Yeni Asya gazetesinden H. Hüseyin Kemal'in röportajı:
Faiz Lobisi kitabının yazarı, ekonomist Süleyman Yaşar Ergenekonculara destek veren sermayenin ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyerek Eğer delilleriniz varsa bunun üzerine gitmeniz gerekir. Borsa çökecek diye suç işleyenleri koruyamazsınız. Bunu yaptığınız takdirde borsadaki çöküşler sürekli olur ve ekonomimiz sürekli krize girer. 2001 krizine neden olanların da üstüne gidilmesi gerekir dedi.
Gezi Parkı eylemleri boyutunu değiştirerek daha da şiddet odaklı bir hale geldi. Olayların siyasî boyutu olduğu gibi ekonomik ayağı olduğu da söyleniyor. Başbakan, olayın ekonomik boyutunu anlatırken faiz lobisinden bahsediyor. Biz de bu hafta Faiz Lobisi kitabının yazarı Süleyman Yaşarla konuştuk. Yaşar, Ergenekoncu sermayenin ortaya çıkarılması gerektiğini yoksa ekonominin sürekli krize gireceğini söylüyor.
İSTANBUL SERMAYESİ IMF PARASINDAN MAHRUM KALDI
Hükümetle Beyaz Türklerin daha önceden ekonomi üzerinden bir çatışmaya girdiği doğru mu?
Türkiyede ve dünyada düşük gelir gruplarından orta sınıfa yeni katılımlar oluyor. Dünyada 400, Türkiyede ise 17 milyon insanın fakirlikten çıkıp orta sınıfa geçtiği söyleniyor. Yani yeni orta sınıf eski orta sınıfı zorluyor. Hükümet askerî harcamalarını ve faiz ödemelerini azaltıp bütçenin yakasını bir araya getirdi. Buradan artan paraları sağlık ve eğitim harcamalarını yönlendirdi. Böylelikle eğitimli insan sayısı arttı ve eski orta sınıfın rakibi oldular. Eski orta sınıfın müttefiki ise İstanbul Sermayesi dediğimiz sermayedar gurup. Bunlar genellikle devlet rantıyla büyümüş kesimler. Asker ve yargı vesayetinin sona erdirilmesiyle bu rantların önüne geçildi. Eskiden İstanbul Yaklaşımı, Bebek Buluşması, Yeniköy Zirvesi diyerek kendi borçlarını devletin üstüne yıkıyorlardı. IMFden devletin aldığı borç bu insanlara aktarılıyordu ve halkın sırtına borç yükü olarak yükleniyordu. Başbakan Erdoğan ilk defa IMF ile anlaşma yapmadı, 35 milyar doları alıp bize verin diyen İstanbul Sermayesini dinlemedi. Çatışmanın asıl sebebi bu sermaye grubunun devlet rantlarını almaması, Anadolu Sermayesinin ve yeni orta sınıfın ortaya çıkmasıdır.
Devlet artık Anadolu Sermayesine rant dağıtıyor diye düşünenler olabilir
Eğer öyle olsaydı bütçe açığı ve borç yükü büyürdü. Ak Parti yeni sermayedar gurubu destekliyor demek için elimizde veri yok.
FAİZ LOBİSİ YOKSA REKABET KURULU KİME CEZA KESTİ?
Faiz Lobisi yoktur. Faizler serbest piyasada belirleniyor görüşü doğru mu?
Faiz Lobisi yok diyenler faiz lobisinin adamları zaten. Faiz lobisinin hakimiyeti eskiden de vardı şimdi de devam ediyor. Bu küresel bir gerçek. Finans kesimi elindeki gücü kullanıp bunu ranta dönüştürüyor.
Bunu nasıl yapıyorlar?
Kendi kullandıkları mevduata düşük faiz veriyorlar, ancak insanlara kullandırdıkları kredi kartı, tüketici kredisi gibi araçlara yüksek faiz uyguluyorlar. Söylendiği gibi faizler serbest piyasada değil, kendi aralarında belirleniyor. Meselâ Londrada bankalar arası faiz hattını kendileri belirledikleri için büyük bankalara yüklü cezalar kesildi. Türkiyede ise Rekabet Kurulu 12 bankanın tüketici kredisi, kredi kartları faizlerinin kendi aralarında belirlediklerini tesbit etti ve ceza kesti. Bütün bunlar ortadayken faiz lobisi yoktur demek faiz lobisini desteklemektir. Halkı kandırmak adına söylenen bir yalandır.
