En Sıcak Konular

Dolmabahçe’nin gizi Kuzey Irak’ta mı saklı?

31 Temmuz 2007 12:44 tsi
Dolmabahçe’nin gizi Kuzey Irak’ta mı saklı?
ABD’nin Kuzey Irak’ta yapabileceklerine ilişkin en gizli notlar bile ortada geziyor. Ancak operasyonun ‘niteliği’ daralıyor. Türkiye sessizliğini koruyor ama ABD gittikçe geriliyor! ‘Karşılıksız’ laf atmaların perde ark

Matt Bryza’nın gazetecilere söylediği “PKK ile ilgili soru sormanıza artık gerek kalmayacak” fısıldaması, eş zamanlı olarak Pentagon’un 3’üncü adamı, “eski dost” Eric Edelman’ın Kongre’ye verdiği “gizli” brifing ve Egemen Bağış’ın açıklamalarıyla çakışınca, herkes doğal olarak “ne oluyor” demeye başladı.

Hele ABD'nin en güçlü gazetelerinden birinin köşe yazarı, "Bush'un Türk kumarı" başlığını da attıktan sonra!

Bu sürecin incelikli analizini iyibilgi çok yaptı ama gelinen noktada kulaklara fısıldanan çelişkili yaklaşımlar bulunuyor.

Bunlardan ilki, bu operasyon her ne ise, “ne menem” birşey olduğunun bir türlü netleşememesi. Ankara açısından bir kararsızlık yok. Sİlahlı Kuvvetler uzun süredir bölgeye girilmesinden yana. Ve şu sıralar siyasi erk de aynı noktada görülüyor.

Washington açısından ise durum daha karışık. Yani; bir ortak operasyon, ABD’nin tek başına ve Türkiye’nin tek başına operasyon seçenekleri arasında en uzak durulan hâla Türkiye’nin tek başına yapacağı bir girişim.

Ancak diğerlerine de öyle çok büyük prim verilmiyor. Bu yüzden seçenekler içinde muhtemelen “en ılımlı”sı sayılan, bölgedeki terörist ele başılarının yakalananıp Ankara'ya teslim edilmesi.

Müsaitseniz özel kuvvetler ziyarete gelecek!

Burada ise iyice garip bir durum var. O da böylesi iyi çalışma isteyen, nokta ve kişi hedefli bir operasyonun ayrıntılarının ayyuka çıkması. Öyle ki bu hareketin hedefi olacak kişilerin isimleri bile listeler halinde yayınlanıyor.

Türkiye’nin sınır aşan operasyonlarında bile en çok duyulan ikazlardan birisi, “meselenin fazla dallandırılıp budaklandırılmaması, sürpriz etkisini bozulmaması” olduğu anımsanırsa, adı geçen teröristlerin şimdi bile bavullarını toplayın yola düştükleri varsayılabilir.

Tersine, Eric Edelman’ın ABD Kongresi’ne sunduğu ikna brifingi sırasında muhatap olduğu sorulara verdiği-bu nokta ile ilgili-yanıtlar iyice şaşartıcı. Kongre üyelerinin, “başarıdan emin misiniz” sorusuna Edelman, “yüzde yüz garantili” diyor.

Nasıl?

Tabii ki belli değil ama.. Eğer bu teröristlerin avlanması kararı verildiyse, yerlerinin ve çıkış yollarının tespit edilerek, bölgedeki Barzani ve Talabani kuvvetlerinin de yardımıyla kaçmalarının imkansız hale getirildiği varsayılabilir.

Bir başka mesele, konuyu Türkiye’de ele alan “kişilerin” yetki durumu? ABD’de Savunma Bakanlığı’dan Dışişleri’ne kadar resmi açıklamalar yapılırken, Türkiye’de tartışmalara ilişkin kesin görüşü bilinen tek kişi Egemen Bağış.

Dışişleri, Genelkurmay ve hükümetin ağzından tek kelime çıkmış değil. Sayılırsa tek anlamlı açıklama, Kıbrıs asker gününde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ergin Saygun’un, Washington Post’da operasyon ile ilgili olarak kaleme alınan “Bush’un Türk kumarı” başlıklı makale verdiği yanıt.

Saygun’un sözleri şöyle: “Okudum ama hakikaten öyle mi?” Bu kısa cevapta “gerçek durumun öyle olmayacağına ilişkin açık bir ima” var ama anlamak için tamamen yetersiz.”

Amerikalılar, “Türklerle birlikte konu üzerinde çalışıyoruz” diyor ama Türk yetkililerden bunu teyit eden bir yaklaşım da yok. Ya da Türkiye "gizlilik" kuralına çok iyi riayet ediyor.

