Saflar neden sıklaşıyor?

28 Mart 2013 11:26 tsi
Ankara'nın kararını ilan etmesine az kaldı...

Güney yarım kürenin ucunda, Güney Afrika'da (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) BRICS zirvesi için bir araya gelen 5 ülke, küresel ekonomik büyümeyi hızlandırmak için yeni bir yatırım bankası kurmayı kararlaştırıp, ortak para takasına geçmeyi konuşurken, aynı anda Kuzey yarım kürede Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan iki haftadır ABD ve AB arasındaki serbest ticaret anlaşması üzerinden Batı ülkelerine getirdiği eleştirilerinin dozunu arttırıyor. Hürriyet gazetesine konuşan Çağlayan "Ya Gümrük Birliği'nde kalalım, vizeyi, ürünlerimize kotayı kaldırın, 3. ülkelerle anlaşmalara bizi de ekleyin ya da Gümrük Birliği'den çıkalım bizimle serbest ticaret anlaşması yapın..." derken Türkiye'nin AB macerasında önemli bir yol ayrımına gelindiğini de ilan etmiş oluyor. BRICS zirvesine denk gelen bu açıklama tesadüf olabilir mi?

Yeni çağın küresel siyasal ve askeri ittifakları iyice belirginleşirken, ekonominin formül dışı bırakılması düşünülemezdi. Dünyadaki bu kutuplaşmayı Le Monde gazetesine verdiği demeçle değerlendiren 2001 krizinin "tek adamı" Kemal Derviş küresel sistemin derinleşmesi sonrası ortaya çıkan trendde ülkelerin bir saf seçmesinin zorunlu olduğunu, aksini yapan ülkelerin ayakta kalamayacağını boşuna vurgulamadı.

Peki Türkiye hangi safı seçecek? Daha da önemlisi taraf seçme "zorunluluğu" nereden çıktı? Doğu ve Batı arasında köprü rolünü ticari anlamda başarıyla uygulayabilen Ankara, neden saf seçmek zorunda kalıyor?

Batı-Doğu veya Kuzey-Güney gibi zıtlıklarla tarif edilemeyen, coğrafi anlamda biribiriyle alakasız ülkelerin oluşturduğu yeni ittifaklar, kime karşı kuruluyor?

"Şanghay Beşlisi" ile birlikte Başbakan Erdoğan'ın kaleme aldığı senaryo, son BRICS zirvesi ve ABD-AB serbest ticaret anlaşması ile birlikte önümüzdeki dönemde gerçekleşebilir mi? Yoksa teklifin götürüldüğü Rusya'nın Türkiye için başka planları mı var?

Düğümün çözüleceği nokta, Başbakan'ın Washington ziyareti olacak. Çağlayan boşuna "Sayın Başbakanımızın ABD Başkanı Obama ile yapacağı görüşmeler son derece önemli" demiyor.

Ne demişti iki hafta önce Hürriyet'e Suriye meselesi ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır?

"Önemli olan Amerika'nın kafasında bu stratejiyi tamamlayıp niyetini ortaya çıkardığı anda Sayın Başbakanımızın Amerika'da olması. Belki de Amerika-Rusya dengesi oluştuğunda Türkiye'nin orada olması gerekecektir." 

Dikkat edilirse Türkiye, Güney Afrika'daki zirvede yok.

Bozkır ve Çağlayan'ın ayrı ayrı Başbakan Erdoğan'ın Washington ziyaretini iki hafta ara ile işaret etmesi boşuna değil.  Anlaşılan Türkiye son bir pazarlıktan sonra safını Oval Ofis'te ilan edecek...

www.iyibilgi.com  özel

Bu haber 2,396 defa okundu.