FAİZ LOBİSİ BORSA ÜZERİNDEN MESAJ VERDİ
Son yaşanan gezi olaylarında da Faiz Lobisinden bahsedildi. Faiz lobisi bu işin neresinde?
Gezi olaylarının ardından birdenbire borsa indeksi 10.5 oranında düştü. Buna çökme diyoruz. Türkiye ekonomisinde bu çökmeyi gerektirecek bir durum yoktu. Faiz lobisi Gezi Eylemlerini fırsat bilip piyasayı bozmayı ve faizleri yükseltmeyi amaçladı. Amaç küçük yatırımcı ile hükümet arasındaki stresi arttırmaktı. İnsanlar paralarını hisse senedine yatırmıştı. Buraya vurdukları darbeyle insanların hükümetle aralarını germek istedi. Hükümet bunun kasıtlı bir hareket olduğunu gördü. Borsada böyle bir çökme 1 Mart Tezkeresi reddedildiğinde yaşanmıştı. Bu da gösteriyor ki herhangi bir neden yokken borsanın çökmesi belli bir mesaj değeri taşır. Hükümet de sizleri biliyorum diye karşı bir mesaj verdi.
Sizce ekonomik alandaki bu kavga büyür mü?
Bu kavganın büyümesi hem hükümete, hem faiz lobisine zarar verir. Ancak bu faiz lobisine teslim olmak anlamına gelmemeli. Bir bakıma yeni orta sınıf ve Anadolu sermayesi bu mücadelenin dinamiği olacaktır. Bu lobinin etkisiz hale gelmesi küresel düzenin değişmesiyle olabilir. Joseph Stiglitz, küresel düzeyde faiz lobisinin kolladığı rantların gelir dağılımını bozduğunu, nüfusun yüzde birlik kısmına fakir kesmin sürekli kaynak aktarmak zorunda kaldığını söyler.
Türkiyenin bütçeden faize büyük paralar harcamasının sebebi nedir?
Türkiyenin kredi notu bilinçli olarak düşük tutulduğu için yabancı sermaye bulmakta zorlanıyordu. Risk primi yüksek tutulduğu için faizler yüksek tutuluyordu. Bu nedenle faize gerekenden fazla ödeme yapılmak zorunda kalındı. Hükümet de rant kollayanların önüne tam olarak geçemedi. Lâkin faiz lobisi bürokrat atamalarını önemser. Örneğin 2006 yılında hükümet Merkez Bankası adayını Faiz lobisinin medyada çıkardığı yaygarayla atayamadı. Hükümet faiz lobisiyle baş edemedi. Bugün de bunların izlerini görmek mümkün.
LÜKS DAİRE VE LOKANTALARA YATIRIM LOBİNİN İŞİ
Bu izleri hangi alanlarda görüyoruz?
Faizler yüksek tutulup paranız aşırı değerlendiğinde dış ticaret kârlı olmaktan çıkıyor. Bu sefer faiz lobisi dış ticarete konu olmayan lüks lokantalara, kuaförlere, konaklara yöneliyor. Bu da uzun dönemde kaynak ve ödemeler dengesini bozduğu için carî açığa neden oluyor. Merkez Bankası daha yeni faizleri indirebildi. Faizler dünyada neredeyse sıfıra yakınken Türkiye bu oranı 4.99dan 2.22ye yeni indirebildi.
BÜTÇE AÇIĞINI KAPATAN BAŞBAKAN İSTEMİYORLAR
Özal döneminde de faiz lobisinin çok rahatsızlık yaşadığını söylüyorsunuz?
