını da biliyorum. Ateşli silahlar da dahil, kafasına vurmak da dahil. Mesela bir çocuğu 12 metreden attılar. Çoçuk hala hastanede. Ama bizim telsiz kestirmelerinde de daha önceki tecrübelerimizde de sadece telsiz de de değil, yurt içinden yurt dışından verilen komutalarla, insanların ölü sayısının artmasıyla olayların daha da içinden çıkılmaz hale geleceği yolunda bir çabaları oldu.

Ethem Sarısülük kardeşimizle, arkadaşımızla ilgili söyleyeyim, bir olayın içerisinde farklı kamera görüntüleri de var. Öldüğü için aleyhinde söz söylemek veya onun hangi örgütlerle bağlantılı olduğunu ifade etmek noktasında değilim. Bir can bizim için çok kıymetli. Ama bu eylemlerin içerisinde nasıl bir rolü vardı ve bu rol içerisinde nasıl yaralandı ve hayatını kaybetti bırakalım buna yargı karar versin. Yargı derse ki, polisin elinden çıkmış bir kurşunla veya kullandığı bir silahla vurulmuştur, emin olun kim yaptıysa, nasıl yaptıysa bunun cezasını görür. Türkiye bir hukuk devleti. Ama bunu bir tarafa koyarken, diğer taraftan farklı bir şekilde ölüme sebebiyet verilmiştir ihtimalini de bir tarafa koymak lazım. Yine göstericiler tarafından veya bir başka yerden başka bir şekilde olay bu noktaya getirilmiş olabilir."

-"Dünyanın en büyük ahlaksızlığı"

Bülent Arınç, "çok kötü, falaket, çok akıllı bir organizasyonla" kitlelerin bir tarafa doğru sevk edildiğini, hiç irtibatı olmayan insanların bile kendilerini olayların içinde bulduğunu bildirdi.

Sosyal medya üzerinden insanların tahrik edildiğini, başka olaylara ait yaralı fotoğraflarının Taksim'de yaşanmış gibi servis edildiğini anlatan Arınç, "Sen ahlaksızca bunları alacaksın, yayacaksın, bu gencin polis tarafından bu hale getirildiğini söyleyeceksin. Dünyanın en büyük ahlaksızlığı bence budur" dedi. Arınç, artık herkesin bu olaylardan ders çıkarmasını ve sosyal medya aracılığıyla tahriklere kapılmamasını istedi.

-Ertuğrul Günay'ın açıklamaları-

Bülent Arınç, eski Kültür Bakanı, AK Parti Milletvekili Ertuğrul Günay'ın olaylarla ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Günay'ı, kişilik olarak çok sevdiğini, değerli bir arkadaşı olduğunu söyledi. Kendisinin 5 yıl ağır hapse mahkum edildiği 1986 yılındaki bir davada Günay'ın gönüllü avukatlığını üstlendiğini hatırlatan Arınç, bir arkadaş, bir dost olarak bunu unutamayacağını dile getirdi. Arınç, "Şu anda yazdıklarını, söylediklerini duygusal anlamda kabul ediyorum. Zaman zaman biz de buna benzer şeyler söyleyebiliriz" diye konuştu.

Bülent Arınç, İstanbul'da yapılan bir toplantıda, kendine dönerek bazı eleştiriler yaptığını belirterek, "Biz kuluz nihayetinde. (Kulluk vazifemizi layıkıyla yapabiliyor muyuz) diye kendi kendime sormuştum. Kendi nefsimi ortaya koymuştum. Ama maalesef bunu, hükümete veya Başbakana yönelik olarak verdiler. Burada da Sayın Ertuğrul Beyin söylediği sözler duygusal planda söylediği sözlerdir. Yoksa bunları Sayın Başbakanımıza veya hükümetimize eleştiri olarak görmemek gerekir" dedi.

-"Gerekirse TSK unsurlarından bile istifade edilir"

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Gösterilerin ne zaman biteceğini öngörüyorsunuz?" sorusu üzerine, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na uygun haraket edilip edilmediğine baktıklarını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Kazlıçeşme'de düzenlediği mitingde milyonlarca kişinin toplandığını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Başbakan isteseydi Taksim'de de Kadıkoy Meydanında da Saraçhane'de de Sultanahmet'te de yapabilirdi. Ama hukuka bağlı bir insan ancak hukukun gösterdiği yerde bu gösteriyi yapabilir. Bu Ankara'da Sincan, İstanbul'da Kazlıçeşme meydanıdır. Onların amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Onlar Kazlıçeşme'ye gelseler o meydanda bir nokta gibi görünecekler.

