En Sıcak Konular

Efsane mi gerçek mi: Batı seçimlerde kimi destekledi?

27 Temmuz 2007 14:41 tsi
Efsane mi gerçek mi: Batı seçimlerde kimi destekledi? O kadar çok söylendi ki, değilse de gerçek gibi oldu. ABD 22 Temmuz seçimlerinde AKP’yi destekledi mi? Öyle ise nasıl? Bu iş nasıl yapılıyor? ‘Binbir yolu var’ diyenlere bir seri örnek de bizden. Bir de soru: ‘Bu nasıl ispatlanır?

Aslında ABD veye Avrupa ülkeleri demeye gerek yok. Genel anlamıyla Batı, 22 Temmuz seçimlerinde AKP’yi destekledi mi?

Bu sorunun yanıtı olabilecek yüzlerce metin var ortada. Ancak bu amaçla yapılmış olsa bile, böyle bir şeyi elle tutulur gözle görülür kılmak zor.

Hani “rüşvetin belgesi olur mu” denmişti ya.. Bu da öyle. Peki bu suç mu? Uluslararası hukuk açısından şu söylenebilir. Bir ülkenin iç işlerine karışmamak küresel hukukun temel normlarından biri.

Değilse de “ayıp”! Ama tersi örnekler de olabilir. Örneğin Türkiye ve Türkler şu an ABD’de iktidarda bulunan Cumhuriyetçilere karşı Demokratlar lehine bu ülkede lobi yapsalar bu suç olmuyor.

Esasen bu ABD'de ayıp da sayılmıyor. Ama bizde hoş karşılanmadığı malum. Yani bir ülkenin Türkiye’deki seçimleri kendi lehine olabilecek şekilde “etkilemeye” çalışması diplomatik kızgınlıkla birlikte, ortaya çıkması durumunda o partinini aleyhine sandık sonuçlarının doğmasına yol açabilir.

Nasıl yapıyorlar?

Sadece bizde değil dünyanın bir çok ülkesinde seçimlere Batı’nın müdehalede bulunduğuna ilişkin çok sayıda iddia mevcut. Türkiye’de de öyle. Sadece intenet ortamında dahi dış güçlerin Türkiye’deki seçim sonuçlarını etkilemeye çalıştığına ilişkin bir ton yazı bulunuyor.

Garip olan “net” ifadelerin olmaması. Yani bu nasıl yapılıyor? Örnek var mıdır? Bu tür işlerin gizli kapaklı olması normal. Yapılması anormal ama yapılıyorsa eşyanın tabiatı gereği, mümkün olduğunca “çaktırılmaması” gerekiyor.

Müdehalanin şartları ve örnekleri o ülkenin durumu ile yakından ilgili. Yani Türkiye üzerinden böyle bir işe soyunuyorsanız, Türkiye’nin özel durumlarına ilişkin kartları kullunmanız gerekir.

Bir ülkenin, işbirliği içinde olduğu veya olmayı umduğu ülkede, kendine daha sıcak bakan, “uyumlu” bir iktidarın görev başına gelmesini istemesi kabul edilebilir. Bu Türkiye için de geçerli.

Örneğin Ankara, Suriye’de kendisiyle aynı frekansta konuşan, davranan, ticaret isteyen, barış isteyen, terörü desteklemeyen bir Şam yönetimi istemez mi? İster elbette ama “etik” açıdan bunun “temenni” sınırını aşmaması gerekiyor.

Yani ABD ve AB Türkiye’de kendine uyumlu bir iktidarı temenni edebilir. Daha fazlasını yapamaz!

Yaparsa da şu argümanları kullanabilir.

Örneğin ekonomi. Seçimlerden önceki son 1 ay hatta 15 gün içinde Türk ekonomisinde negatif yönlü ve küresel herhangi bir ivmelenme oldu mu? Hayır olmadı. Tersine özellikle makro ekonomik dengeleri sağlam tutmaya yarayacak pozitif girişler oldu.

