Kerry, 'dışarıda' değil, ‘dışarıya’ söyledi!

Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın Gazze ziyaretine ilişkin "şimdi gitmesin" mealindeki açıklamaları, çok doğal olarak Türk hükümetinin tepkisini çekti ve "diplomatik" bulunmadı.

Diplomatik bulunmamanın anlamı da şu; "keşke içeride söyleseydiniz". Zaten Başbakan'a bu yolda sorulan sorulara verdiği yanıt da, "Zaten Amerika'ya gidiyorum orada konuşulabilirdi" noktasında.

O halde Kerry, neden yanlış olacağı ve Ankara'dan gelecek yanıtı da bu denli aleni bir açıklama yaptı? Ve; bunun sonuçlarını görmemesi mümkün müydü?

Elbette ABD Dışişleri Bakanı'nın bu sözlerinin doğuracağı etkiyi hesaplamamış olması imkânsız. Kaldı ki, açıklamadan sonra Washington'dan gelen teyitler de mevcut.

Kısaca, bunlara bakarsanız ABD, Başbakan Erdoğan'ın bölgeye bir ziyaret yapmasını istemiyor! Sadece bu çerçeveden bakıldığında Kerry'nin hamlesi, "siyasi destek" olarak okunur ve böyle anlaşılması da normal karşılanabilir.

Çünkü amiyane tabiriyle böyle orta, Ankara'nın sert vurmasıyla sonuçlanır ve kamuoyu nezdinde gol sayılır. Fakat öyle mi?

Bölgenin mevcut denklemleri düşünüldüğünde Amerika'nın gündeminde öncelikli olan iki konu var; a) Türkiye-İsrail ilişkileri, b) Filistin meselesi.

ABD, Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesini çok istiyor ve bu noktada her iki ülkeye baskı yaptığı da artık biliniyor. Bu konuda-tam da Kerry'nin konuşmaları sırasında İsrail heyetinin Ankara'da olduğu düşünüldüğünde-bir ilerleme de var.

31 Mayıs!

Washington bu gelişmelerin bıçak sırtı bir dengede durduğunun da farkında ve Gazze ziyaretinin bu dengeyi bozacağını düşünüyor. Peki neden? Gerçek şu ki, Başbakan Erdoğan'ın Gazze'yi gitmesi, "çıkarma" olarak değerlendirilebilir ve büyük bir sevgi, destek selinin ortasında kalacağı aşikâr.

Buna politikada "gövde gösterisi" denir ve yine belli bölgedeki kimi ülkeler, başta İsrail olmak üzere bundan huzursuzlanır. Ek olarak, Başbakan ABD ziyaretinden sonra bu seyahati gerçekleştireceğinden, "zamanlaması" tam olarak Mavi Marmara'nın saldırıya uğradığı 31 Mayıs'a denk düşebilir! Bu da bir mesaj sayılacaktır.

Ankara rol çalar mı?

İkinci madde de hayli karışık. Amerika, Filistin-İsrail meselesinin hallinde e bir Filistin devletinin kurulmasında bölgedeki tüm ülkelerin özellikle Türkiye'nin yardımını istiyor. Bunda sorun yok!

Ancak bu rolün özellikle bu konuda (!) abartılmaması kaydıyla. Çünkü bu Obama'nın zaferi olmak zorunda! Peşin alınan Nobel'in karşılığı, on yıllardır çözülemeyen ve kan akıtan Filisin-İsrail meselesinin çözümü.

Obama yönetimi bu yüzden bölge dengelerinin tamamıyla oynadı. Kerry rahatsızlık veren bu sözleri zikrederken dahi, Kahire'de Hamas ile El Fetih pazarlık masasındaydı.

Kerry'nin çıkışı "şık" olmadı. Belki "içeride" söylese, Türkiye, "tamam erteleyelim" de diyebilirdi. Ancak.. Mesele şu ki, "dışarıda" değil, "dışarıya" söylenmesi gerekiyormuş!

www.iyibilgi.com