Tapınma üzerinden özgürlük hareketi...

13 Nisan 2013 08:18 tsi
"Kült bağlamında Öcalan ile Hassan Sabah arasında bir benzerlik var. "

eke Tek programının konuğu yazar Alev Alatlı oldu. Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Alatlı, son romanında öne çıkan 'paçozluk' kavramının ne anlama geldiğini örnekledi.

Alatlı'nın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

AK PARTİ TÜRKİYE'NİN EN DEVRİMCİ İKTİDARI
Başkanlık sistemine ve sayın Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı görmemize de çok uzun boylu bir itirazım yok. Bu kadar ehil bir politikacı evinde mi oturacak? AK Parti iktidarı Türkiye'nin en devrimci iktidarıdır. Bu devrimcilik içerisinde eğitim sistemi, adalet sistemi hallaç pamuğu gibi atılmalıydı. Oralardaki daha iyi işleyişe engel olan hükümler üzerine ciddiyetle gidilmeliydi. Bütün bunlar olmadıktan sonra dünyanın en mükemmel anayasasını yapsanız ne olur? İki gün sonra yine değiştireceksiniz.

TAPINMA ÜZERİNDEN ÖZGÜRLÜK OLABİLİR Mİ?
Ne verildi, ne alında bilemiyorum. Sayın Başbakana mutlaka güvenim var. Benim için çözümsüz bir noktadır burası. Sistemi anlamam çok zor. Bu nasıl bir terör örgütüdür ki, başı 11 yıldır bir yerde mahpustur.  PKK'nın bugüne kadar bilegeldiğimiz tüm tanımları kültlerle birebir örtüşen tanımlardır. Bir kültle nasıl halleşilecekse PKK ile öyle halleşilecek. Kimse bana özgürlükten, militanlıktan bahsetmeyecek. Öcalan'ın yazılarını okuyun, akıl sağlığı olmayan bir Kürt liderinin söylediği her şey orada. Kadın düşmanlığı, kendini beğinmişliği had safhada. Bu nasıl bir yapılanmadır, bunu anlamak için iyi psikiyatristler lazım. Tapınma üzerinden giden bir özgürlük harekiti olur mu?

HÜKÜMET HALLEŞMEYİ AÇIKLAMAYA HAZIR DEĞİL
PKK finans kaynaklarından nasıl vazgeçecek? Böyle bir örgütü bizim sol ve ülkücülerle karşılaştıramazsınız. Çünkü bizimkilerin elinde 3 kuruş para yoktur. Bu unsurları Türkiye içinde tutsanız bir türlü, yurtdışına gitseler bir türlü. Hükümetimiz nasıl bir halleşme olduğu noktasında bize açıklamaya yapmaya hazır değil gibi geliyor bana. Bu iş bir tarafıyla kurgubilim gibi. Arkası nedir onu görmek lazım. Kürt solu yaşasaydı öncelikli işleri öncelikle halletmek imkânı olacaktır. Aşiret düzeni vesaire gibi. Kürtler'in arasında hiçbir zaman demokrasiye yakın bir birliktelik olmadı. Bu feodal kalıp kırılıp da hakikaten demokrasi işlemeye başlamazsa, biz Kürtler'in ne istediğini nasıl anlayacağız ki...PKK sorunu Türkler'in olduğu kadarıyla Kürtler'in kendi sorunudur.

BUDUNLARI KAYBEDERSEK DARMADAĞIN OLURUZ
Benim tanıdığım sahici olan Kürt solu kayıp. Türk kimliği son kale. Bu şemsiyeyinin budunlarını kaybedersek darmadağın oluruz. Kendi budunlarını çok önemseyen Kürt arkadaşlar bana komik geliyor. Türkiye Cumhuriyeti hangi bir dönemde insanları etnik kimliklerinden dolayı itmeye girdi mi? Hayır. Bunu söylemek hakikaten ayıp olur. Türkiye'de muska şikayeti vardır. Bir tarafına dokunursun hemen 'birisi gelsin' derler. Hastanelere gidin bakın acil servisler doludur. O serviste başı ağrıyanlar da vardır. Herşey güllük gülistanlık mıydı, tabi değil. Bu memlekette beyaz Kürt yok muydu?

OSMANLI KADAR TÜRKLER'İ AŞAĞILAYAN OLMADI
Kalkınma daima su kenarlarından içeriye doğru olur. Kalkınma tabii ki İstanbul'dan, İzmir'den başlayacaktı. Bu bir devamlılık arzeder ve yavaş yavaş içeriye doğru gider. 'Benim doğduğum yerde sular akmıyordu' diyerek abartmanın da alemi yoktur. Fiili durum doğrudur, entegre olamamışınızdır. Osmanlı kadar Türkler'i kusan, dışlayan bir başka imparatorluk acaba var mıydı? Ta Vahidettin'e varıncaya kadar sürekli Türkler itilmiş kakılmıştır. Sizin en sevdiğiniz Naima Tarihi'nde Türkler için söylenmeyen kalmamıştır. Vahidettin 1923'de 'Türkler cahil bir kitledir' diyor adam. Koyun kendinizi Mustafa Kemal'in yerine. Çulsuz bir Rumeli muhaciridir kendisi etrafındakilerin hepsi ondan daha zengin.

