En Sıcak Konular

Hatay'da neler oluyor?

16 Mayıs 2013 11:21 tsi
Hatay'da neler oluyor? "Günlerdir en ufak fikir ayrılığında insanların birbirlerini ÖSO'cu veya Esad'çı diye suçladığı, iç ve dış siyasi duruşlar uğrunda Hatay'daki toplumsal travmanın malzemeleştirildiği korkunç bir tartışmanın ortasındayız."

İnsan hakları örgütlerinin günümüz dünyasında en etkili ve etkin oldukları faaliyet kuşkusuz raporlama. En göz önünde olanından, en unutulmuşuna, dünyanın birçok çatışma alanında olan biteni İnsan Hakları İzleme Örgütü, Af Örgütü benzeri kuruluşların raporlarından izleyebiliyoruz. İnsan hakları örgütlerinin raporlarının sürekli ve belirli bir yöntem izlenerek yapılması durumunda medyadaki haberlere kıyasla iki önemli avantajı var: Güvenilirlikleri ve insanlık durumuna hak temelli bakarak odaklanabilmeleri.

Türkiye'de hak örgütlerinin raporlama konusunda uluslararası kuruluşlar kadar etkili olamadıkları aşikar. Bunun en önemli nedeni insan haklarının bir alan olarak 80 sonrasında, özellikle 90'lar boyunca devlet kurumlarınca terör ve bölücülükle ilişkilendirilmiş ve marjinalize edilmiş olması.İnsan hakları kuruluşlarının sahip olması gereken güvenilirlik ve meşruiyeti oldukça zedeleyen bu yaklaşımın çok fazla değişmiş olduğu söylenemez. Bu yüzden sahadan etkin bilgi ulaştırdıkları zamanlarda bile örgütler yeterince ilgi göremiyor ve medyada yer bulamıyor. Yine de Türkiye'nin mevcut siyasal ortamında ve güvenden yoksun toplumsal ilişkileri içerisinde örgütlerin tartışmalı bir konuda sahadan bilgi aktarmalarının ne kadar önemli ve faydalı olabileceğinin örneklerini de gördük. Mesela Roboski katliamı sonrasında, yine bugünlerdeki gibi gergin ve yayın yasağının mevcut olduğu günlerde neredeyse tek sağlıklı bilgilendirmeyi İnsan Hakları Derneği ve Mazlumder tarafından hazırlanan önizlenim raporu sağlamıştı.

11 Mayıs'ta Hatay Reyhanlı'da yaşanan, 50 kişinin hayatını kaybettiği bombalama sonrasında ise Mazlumder bölgeye giderek bir öninceleme raporu hazırlamış. Rapor bir gazete haberi gibi şok haberler içermiyor, fakat bombalı saldırı öncesi ve sonrasında günlerdir bölgeden gelen bilgilerin derli toplu bir özetini sağlıyor ve dikkate alınması gereken uyarılarda bulunuyor.