Peki bunun olmaması AKP’ye veya bir başka partiye destek anlamına geliyor mu? Birçok kişiye göre “elbette”. Ancak ispatı imkansız. Belki ters bir formül sunuşuyla sağlama yapılabilir.

22 Temmuz’dan evvelki bir ay içinde, yabancı sermaye yıkıcı biçimde ülkeden çıksaydı, bunun yaratacağı iktisadi kaos AKP’ye yarar mı yoksa zarar mı verirdi?

Ya da terörist PKK’nın 20, 21 ve 22 Temmuz veya yakın günler içinde gerçekleştirdiği eylemlerde istatistiki bir oynama var mı? Mesela geçen sene aynı hafta içinde kaç terörist eylem olmuş, bu sene kaç? Çapı nasıl?

Eğer 20 Temmuz günü çok sansasyonel bir terör eylemi olsaydı, sandıklarda bu olay hangi partiye yarardı? Bu parti kimse, ABD ile ilişkileri nasıl?

Genelkurmay kaynaklarına göre 22 Temmuz günü değişik bölgelerde yakalanan toplam 5 örgüt mensubu dışında olay yok. Hatta bu pozitif bir bilgi.

Bir başka önemli ve etkili konu, medyanın kompozisyonu ile ilgili. Örneğin Batılı kaynaklar Türkiye’deki basın organlarını ve gazetecileri bu bağlamda kullandı mı? Bu iddia bile değil.

Delil bulmak bir yana karine dahi zor. Ama belki şuna bakılabilir. Seçim yasaklarının başladığı güne değin son 10 günlük zaman içinde parti başına, olumlayan ve eleştiren kaç haber yayınlandı? Bunun gazetelere göre dökümü ne?

Bu sayım bile yeterli olmayabilir. Ama belki şu gerçek bir veri olabilir. Partiler üzerinden hiç bir yorum yapmadan, örneğin son bir ay içinde büyük gazetelerin ekonomi sayfalarında, yabancı firma ve ekonomi kuruluşlarının “Türkiye’yi olumlayan, geleceğe ilişkin sıcak pencereler açan, ‘biz de paramızı Türkiye’ye getireceğiz, yatırım yapacağız” minvalli kaç haber yayınlanmış olabilir?

Bu haberlerin sayısı, bir başka zaman dilimine göre yüzlerce ve hergün istisnasız desek bir veri elde edebilir miyiz?

Bu da nispeten bilimsel olmakla birlikte “etki” olduğuna ilişkin bir delil sunmayacak. Çaprıcı orantısızlıklar bulunsa bile! Ancak yabancı ülkelerin Türk seçmenini etkileme istekleri varsa, medya elbette akla ilk gelen yollardan biri.

Bir başka yol yabancı isimlerin Türkiye’deki seçimlere ilişkin açık veya zımni beyanları. AB’den ABD’den gelen, hatta buradaki elçiliklerinden yapılan açıklamalar. Bunlar ne denli usulünce yapılırsa yapılsın kaynak bilindiği için net etkiler yaratmayabilir. Yine de yollardan biri.

Kuşkusuz soğuk savaş döneminde kalma, bir partiye ya da partilere gizlice yapılan para ve lojistik yardımlar da bir yol olarak kullanabilir. Ancak bunlar artık demode sayılıyor.

Genellikle tercih edilen, topsumsal ilgi ve yönlendirme sağlayacak atraksiyonlar. 22 Temmuz ve bu tarihe kadar olan "yakın" zaman dilimi, Türkiye’de genel olarak huzurlu geçti ve kamuoyunun ilgisini seçimlerden farklı bir yöne çekecek, aynı zamanda sandığı da etkileyecek bir sosyal olay yaşanmadı.

Peki bu bir veri olabilir mi?

 

 

 



Bu haber 621 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,279 µs