En Sıcak Konular

Öcalan benzer mektubu 14 yıl önce de yazmış!

25 Mart 2013 13:23 tsi
Öcalan benzer mektubu 14 yıl önce de yazmış! Türkiye tarihinde dönüm noktası olan Öcalan'ın Nevruz mektubunun bir benzeri 14 yıl önce de yazılmış. O dönemde de "silah bırakma" ve "sınır dışına çekilme" teklif edilmesine rağmen Koalisyon hükümeti (DSP,MHP,ANAP) inisiyatif alamamış! 1999'da terö

Hakan Göksel'in haberi

Star Gazetesi'nden Orhan Miroğlu 25 Mart tarihli köşesinde Abdullah Öcalan'ın, 18 Mart 1999'da, yazdığı mektuba yer verdi. Miroğlu 14 yıl önce yazılan mektupla 21 Mart 2013'te Nevruz Bayramında okunan mektubun farkı olmadığını öne sürdü.

1999 yılında 2013'te okunan mektuba benzer bir mektup olduğunu halde hiçbir şey yapılamamasını ise "O yıllarda bu politikanın devlet nezdinde bir karşılığı yoktu. Kimsenin böyle bir gelişmeye hazırlığı bulunmuyordu. Siyasi partilerin ve hükümetlerin, ordunun egemenlik alanı olmaya devam eden Kürt sorununda, ne söyleyecek sözleri ne ortaya koyabilecekleri programları vardı" şeklinde anlatıyor...

ÖCALAN'IN 1999 YILINDA YAZDIĞI MEKTUP

Öcalan 1999 tarihinde yazdığı mektupta "Anlamsız şiddet sorunları içinden çıkılmaz hale getiriyor. Şiddete son vermek sorunların çözümünde temel halka olmaktadır. Ağırlıklı olarak şiddet yaklaşımları objektif olarak çıkmazı derinleştirmekten, sahte bir rant ekonomisi ve politik yapı üretmekten, dolayısıyla en gerici sonuçlara yol açmaktan öteye varamıyor. Mevcut durum aşılmazsa sonuç çıkmazda ve tekrarda derinleşmedir. Gecikmiş olarak mütevazi ve gerçekçi bir barış seçeneği tek yol olarak karşımızda duruyor. Devlet direk PKK ile barış yapıyorum demez. Biz de eşit bir taraf gibi yaklaşamayız" demişti.

Öcalan tek taraflı ateşkes ilanın etmelerinin ardından 1 Eylül 1999'dan itibaren müzakereleri beklemeden PKK'nın ülkeyi terk etmesini " Türkiye'de çatışma ortamı insan hakları ve demokratik gelişmenin önünde engel teşkil etmektedir. Ağırlıklı olarak Kürt sorunundan kaynaklanan şiddet, bunda temel rol oynamaktadır. Çıkmazı aşmak ve sorunların çözüm yolu, şiddete son vermeyi gerektirmektedir. Bu nedenle PKK'nin 1 Eylül 1998'den beri tek taraflı yürütmeye çalıştığı ateşkes sürecinde, 1 Eylül 1999'dan itibaren, silahlı mücadeleye son vermeye, ve güçlerini barış için sınırların dışına çekmeye çağırıyorum. Böylelikle demokratik çözüm yolunda yeni bir diyalog ve uzlaşma aşamasının geleceğine inancımı belirtiyorum..." cümleleri ile dile getirmişti.

NEVRUZ BAYRAMINDA OKUNANA MEKTUBUNDA NE DEMİŞTİ?

Bu mektubun üzerinden 14 yıl geçti. Türkiye'de bir milat yaşandı. Türkiye halkı bir tarihe tanıklık etti. Nevruz'da Öcalan'ın mektubu okundu. 21 Mart 2013'te okunan mektubunda Öcalan, "Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun" noktasına geldik. Yok sayan, inkar eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum." dedi.

1999'DAKİ İRADE PKK'NIN ÇEKİLMESİNİ HAYAL BİLE EDEMİYORDU

O günkü irade "PKK'nın silahlı güçlerinin sınır dışına çekilmesi"ni istemeyi bırakın hayal bile edemiyordu.

Öcalan PKK'ye gönderdiği mektupta ise yoldaşlarını ikna etmeye çalışıyor ve şiddetin miadını doldurduğunun altını çiziyordu. Öcalan mektubunda "Yüzyılın savaşları kendi doğasına uygun barışını arıyor. Klasik askeri güce dayalı mutlak zafer arama yolunun artık geçersizliği söz konusudur. PKK açısından artık bir demokratik çözüm tarzı halinde somutlaşan Kürt sorunu ve tüm Türkiye'de demokrasi için artık şiddete ihtiyaç yoktur ve hatta bu çok fazlasıyla yürütülmüştür. PKK mevcut koşullarda şiddet aracıyla daha fazla gelişme sağlanamayacağını, tersine daha da zorlanacağını anlamıştır. Bu noktada çatışma durumunu sürdürmenin ilerletici siyasi bir anlamı olmadığı gibi, bu durum daha çok tıkayıcı, krize ve şovenizme götüren son derece olumsuz yönlere hizmet edecektir. Bu konuda ilk adımın PKK'den gelmesi doğaldır" diyordu.

Öcalan yine 1999 tarihli mektubunda tıpkı 2013'teki "aman ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır. Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler; Kurtuluş Savaşı'nı birlikte yapmışlar, 1920 Meclisini birlikte açmışlardır" sözleri gibi bir açıklama yapmıştı. Öcalan mektubunda "Biriken öfkeler ve tepkileri sabırla gidermeyi bilmek durumundayız. Hayali yaklaşmamak, çok acılı bir savaşın ardından barış geliştirmenin kolay olmadığını, büyük ustalık kadar sabır ve olgunluk gerektirdiğini sürekli göz önüne getirmek gerekir. Türkiye sevr yaklaşımından korkuyor. Bu izlenimi tamamen silmek gerekir. Türkiye ile düşmanlaşma oyunlarına gelinmemeli, buna dikkat edilmelidir" diyordu.

Türkiye'de 14 yıl önce tarihi fırsatı yakaladığında iktidarda "DSP, MHP ve ANAP" koalisyonu vardı. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu da Genelkurmay Başkanı olarak görev yapıyordu.

1999 yılında ilginç bir gelişme daha yaşanmıştı. Türkiye'nin baskıları sonucu 1998'de Suriye, Öcalan'ı topraklarından çıkarmıştı. Suriye'den Rusya'ya, oradan İtalya'ya geçen Öcalan'ı, İtalyan Hükümeti de ülkeden çıkarınca Kenya'nın Yunanistan Büyükelçiliği'nde saklandı. Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliğinden çıkarıldıktan sonra, Kenya güvenlik birimlerince yakalanıp, Türk güvenlik görevlilerine 15 Şubat 1999 günü teslim edilmişti. 16 Şubat 1999 tarihinde Bordo Bereliler tarafından uçakla Kenya'dan Türkiye'ye getirilmişti ve sonrasında İmralı adasındaki özel hapishaneye konulmuştu.

Siyasi partiler tarafından "1999 yılında terör sıfırlandı" söylemi günümüzde de sıkça kullanılıyor. 1999 yılına ait mektup o dönemde siyasi iradenin böyle bir inisiyatif alamadığını ortaya koyuyor...

hakan.goksel@haber7.com

Bu haber 764 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,832 µs