BU DEVLET ETNİK ŞANTAJA KURBAN MI GİDECEK?
Dönüp bakıyorsunuz Arap'tan hayır yok, Kürt'ten hayır yok. En beğenmediğiniz Arnavut kendi ülkesini kurmuş. Bir dönüyorsunuz beğenmediğiniz Türk. Ve o adam, Allah gani gani rahmet eylesin Mustafa Kemal var. Bir üst kimlik tarifi yapmıştır, başarılı da olmuştur. Kimin köyünü kimden soruyorsunuz. Başarı bir devlet kurabilmek, idare ettirebilmek midir kabahati insanların? Bu  devlet etnik şantaja mı kurban gidecek? Tabii ki hayır.

HASSAN SABAH'LA ÖCALAN BİRBİRİNE BENZİYOR
Hassan Sabbah'ın 'bir kişiyi öldürürüm bin kişiye korku salarım' diye bir sözü var. PKK korkutmayı başardığı için mi başarılı acaba? Kült bağlamında Öcalan ile Hassan Sabah arasında bir benzerlik var. Beyaz Türk'ün olabilmesi için elit lazım. Türkiye'nin eliti yok. Elit aşağı-yukarı aristokrasiyle olur. Türkiye'nin aristokrasisi yok. Biraz para kazanmışa beyaz diyorsanız, siyah nedir o zaman? Siyah Roma'ya veba olarak girer, sözlüğe anarşist olarak girer. Türkiye'de bir siyah grup olduğunu söylemek kötü edebiyattır.

İNSANLARI CAMİDEN DIŞARIYA ÇIKARAN KİMLER?
Beyaz Türkler dışlandıklarını hissediyorlar. Toplumsal sözleşmenin bir paydaşı olmadıklarını hissediyorlar. Gidecek yerleri yok. Bunun sonu ne olur? Lümpenliğe evrilirler, avangardlaşırlar. Kendisini en muhafazakâr zanneden birisi öyle bir laf ediyor ki, sistemin çarkına öyle bir kendini atıyor ki. Niye camiler bazılarımızı kaçırdı. Niye kadınlar kendilerini platezlere attı. Bu itiş neydi? İnsanları camiden kim çıkardı dışarıya? Diyanet nasıl oluyor da genç kızları camiden kaçırıyor?  Kim ne yaptı, neyin üstüne gidilemedi? Kapitalizmle sahici İslam birarada olmaz.

TEKLİFSİZ, KALLEŞ, LAUBALLİ VE HADDİNİ BİLMEZ
Paçozluk, hiçbir şeyin siyakını sibakını (önünü arkasını) hesaba katmadan. Günlük olanı tüketen, fikir olsun, maddesel olsun. Teklifsiz. kalleş, ilkesiz, lauballi, haddini bilmez, yüzeysel, sığ ve sürekli beylik ahkâm kesen, güveyani ütopyalar üreten (mesela herkes için bedava İngilizce eğitimi gibi), buna mukabil kendisiyle barışık, mutmain, şeyinde birden fazla boncuk olan tercihan. Ne zaman sizi yolda bırakacaktır, orası belli değildir. Hiçbir değer yargısı olmayan ve her an o  değer yargısını başka bir şey gördüğü zaman satıverecek olan. Sıradan, çevreyi sıradanlığa mahkum eden. Kendisinden üstün olabilecek bir tipe tahammülü olmayan.  Kendisinden üstüne elitist diye kulp takan. Sıradanlığın zaferi diye bir şeyden bahsediliyor.

SIRADANLIĞIN ZAFERİ HER YERİ İŞGAL ETMİŞTİR
Sıradanlığın zaferi üniversiteleri perişan etmiş durumda. Sıradanlık ve paçozluk hakim olursa bütün değerinizi pazarın dengeleri belirliyor. Allamei cihan olsanız pazarda karşılığınız yoksa hiçbir değeriniz yok. Üniversiteler yurt dışında da böyle üniversitelerde felsefe bölümünün kapatılması gündemde. Vitkeştayn'ın müşterisi yokmuş. Yahu tabii ki olmayacak, bizdeki failatunun müşterisi olmaması gibi. Sonunda işinin ehli olmayan ama 'ne iş olsa yaparız'ın tipolojisi. Basında kaç kişi var okunacak mesela? Çünkü bir haber vermiyor, fikir vremiyor. Sürekli bir sansasyon.

ERGENEKON'DA KİM SUÇLU, KİM SUÇLU DEĞİL?
Bakın kilişeler vardı 'İstanbul kara teslim oldu'. Oldu mu, olmadı mı o da ayrı. Çıkar dışarı bakarsınız 'yahu nereye teslim olmuş' dersiniz. Balyoz'du, Ergenekon'da kim suçlu, kim değil işin içinden çıkamıyorum. Ne dediği belli değil. Ergenekon işine girmiş olan sizin sütun yazarınızdan farklı mı? Şimdi yeni bir yasa çıkacak. Bu yasa içerisinde kaliteyi arttırabilmek için ne yapmak gerekiyor diye bakmak gerekirken burada da bir sıkıntı var. En düzgün korumanız gereken zirveleri muhafaza etmiyorsunuz. Beyaz Türkler hakikaten bu duruma küsüyor.Oktay Sinanoğlu Nobel'e çeyrek kala olan tek adamımızdı. Sırf Türkçe'ye taktı diye Türkiye'de kayıp. Bu sıradanlık eblehleştirdikçe hepimizi eblehleştiriyor. 

Gazeteciler

Bu haber 1,603 defa okundu.