Politik varyantlar

Buraya kadar işin diplomatik ve askeri yönü. İşin bir de siyasi açılımları var. AKP hükümetinin Cumhurbaşkanlığı seçimini “rahatlatmak” üzeri bölgeye bir operasyon tasarlandığına ilişkin spekülasyonlardan, yönetim kademesi ağır darbe yemiş PKK’nın, TBMM’deki DTP’liler üzerindeki baskıyı düşüreceğine kadar varan analizler mevcut.

Buna karşın ABD politik yönetiminde de sorunlar var. Örneğin konuya bir türlü tam vakıf olamayan senatör ve temsilciler meclisi üyelerinin bir çoğu, terörist PKK ile bölge kürtlerini ayırmakta bile zorlanıyor.

Söyledikleri şu. “Biz daha önce de hep Kürtleri kandırdık, destek vereceğimizi söyleyip ortada bıraktık. Yine aynı şeyi mi yapacağız?” Tabii bu neresinden tutsanız elde kalacak yaklaşım ABD hükümeti tarafından “öğretilmeye” çalışılıyor ama nafile.

Washington’da kimse terörist PKK ile Kürtlerin farklı olduğunu anlamaya yanaşmıyor. Burada açıkça yazmakta fayda var. Bu platformdaki siyasilerin bir kısmının kafası meseleye tam olarak basmıyor! Kendi hükümetleri söylese bile! Kötü niyetle açıklanamayacak kadar bir "saflıkları" var.

Anladık ama nedir yani?!

Şu an gelinen durum ne? Pek bir gelinen durum yok. ABD, PKK’ya bakışının değiştiğini ve değişikliğin “bir süre” içinde gözle görüleceğini söylüyor. Nasıl? PKK’ya karşı bir operasyon yapılacak. Nasıl? Belli değil.

Ek olarak bu yapılacak her ne ise, “yanıltma payını unutmadan söyleyelim” gizli görüşmeler dahil sızıyor. Robert Novak’ın makalesinde bile neredeyse bir tek operasyonun başlama saati yok.

Eric Edelman’ın “yaptıktan sonra bizle ilgisini inkar ederiz” cümlesi dahi herkesin ağzında. Türkiye ne diyor? Mealen şöyle yazılabilir; “PKK ile ne yapacaksanız artık yapın. Boş konuşmalara güvenmiyoruz. Ya siz yapın ya da…”

Bu “ya da”dan sonraki bölümü ise ABD tamamlıyor. “Sınırlı veya geniş herhangi bir Türk harekatına hala karşıyız.”

Sıfır noktası!

O zaman boşuna mı konuşuluyor? Bunu söylemek de mümkün değil. Türkiye, ABD’nin yeni bir sürece girdiğinin farkında. ABD’nin birşey yapacağını hissediyor hatta biliyor. Mühim olan bu eylemin “tatminkar” olup olmayacağı.

ABD açısından ise durum farklı. Beyaz Saray, Türklerin kritik bir noktaya geldiğini görüyor. Seçimlerde bittiğinden, Ankara’nın Kuzey Irak’a girme kararı aldığından hemen hemen emin. Üst üste gelen açılımların sebebi bu.

“Bilmeleri” zor ama Genelkurmay Başkanı Yaşan Büyükanıt ile Başbakan Erdoğan arasında Dolmabahçe’de gerçekleşen görüşmede, o güne kadar zirve yapmış “müdehale” konusunun gündemden hızla düşürülmesinden ikircikleniyorlar.

Zira Dolmabahçe görüşmesinde, “Kuzey Irak’a operasyon yapmayalım” kararının çıktığından emin değiller. Bu görüşmeden çıksa çıksa, “tansiyon çok yükseldi, bunu düşürelim, Kuzey Irak’ı çok konuşmayalım, operasyon beklentisini geri çekelim, seçim süreci atlatıldıkdan sonra ne yapılacaksa yapalım” bağlamında bir mutabakata ulaşıldığını hissediyorlar.

Ve seçimin hemen ardından sözlerin tutulmaya başladığının işaretinin Egemen Bağış’ın ağzından geldiğini düşünüyorlar. Bağış bir yandan içeriye “sözümüz söz” derken, dışarıya da “beyler top sizde, ne yapacağınızı görelim” diyor. Öyle veya böyle, "sözün bittiği yere" doğru bir ilerleme görülüyor.

www.iyibilgi.com




Bu haber 1,185 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,736 µs