Kendisini tomanın önüne atanlar da bir başka şekilde siper edenler de var. Çünkü onlar eylemlerinin ses getirmesini, toplumda endişe, tahrik olmasını arzu eden bir düşünceye sahipler. Hangi şehrimizde hangi yasa dışı eylemin yapılacağını bilmemiz mümkün değil. Bizim görevimiz hukuka çekmek, davet etmek ve hukuka aykırı bir eylem varsa buna imkan ve izin vermemek. Polis, güvenlik güçlerimiz iş başında, yetmiyorsa jandarma iş başında yetmiyorsa yine illerde il idaresi kanununca valilere tanınan yetkilerle Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarından bile istifade edilebilir. Türkiye 3-5 kişiye bırakılacak kadar ucuz bir ülke değil. Bunlar bastırılır. Sorumluları yakalanır ve adliyede hesaplarını verirler. Ama millete karşı büyük bir haksızlık yapmış olurlar."

Başka sorular üzerine Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun süreci iyi yönetemediğini belirterek, CHP'li milletvekillerinin eylemcileri yönlendirdiğini, kışkırttığını söyledi. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün, "olayları tahrik etmek, mezhep savaşı çıkarmak için düşünceleriyle, sözleriyle CHP'de siyaset yapmaya devam ettiğini" dile getiren Arınç, "Bu adamı derhal ihraç etmesi lazım. Polislere ana avrat küfür eden milletvekilini derhal partiden ihraç etmesi lazım. Hakkında cinsel tacizden dosyaları bulunan kendi adına grup başkanvekilliği yapan bir insanı derhal partisinden atması lazım" diye konuştu.

-28 Şubat soruşturması

28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün intihar girişiminde bulunduğunun hatırlatılması üzerine Arınç, tutuklamanın istisna, serbest yargılamanın esas olması gerektiğini söyledi. Arınç, şunları belirtti:

"Deliller toplanmış, delilleri yok etme ve yurt dışına kaçma endişesi yoksa bir insanın tutuklu kalmasına bence gerek yok. Bunların içinde 70-75 yaşında insan var, hastası hasta olmayını var. Toplumda belli bir yere gelmiş isanı var. Tutuklama sebeplerinin de mahkeme tarafından gözetiliyor olması gerekir. Burada 37 kişinin tahliye edilmesini olağanüstü bir gelişme olarak görmeyelim. Olağan bir gelişme olarak görüyorum ve bu tahliyelerin başka davalardan da bir şekilde olması gerektiğini söylüyorum. İsim isim söyleyemem ama benim gönlümü tahliyelerin olması memnun eder."

-Olağanüstü hal

Bülent Arınç, olağanüstü hal düşüncelerinin olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"AK Parti hükümetinin ne olağanüstü hal yapma düşüncesi olabilir ne de başka bir şey. Biz Türkiye'de her şeye hakimiz. Hükümetimiz her şeyi kontrol altında tutar ve her kanunsuz fiilin faillerini ortaya çıkarır, hesabını sorar. 20 sene devam eden olağanüstü hali, hükümetimizi kurduk 12 gün sonra bitirdik. Tekrar böyle bir şeyi, ne uygulamaya niyetimiz ne kararımız var. Elimizdeki tüm yetkiler bu olayları bastırmamız için yeter. Bizim kolluk kuvetlerimizin görevleri bellidir. Bir yerde toplumsal bir olay meydana geldiğinde valilerimiz bölgede asayişi sağlamakla sorumludur. Önce polisleri, arkasından jandarma güçlerini kullanırlar. Eğer olaylar yayılırsa valilerimizin isteğiyle oradaki askeri güçler de bu huzurun sağlanması için kullanılabilir. Bunu farklı algılamamak lazım. 5442 sayılı Kanunun valilere verdiği yetkiler sonuna kadar kullanılır ve valilerimiz asayişi temin ederler."

-Çözüm süreci -

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir soru üzerine de çözüm sürecinin çok iyi gittiğini, ikinci aşamının devam ettiğini bildirdi.

Arınç, "Yurt içinde bulunan eylemcilerin, militanların, silahlı güçlerin Türkiye'yi terk etmesi sürecinin devam ettiğini biliyoruz. 3'te 1 olarak söyleniyor, öyle olduğunu tahmin ediyorum. Bu süreç kavgasız, gürültüsüz çok şükür devam ediyor" dedi.

AA



Bu haber 857 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,492 µs