Raporun ortaya koyduğu aslında herkesin bildiği ancak çoğu zaman işine geldiği şekilde yorumladığı gerçekler: Hatay bir Suriye'deki iç savaşın  hemen kıyısında, o savaşın yaşandığı bölge ile yoğun ilişkisi olan ve savaşın ortaya çıkmasıyla gündelik hayatın tamamen altüst olduğu bir il. Savaşın ilk çıktığı günden beri Hatay'ın kırılgan toplumsal yapısı bundan etkilenmiş durumda ve Hataylılar kendilerini belirsizlik ve tehdit altında hissediyor. Geçen iki senede giderek yükselen Suriyeli sayısı, gelen Suriyelilerin bir bölümünün aynı zamanda savaşan militanlar olması veya kültürel olarak yerel halkı rahatsız edecek davranışlarda bulunmaları, sınır güvenliğinin tamamen ortadan kalkması, yasal olmayan sınır ticaretinin artışı, farklı ülkelerden gelen çok sayıda kişinin Hatay'a yığılması ve bunun mevcut güvensizlik ortamını daha da tetiklemesi, kamu hizmetlerinin yetersiz kalması medyaya da yansımış sorunlardan bazılarıydı. Bir çatışma nedeniyle sığınmacı akınına uğrayan her ülkede yaşanan sorunlar  Hatay'da mevcut; yerel halkın gelenlere karşı giderek tepki geliştirmesi, bu akının yerel halk içinde refah açısından kazananlar ve kaybedenler yaratması, faaliyet şekilleri gereği ancak belirli gruplara hizmet sağlayabilen yardım kuruluşlarının dağıttıkları yardımların giderek kızgınlık yaratması… Bunların üzerine bir de  mevcut durumu milliyetçi/mezhepsel duyarlılıkları kullanarak daha da tırmandırmaya çalışan gruplar eklendiğinde ortaya ancak kaos olarak nitelendirilebilecek bir resim çıkıyor.

Rapor bazı konularda elimizdeki kısıtlı ve yorumlamakta güçlük çektiğimiz bilgileri de derinleştiriyor. Mesela, yerel halkın Suriyelilere karşı kimi zaman saldırganca tepki verdiğini ve bombalama sonrasında bunun yaygınlaştığını biliyorduk. Ancak bu tepkilerden bahsettiğimizde halkın mültecilerin geneline değil, silahlı ÖSO militanları ile yasadışı başka işler nedeniyle rahatsızlık veren kişilere yönelik olduğu şeklinde cevaplar da alıyorduk. Niyet bu olsa bile rapor Reyhanlı'da tepkilerin özellikle kamplarda değil kent içinde yaşayan tüm Suriyelileri tehdit altında bıraktığını gösteriyor. Derdini anlatamadığı için Suriyeli sanılarak saldırılan TC vatandaşı örneği bu tepkilerin geldiği noktayı gayet net gösteriyor. Yine rapordan, Türkiye'ye gelen sığınmacı kadınların, özellikle genç kızların seks ticareti için kullanıldığını, bazılarının ikinci eş olarak alındığını biliyorduk. Reyhanlı'da bunun yerel halk içindeki kadınlarda rahatsızlık yaratacak ölçüde yaygın olduğunu anlayabiliyoruz. İkinci eş olarak alınan Suriyeli kadınların yaşları, bu evliliklere zorlanıp zorlanmadıkları gibi konularda ise bir bilgi yok. Sınırdaki denetimsizliğe dair örnekler, Hatay'daki gerginliği körüklemeye yönelik eylemler hakkında da önemli detaylar mevcut. Rapor, Suriyelilerin yerel halkta rahatsızlık yarattığı bilinen davranışları üzerinde durmamakla eleştirilebilir. Bu yüzden, İHD'nin Şubat ayında hazırladığı Hatay raporuyla beraber okunmasında fayda var.

Günlerdir en ufak fikir ayrılığında insanların birbirlerini ÖSO'cu veya Esad'çı diye suçladığı, iç ve dış siyasi duruşlar uğrunda Hatay'daki toplumsal travmanın malzemeleştirildiği korkunç bir tartışmanın ortasındayız. Rapor Türkiye siyasetine şekil veren bu üslubun Hatay'daki gerginliğin tırmanmasına yapacağı katkıya dair ipuçları sunuyor. Böyle bir çatışmanın ve siyasi kutuplaşmanın ortasında asıl becerinin kendi siyasi tavrından taviz vermeden de Hatay'daki gerginliği azaltabilecek, Hataylıları ve savaş nedeniyle Hatay'a sığınmış Suriyelilerin güvenliğini sağlamaya yönelik çözümler geliştirmek, tedbirler talep etmek olduğunu düşünerek raporun tamamını paylaşıyoruz.

Hale Akay / Azadlik



Bu haber 1,283 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,792 µs