Özal da cumhurbaşkanı olduğunda bir kısım insanlar kamyona bindirilip ellerine sopalar verilmiş kişiler Çankayaya yönlendirilip Çankayanın şişmanı, işçilerin düşmanı sloganı attırıldı. Sonrasında Özal öldürüldü ve Türkiyenin kaderi değişti. Netice itibariyle Türkiye ekonomisi battı. Özal döneminde yatırım yapılabilir, 3B seviyesine gelen Türkiye, Erdoğan döneminde bunu yakalayabildi. Dolayısıyla sürece baktığınızda aynı mekanizmanın işlediğini görüyorsunuz. Erdoğan bütçe açığını millî gelire oranla yüzde 24ten yüzde 1.5 düşürdü. Kamu borç yükünü yüzde 94ten yüzde 36ya indirdi. Hazine, son iki yüz yılında böyle zengin bir maliye yaşamadı. Ama özel sektör kendi borçlarını devlete yükleyemeyince husûmet geliştirmeye başladı. Rant kollayanlar bütçe açığını kapatan bir başbakan istemiyor. Devletin iki yakasını bir araya getiren başbakanları rantçılar yaşatmıyor.
İSTANBUL SERMAYESİ İKTİDARINI YİTİRDİ
Türkiyede ekonominin yabancı sermaye temsilcileri tarafından yönlendirildiği doğru mu?
Evet, ancak Özal döneminden itibaren Anadolu Sermayesi güçlenmeye başladı. Erdoğan döneminde iyice güçlendi. Bu dönemde imalat sanayiinin ihracattaki payının neredeyse yüzde 95lere çıktığını görüyoruz. Bu büyük bir başarı. Anadolu Sermayesinin görevi düne kadar İstanbul Sermayesinin bayiliğini yapmaktı. Bayilikten üretime geçilince çatışma meydana geldi. Anadoluda ilâç üreteceğim diyenleri yok ettiler. Bir de Anadoluda açılan kolejler ve üniversiteler İstanbulun entelektüel ve lisan tekelini kırdı. Burada yetişen çocuklar İstanbula ihtiyaç duymadan doğrudan yurtdışıyla iş yapar hale geldiler. Bu da İstanbulun iktidarını yitirdiği anlamına gelir.
KOÇUN TARİHİ
Türkiyede otomobil üretilemez mi?
İstanbul Sermayesinden birileri üretilmez deyip işin içinden çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerin kendi markaları var. Onlara bakarsanız Türkiyede hiçbir şey üretemezsiniz. Türkiye şu an beyaz eşya üretimi konusunda önemli bir noktada. Asya Kaplanları da önce teknolojileri kopyalayarak geliştiler. Sermayesine baktığınızda ellerinde bulundurdukları şirketleri kendilerinin kurmadıklarını görürsünüz. Devlet kurmuş ve sermaye arttırımına katılmadığı için şirketler İstanbul Sermayesine geçmiş. Çanakkale Seramikten Tofaşa bu böyledir. Böyle olunca da rant kollayan firmalar haline gelmişler. Öte yandan işi beceremediklerinde devlet yardımları batmalarını önlemiş. Koçun tarihine baktığınızda bunları açıklıkla görürsünüz.
ERGENEKONA YARDIM ETMİŞ SERMAYE ORTAYA ÇIKARILMALI
Bu çekişmeler hükümeti Ergenekoncuların ekonomi ayağını ortaya çıkarmaya iter mi?
Eğer hükümet bu güçlerin üzerine gitmezse dönüp hükümeti vururlar. Eğer Ergenekon gibi örgütlerin suçlarına ortaklık etmiş sermaye grupları varsa belgeleriyle ortaya çıkarılmalı ve yargılanmalılar. Türkiyede demokrasinin yerleşmesi için bu tip darbe girişimlerinin tüm yönleriyle ortaya çıkarılması gerekir.
Hükümetin Ergenekonun ekonomi ayağını ortaya çıkarmaya gücü yetmeyeceği yorumlarına ne dersiniz?
Eğer delilleriniz varsa bunun üzerine gitmeniz gerekir. Borsa çökecek diye suç işleyenleri koruyamazsınız. Bunu yaptığınız takdirde borsadaki çöküşler sürekli olur ve ekonomimiz sürekli krize girer, gelişmesi durur. Sermaye piyasanızın derinleşmesi için de bunu yapmanız gerekir. 2001 krizine neden olanların da üstüne gidilmesi gerekir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle