iyibilgi Ankara " /> iyibilgi Ankara "/>
iyibilgi Ankara
Bu 21 Mayısta İran Cumhuriyeti Anayasa Muhafızları Konseyi 14 Haziranda gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri için başvuran yüzlerce adayı reddetti ve ancak uygun birkaç kişiye izin verdi.
Uygunluk kriteri ise bir tane; Ayetullah Ali Hamaneye uygun olmak. Aslına bakılırsa, başvuranlar içinde sadece iki tanesi bu kritere uygun değildi. 1979 Devrimi'nin liderlerinden ve eski Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani, diğeri de Mahmud Ahmedinejad'ın adayı ve dünürü İsfendiyar Rahim Meşai. (Halihazırdaki devlet başkanı Ahmedinejad iki kez bu görevi yürüttüğünden aday olamıyor.)
Diktatörlükte denge olur mu?
İran Ayetullah liderliği kadar geçmişinden güçlü bir mirasa, yüksek bürokrasiye sahip bir ülke. Bürokrasinin liderliğini ise Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Böylece Ayetullahla bir denge kuruluyor.
Ali Hamaney dinsel otoriteyi temsil etmekte. Normal şartlar altında aktüel politikaya fazla bulaşmaması gerekiyor. Ancak bulaşıyor!
Bunun nedeni de 2009 yılı. O yıl yaşanan cumhurbaşkanlığı seçimleri anımsanacağı gibi olaylı geçmiş, devlet güçleri kanlı bir güç kullanarak gösterileri bastırmıştı. İşte 2009 yılının bu politik mirası, günümüzde Hamaney ve Devrim Muhafızlarından oluşan bir kadronun elinde.
İran için bu da yeni sayılabilecek bir durum; çünkü İslam Devriminin yaşandığı 1979dan günümüze yönetim ilk defa bir "hizip"in kontrolüne geçiyor. Kısaca, Ayetullah, rolünü hem değiştiriyor hem büyütüyor!
Batının sessizliği...
İranın dünya politikalarına fiili ve olası katkıları düşünüldüğünde sonuçlanmak üzere olan bu gelişmenin ne demokrasi ne de küresel dengeler açısından iyi olmadığı ortada. Bundan çok daha azı için, yukarıda belirtilen 2009 tarihinde göstericileri destekleyen ve insan hakları-demokrasi söylemi ile İran yönetimine yüklenen Batı şimdi nerede?
Hele Haziran seçimlerine sadece günler kaldığı hesap edildiğinde, bir öncekine kıyasla Batının görmezden gelen tutumu, alttan alta İranda huzursuzluğu teşvik eden klasik Batı yerine sessizleşen uluslar arası söylem konunun ardında başka hesapların yattığını gösteriyor olabilir mi?
Bunlardan birincisi, yeni yönetimle Batı arasında, özellikle de nükleer meselelerde bir uzlaşma olasılığına bel bağlanmış olma ihtimali. Bu da Batının, başta ABD ve İngiltere ile Kum kenti arasında gizli görüşmeler anlamına geliyor.
İkinci ihtimal ise artık İran'ın sorumlusu haline gelecek dini liderliğin diktatörlüğe evrilecek olması ve bu da İranın uzun bir çalkantılı döneme gireceği, ardında da tersine bir devrimi besleyip büyüteceği öngörüsü.
Hangisi olursa olsun Haziran anılan sürecin açılan perdesi olacak.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle